Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde seçimlerde 64 milyon civarında seçmenin oy kullanması beklenirken bunların yaklaşık 13 milyonunu 'Z kuşağı' olarak adlandırılan, yaşları 18-25 arasında değişen gençler oluşturuyor. Peki bu gençlerin tercihleri ne yönde olacak? Bupar Araştırma Şirketi, gençlerle ilgili yeni araştırma raporunun sonuçlarını paylaştı.
Kamuoyu araştırmaları gençlerin oylarının seçim yarışında belirleyici faktör olacağını gösteriyor.
14 Mayıs’ta oy kullanacak olan 18-25 yaş arası gençlerin tercihini analiz eden Bupar Araştırma Şirketi Başkanı Erdal Akaltun, gençlerle ilgili yeni araştırma raporunun sonuçlarını paylaştı.
Cumhuriyet'e konuşan Akaltun, 'Türkiye genelinde yüz yüze görüşme sağlanarak toplam 3 bin yüz kişi ile, 12 bölgede yapılan araştırmaya göre gençlerin yüzde 80’i Cumhur İttifakı dışındaki partilere ve liderlere oy verecek' dedi.
Gençlerin siyasal katılımında önceki senelere göre artış olduğunu kaydeden Akaltun, “Siyasal iktidarın kendileriyle ilgili politakalarının olmaması nedeniyle gençlerin siyasal motivasyonu yoktu. İlk defa var olan düzende iktidarın değişme ihtimali gençleri heyecanlandırıyor. 1980’den sonraki sürece baktığımızda gençlerin en çok siyasal katılım sağlayacakları bir seçim olacak” ifadelerini kullandı.
Akaltun ayrıca, “Eğitim nedeniyle gitmek isteyenler dışında mutsuz oldukları için yurtdışına gitmek isteyen gençlerin yüzde 80’i iktidarın değişmesi durumunda gitmekten vazgeçeceklerini söylüyor” dedi.
Akaltun son olarak araştırma sonuçlarına göre Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çoğunluk sağlamasının mümkün olamayacağını söyledi.
Siyaset bilimci Edgar Şar, AK Parti iktidarı boyunca birçok kez seçime giden genç seçmenin bu seçimde 20 yıldır yol açmadığı değişikliğe yol açacağını belirterek, “Daha önceki seçimlerde ilk kez oy kullanacak seçmen grubunun Türkiye’deki genel oranlarla çok ters düşmediğini gözlemlerdik. İlk defa bu seçimde oy kullanacak gençler arasında CHP ve muhalefet öne geçmiş durumda” dedi.
Genç seçmen grubunun ilk kez Türkiye genelinden farklı düşündüğünü belirten Şar, '2013’te Gezi Parkı dönemlerinde Z kuşağı nesli 15 yaşındaydı. O yaştan itibaren AK Parti’nin otoriterleşmeye başladığı dönemi ve önceki neslin sahip olduğu sosyal imkânlara erişemediklerini gördüler' ifadelerini kullandı.
Şar ayrıca, 'Millet İttifakı’nın yalnızca tek adamdan oluşmadığını, içinde gençlerin de olduğu geniş bir koalisyon olduğunu ve birçok genç siyasi temsilcisinin olduğunu gösterecek bir yaklaşıma ihtiyacı var' değerlendirmesinde bulundu.
Kuşak araştırmacısı Evrim Kuran ilk kez sandığa gidecek gençlere yönelik, "Kolay ikna edilebilecek bir kuşak değil" diyerek şu ifadeleri kullandı:
'Aslında, ikna edilmeye çalışılması gereken bir kuşak da değil. Seçim öncesi gençleri hatırlayan, -mış gibi yapan liderlerin, organizasyonların işi gerçekten çok zor. Türkiye’de genç olmanın hiç kolay olmadığını, gençlerin işsizlik, liyakat, ayrımcılık, kadına şiddet gibi kaygılarıyla hayatta kalmaya çalıştıklarını biliyoruz. Ülkenin tüm kuşaklarının olduğu gibi gençlerin de her zamankinden daha çok umuda, farklılıklara saygı ve kapsayıcılığa, ifade özgürlüğüne, hukukun üstünlüğüne ihtiyacı var.
Gençlerle samimi etkileşim önemli. Gençler, eğitim, istihdam ve özellikle de yetkinlik gelişimi konularında gençlere dokunabilen siyasilere destek vereceklerdir.'