H­a­y­y­a­m­­ı­n­ ­K­i­t­a­b­ı­n­ı­n­ ­S­e­r­ü­v­e­n­i­:­ ­T­i­t­a­n­i­k­­t­e­ ­B­a­t­t­ı­,­ ­2­.­ ­D­ü­n­y­a­ ­S­a­v­a­ş­ı­­n­d­a­ ­Y­a­n­d­ı­,­ ­K­i­t­a­b­ı­n­ ­F­i­k­i­r­ ­B­a­b­a­s­ı­ ­B­o­ğ­u­l­a­r­a­k­ ­Ö­l­d­ü­

H­a­y­y­a­m­­ı­n­ ­K­i­t­a­b­ı­n­ı­n­ ­S­e­r­ü­v­e­n­i­:­ ­T­i­t­a­n­i­k­­t­e­ ­B­a­t­t­ı­,­ ­2­.­ ­D­ü­n­y­a­ ­S­a­v­a­ş­ı­­n­d­a­ ­Y­a­n­d­ı­,­ ­K­i­t­a­b­ı­n­ ­F­i­k­i­r­ ­B­a­b­a­s­ı­ ­B­o­ğ­u­l­a­r­a­k­ ­Ö­l­d­ü­

İranlı filozof Ömer Hayyam'ın mücevherlerle kaplı Rubailer kitabı 110 yıl önce Londra'dan New York'a gönderildi. Kitap Titanik'le beraber Atlantik Okyanusu'nun derinliklerine gömüldü. Kitabın benzer bir baskısı ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin İngiltere'yi bombalaması sonucunda kül oldu. Kitabın fikrini ortaya çıkaran kişi ise İngiltere'de bir sahilde boğularak yaşamını yitirdi...

BBC Türkçe'de yer alan bilgilere göre kitapların serüvenini beraber inceleyelim...  

1911'de Francis Sangorski adlı usta bir zanaatkar, Londra'nın Holborn semtindeki atölyesinde iki yıldır üzerinde çalıştığı bir kitap kaplama işini bitirdi.

40 cm x 35 cm ölçülerindeki kitap, özel olarak kesilmiş yakutlar, topazlar ve zümrütler dahil bin 50 mücevherle kaplanmıştı. Yapımında yaklaşık 9 metrekarelik altın varak ve yaklaşık 5 bin parça deri kullanıldı.

Sangorski, çalışmasındaki her detay üzerinde titiz bir şekilde durdu. Gerçeği yansıtması için bir insan kafatası ödünç aldı; hatta Londra Hayvanat Bahçesi'ndeki bir gözetçiye, canlı bir sıçanı yılana yedirmesi için rüşvet bile verdi. Böylece ilk elden deneyimin dehşetini yansıtmayı amaçlıyordu.

The Daily Mirror gazetesi çalışmayı 'bugüne kadar üretilmiş en özel kitap kapağı örneği' olarak nitelerken, bazıları kitaba 'Muhteşem Kitap' adını verdi.

Kitaba dudak uçuklatan bir fiyat biçildi.

Sangorski ve ortağı George Sutcliffe'nin 1900'lerin başlarında kurdukları şirketin bugünkü varisi Shepherds, Sangorski & Sutcliffe'nin Genel Müdürü Rob Shepherd, kapağın yıllar içinde zanaatkarların becerilerini kaybetmesi nedeniyle bugün tekrarlanmasının neredeyse imkansız olduğunu söylüyor.

Shepherd, yapımcılarının 'sıradışı derecede yetenekli' olduğunu belirtiyor.

İkilinin eseri göz alıcıydı ve Kral 7'nci Edward dahil çok sayıda prestijli ismin maddi desteğini kazandı.

İkilinin eseri göz alıcıydı ve Kral 7'nci Edward dahil çok sayıda prestijli ismin maddi desteğini kazandı.

Sangorski daha önce Ömer Hayyam'ın ünlü Rubailer kitabının bazı baskılarını ciltlemişti ancak hayali bu özel kitabı üç tavus kuşunun olduğu, mücevherlerle süslü 'daha önce hiç görülmemiş' bir eser haline getirmekti.

