S­a­b­u­n­ ­i­l­e­ ­D­e­t­e­r­j­a­n­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­ ­N­e­ ­F­a­r­k­ ­V­a­r­?­

S­a­b­u­n­ ­i­l­e­ ­D­e­t­e­r­j­a­n­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­ ­N­e­ ­F­a­r­k­ ­V­a­r­?­

Hepimizin evlerinde bulunan iki temizlik malzemesi: Sabun ve deterjan. Her ikisi de bir yüzeyi temizlemek için kullanılsa da deterjanı ellerimize ya da yüzümüze sürmek pek de akıl işi gibi görünmüyor. Bu ikiliyi birbirinden ayıran önemli farklılıklar nedir merak ediyorsanız, gelin birlikte bakalım.

Öncelikle sabun ve deterjanın kısa bir tarihine göz atalım. Örneğin ellerimizi yıkamak için kullandığımız sabunun tarihinin 2 bin 300 yıl öncesine dayandığını biliyor muydunuz?

Öncelikle sabun ve deterjanın kısa bir tarihine göz atalım. Örneğin ellerimizi yıkamak için kullandığımız sabunun tarihinin 2 bin 300 yıl öncesine dayandığını biliyor muydunuz?

Sabun ilk kez M.Ö. 600 yılında Fenikeliler tarafından bulunmuştur. Fenikeliler ve Galyalılar arasında değiş tokuş yapılan maddenin özünde ise Mürver ağacı, Keçi Donyağı ve odun kökü bulunmaktaydı.

Sabunun en çok yaygın olduğu yer ise Roma İmparatorluğu'ydu. Sabunun adını verenler ise Keltlerdi.

Sabunun en çok yaygın olduğu yer ise Roma İmparatorluğu'ydu. Sabunun adını verenler ise Keltlerdi.

Kökenleri İngiltere'de olan Keltler sabunu hayvansal yağlardan ve bitki küllerinden üretmekteydiler. Yanı sıra sabun onlar için bir alkali maddeydi. İsmine ise önceleri 'Saipo' derlerdi fakat bu kelime sonradan 'Soap' olarak değişti.

Sabun bir dönem el ve vücut temizliğinde sanki bir ilaç gibi, sıkça kullanıldı. Daha sonra Fizikçi Theodorus Priscianus ile birlikte sabunun şampuan olarak da kullanımı yaygınlaştı.

Sabun bir dönem el ve vücut temizliğinde sanki bir ilaç gibi, sıkça kullanıldı. Daha sonra Fizikçi Theodorus Priscianus ile birlikte sabunun şampuan olarak da kullanımı yaygınlaştı.

Sabun 19. yüzyılda o kadar yaygın bir şekilde kullanılıyordu ki Alman kimyager Justus von Liebig, bir ulusun tükettiği sabun miktarının, o ulusun zenginliğinin ve uygarlığının doğru bir ölçüsü olduğunu ilan etti.

İlk sabun üreticileri yapım aşamasında bolca kül ve hayvansal yağlar kullandı. Sabun yapım aşamasında aynı zamanda pişirme işlemi de görmekteydi.

İlk sabun üreticileri yapım aşamasında bolca kül ve hayvansal yağlar kullandı. Sabun yapım aşamasında aynı zamanda pişirme işlemi de görmekteydi.

Sabun pişirme sırasında odun ve bitki küllerinin içinde bulunan potasyum, karbonat, soda ayrıştırılıyor ve yağla karıştırılarak kaynatılıyordu. Suyun buharlaşması ile birlikte natural yağ ortaya çıkıyor ve parçalanarak yağ asitleri sabunlaşıyor, alkali tuzlarını veriyordu.

19'uncu yüzyılın sonlarına geldiğimizde kaynatma sisteminin yerine buhar sisteminin kullanılmaya başlandı ve el işçiliğinin sanayiye dönüşmesiyle sabun üreticiliğinde büyük bir gelişme yaşandı.

19'uncu yüzyılın sonlarına geldiğimizde kaynatma sisteminin yerine buhar sisteminin kullanılmaya başlandı ve el işçiliğinin sanayiye dönüşmesiyle sabun üreticiliğinde büyük bir gelişme yaşandı.

1850 yılında artık sabunda reçine kullanılması ve 1870'de ise İngiltere’de Gossage tarafından sodyum silikatın sabun üretimine dahil edilmesi gibi diğer pek çok teknik gelişme bu döneme aittir.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise sanayide yaşanan nitelikli dönüşüm sayesinde sabun üretimi kaliteli hale getirilmiş ve sentetik deterjanlar gibi malzemelerin üretimine başlanmıştır.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise sanayide yaşanan nitelikli dönüşüm sayesinde sabun üretimi kaliteli hale getirilmiş ve sentetik deterjanlar gibi malzemelerin üretimine başlanmıştır.

Buradan da anlayabileceğimiz üzere deterjanın varlığı sabundan sonra geliyor. Hatta, ilk kez 1831 yılında bir Fransız tarafından kazara bulundu da denilebilir.

Firemi karanlık laboratuvarında bir akşam basit kimyasal araç gereçleriyle deney yapmaktaydı. Bu sırada zeytinyağının üzerine sülfürik asit dökerek elde ettiği maddenin suda köpürdüğünü gördü.