Usta zanaatkar bu hayali için 1761'de kurulan ve bugün hala faal olan Sotheran's kitabevini ikna etti. Kitabevi Sangorski ile yalnızca şu yönergeleri paylaştı:

'İşini iyi yap, sınır yok. Kaplamayı istediğin gibi süsle ve istediğin gibi fiyat biç- fiyat ne kadar yüksek olursa o kadar memnun olurum - ancak yaptığın işin sonucunun ücretini haklı çıkarması şartıyla. Bittiğinde dünyadaki en harika modern cilde sahip kitap olmalı.

'Bunlar tek talimatlarım.'

Kaplama altı farklı panelden oluşuyordu: Ön ve arka kapaklar, astar olarak bilinen iç yüzeyler ve tavus kuşları, bitkiler, kafatasları, Fars kültüründe yaşamı ve ölümü simgeleyen desenlerle süslenmiş iki uç yaprak.

Her iki kapak için yüzlerce parça keçi derisinin renklendirilmesi, hazırlanması ve kesilmesi, çok sayıda mücevherin her birinin kendi kopçasına yerleştirilmesi gerekiyordu.

Bunlarla birlikte tüm yüzeylere sofistike altın varakların uygulanması için haftalar harcandı.

Kitabevi bu özel baskıyı bin sterline, bugünün parasıyla yaklaşık 120 bin sterlin, satışa sundu.

Kitabevi bu özel baskıyı bin sterline, bugünün parasıyla yaklaşık 120 bin sterlin, satışa sundu.

Ancak gerek yüksek fiyat etiketi gerek Ömer Hayyam'ın şiirlerinin aristokrasiye hitap etmemesi gibi nedenlerle kitap uzun süre satılamadı.

Ta ki 29 Mart 1912'de Sotheby's müzayede evinin düzenlediği bir açık artırmada ünlü antika kitapçısı Gabriel Wells'in Londra temsilcisi kitabı 405 sterline alana kadar.

Okyanusun derinlerindeki akibeti bilinmiyor...

Okyanusun derinlerindeki akibeti bilinmiyor...

Wells'in kitap ticaretinin merkezi New York'tu ve Rubailer kitabı 6 Nisan'daki sevkiyat kaçırıldığı için bir sonraki seferi beklemek zorunda kaldı. Bu, ünlü Titanik seferiydi.

1.500'den fazla insanın öldüğü Titanik felaketi 20'inci yüzyılın en ünlü facialarından biri ancak gemide Rubailer'in başına neler geldiği pek bilinmiyor.

Shepherd, kitabın büyük olasılıkla kitap dostu Harry Elkins Widener'ın kasasında olduğunu düşünüyor. Anne ve babası Pennsylvania'nın en zengin iki ailesinden 27 yaşındaki Widener, Titanik'in aristokrat yolcuları arasındaydı.

Widener'ın yayıncı Wells'i tanıdığını iddia eden Londra'daki tarihi kitapçı Maggs Bros Ltd.'den Benjamin Maggs'e göre, 'Kitabı koltuğunun altında taşıması istenseydi ona büyük bir sorumluluk yüklenmiş olurdu'.

Kurnaz kitap satıcısı Widener, ithalat vergisi ödemek zorunda olması ihtimalinden duyduğu iğretiyi halihazırda basında söylemişti.

Meraklı bir kitap koleksiyoncusu olan Widener, Londra'ya yaptığı bir kitap alışverişi gezisinin ardından ABD'ye dönüyordu.

Titanik'in buzdağına çarptığı anda Harry Widener'ın sigara içme salonunda olduğu söyleniyor.

Titanik'in buzdağına çarptığı anda Harry Widener'ın sigara içme salonunda olduğu söyleniyor.

Babası gibi Widener da felaketten sağ çıkamadı.

Gemiyle birlikte batan batan hazineler arasında en iyi bilinenlerden biri olan Rubailer'in okyanusun dibindeki akibeti bilinmiyor.

Saunders kitaba yatırım yapan herkesin kaybettiğini söylüyor.

Yapımcısı Sotheran's kitabevinin muhasebe kayıtları, The Blitz olarak bilinen İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin İngiltere'yi bombalaması olayları sırasında yandı.

Ancak kitabı takip eden trajedi 10 yıl sonra da devam etti.

Ancak kitabı takip eden trajedi 10 yıl sonra da devam etti.

Francis Sangorski

1 Temmuz 1912'de İngiltere'nin güney kıyısında karısı ve dört çocuğuyla birlikte tatile çıkan Francis Sangorski, güçlü bir akıntıya kapıldı.

37 yaşındaki zanaatkarın cansız bedeni 1,5 saat sonra bulundu.

Kurucu ortağını kaybeden Sangorski & Sutcliffe, faaliyetlerine devam etti.

1924'te George Sutcliffe'nin yeğeni Stanley Bray şirkete stajyer olarak katıldı.

Sekiz yıl sonra, şirket kasasında Sangorski'nin Rubailer için yaptığı orijinal çizimleri ve kalıplarıyla karşılaştı ve bu gösterişli işi yeniden denemeye karar verdi.

Bray, 1930'ları ofisinde ve evinde, mücevherlerle kaplı ikinci Rubailer baskısı üzerinde çalışarak geçirdi. Kitap kapağı, İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'yı etkisi altına aldığı dönemlerde tamamlandı.

Kitabın bombalı saldırılara karşı korunması gerektiğine karar verildi ve bu nedenle koruyucu malzemelere sarılarak Londra'daki Fore Caddesi'nde güvenli bir kasaya yerleştirildi.

Fore Caddesi, Alman bombardıman uçaklarının şehirde ilk vurduğu caddeydi. 1940 ve 1941'deki müteakip hava saldırıları, bölgedeki neredeyse tüm binaları yerle bir etti.

Yıkıntılar temizlendi ve Bray'in ikinci baskıyı sakladığı kasa bulundu. Kasa hala sağlam ve hasarsız görünüyordu.

Yıkıntılar temizlendi ve Bray'in ikinci baskıyı sakladığı kasa bulundu. Kasa hala sağlam ve hasarsız görünüyordu.

Stanley Bray

Ancak içi açıldığında, sadece siyah bir kütle bulundu. Ateşin katıksız ısısı, kapaktaki deriyi eritmiş ve sayfaları kömürleştirmişti.

Maggs, kitabın kendisini korumak isteyenlere komplo kurduğunu söylüyor:

'Titanik'te olduğu gibi, 'Bu kitabı Amerika'ya göndermenin en güvenli yolu nedir? Onu kesinlikle batmaz bir gemiyle yollamaktır' diyorsunuz ve ne kadar çok denerseniz sonuç o kadar kötü oluyor.'

1945'te savaşın bitimiyle birlikte Bray, üçüncü bir baskı üzerinde çalışmak için harekete geçti.

Bunun için önceki baskılardan kalan mücevherlerin çoğu geri dönüştürüldü.

Tahmini 4 bin saatlik çalışmadan sonra, üçüncü baskı nihayet tamamlandı ve kitabı İngiltere'deki Britanya Kütüphanesine sundu.

Aralık 1995'te ölümünün ardından yazılan makalede, kitap 'yaşam boyu çalışmanın anıtı' olarak nitelendirildi.

Kitap hala bu kütüphanede ancak erişimine nadiren izin veriliyor.

Maggs'e göre, Rubailer'in hikayesi ve bilgeliği usta zanaatkarlara şair-filozofu altın, mücevherler ve deriyle anmak için ilham veren Ömer Hayyam'ın teorileri arasında bir uyum var.

Maggs, 'Bir bakıma tüm hikaye bir kıssadan hisse gibi çünkü ana mesaj: 'Hayatın tadını çıkar, ama bil ki bitecek, farkında ol' şeklinde; neredeyse bir tür lanet gibi' diyor.

Maggs, 'Rubailer böyle söylüyor' diyor ve ekliyor:

'Eğer gücün yetiyorsa neden olmasın? Yap. Ama bil ki öleceksin ve (yaptıklarını) yanında götüremeyeceksin.'

Popular Articles

Latest Articles