Firemi karanlık laboratuvarında bir akşam basit kimyasal araç gereçleriyle deney yapmaktaydı. Bu sırada zeytinyağının üzerine sülfürik asit dökerek elde ettiği maddenin suda köpürdüğünü gördü.

Uğraş verdiği maddenin aynı zamanda yağları da temizlediğini fark edince bunun sabunla benzer bir ürüne dönüştüğünden emin oldu.

Bazı kaynaklarda ise deterjanın asıl mucidinin 1834 yılında ilk sulfonatı imal eden Runge olduğu yazılmaktadır. Çünkü Firemi'nin bulduğu madde homojen sayılmazdı.

Bazı kaynaklarda ise deterjanın asıl mucidinin 1834 yılında ilk sulfonatı imal eden Runge olduğu yazılmaktadır. Çünkü Firemi'nin bulduğu madde homojen sayılmazdı.

İçerisinde sabun karakterini veren moleküle bağlı diğer başka moleküller vardı. Kendisi bu fazlalıkları esas molekülden ayıramadığı için başarısız görülmektedir.

İlk üretilen deterjanlar pek de muazzam sayılmazdı, tek yaptıkları su yüzey gerilimini kırıp suyun dağılımını ve emilmesini kolay sağlamaktı.

İlk üretilen deterjanlar pek de muazzam sayılmazdı, tek yaptıkları su yüzey gerilimini kırıp suyun dağılımını ve emilmesini kolay sağlamaktı.

İşte tam da bu nedenle deterjanlar 1830 yıllarında tekstil sanayiinde kullanılmaya başlandı. Örneğin koyun yünü çok yağlı bir madde olduğu için yıkamak, ıslatmak zor bir uygulamaydı fakat sülfatlı yağlar bunu kolaylıkla başarabiliyorlardı.

Bir diğer özellikleri ise sülfatlı yağların sabunlar gibi sert sudan etkilenmemeleriydi. En sert suda bile fonksiyonlarını yitirmeden işlevlerini yerine getirirlerdi.

Bir diğer özellikleri ise sülfatlı yağların sabunlar gibi sert sudan etkilenmemeleriydi. En sert suda bile fonksiyonlarını yitirmeden işlevlerini yerine getirirlerdi.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sanayiinin gelişmesi ve yağların daha kıt hale gelmesi, sabunun karne ile satılması gibi etmenlerden dolayı sentetik deterjan üretimine yöneldiler.

İlk üretilen bu fabrika çıkışlı deterjanlar genellikle pek iyi temizlemeyen ve ele zarar veren maddelerdi. Fakat 1950 yıllarında bir petrol ürünü olan benzen veya benzen halkalı hidrokarbon sayesinde daha iyi sentetik deterjanlar yapıldı.

İlk üretilen bu fabrika çıkışlı deterjanlar genellikle pek iyi temizlemeyen ve ele zarar veren maddelerdi. Fakat 1950 yıllarında bir petrol ürünü olan benzen veya benzen halkalı hidrokarbon sayesinde daha iyi sentetik deterjanlar yapıldı.

Bu ürünler halen evlerimizde kullandığımız sentetik deterjanlardandır.

Gelelim, suda çözünerek farklı yüzeylerdeki kirleri temizleyen bu benzer maddelerin, sabun ve deterjanın, farklarının ne olduğuna...

Gelelim, suda çözünerek farklı yüzeylerdeki kirleri temizleyen bu benzer maddelerin, sabun ve deterjanın, farklarının ne olduğuna...

Bu maddeler suda karmaşık kimyasal bir süreç geçirip çözündükten sonra yüzey ile temasa geçerek temizlik sağlarlar. Peki buna rağmen neden farklı maddeler olarak adlandırılmaktadır?

Sabunun tarihçesinde ilk ortaya çıktığı dönem bazik özellik gösteren kül gibi doğal malzemelerden yararlanılıyordu. Ancak geleneksel sabun dediğimiz, ilerleyen yıllarda üretime geçilen sabunların ana maddesi asitlik derecesi bakımından yüksektir. Yani, bazik derecesi oldukça düşüktür.

Sabunun tarihçesinde ilk ortaya çıktığı dönem bazik özellik gösteren kül gibi doğal malzemelerden yararlanılıyordu. Ancak geleneksel sabun dediğimiz, ilerleyen yıllarda üretime geçilen sabunların ana maddesi asitlik derecesi bakımından yüksektir. Yani, bazik derecesi oldukça düşüktür.

Sabunun asitlik derecesinin yükselmesine neden olan, diğer bir deyişle bazik özelliğini yitirmesine sebep olan kaynak ise kirleticiler, kalsiyum ve magnezyum gibi iyonlardır.

Sabunun bazik özelliğini yitirmesi suyun sertleşmesine ya da suda sabunun katı birikintiler oluşturmasına ve temizleme özelliğinin azalmasına sebep olmaktadır.

Sabunun bazik özelliğini yitirmesi suyun sertleşmesine ya da suda sabunun katı birikintiler oluşturmasına ve temizleme özelliğinin azalmasına sebep olmaktadır.

Sentetik deterjanlar sert yüzeyde kolayca çözünebilen maddeler olduğu için sabunun yerini almak üzere üretilmeye başlamıştır. Yanı sıra bulaşık, çamaşır, yüzey temizliği gibi farklı amaçlarla da kullanılabilmektedir. Fakat kullanım yerini öğrenmek için içeriğine göz atmayı unutmayın.

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Popular Articles

Latest Articles