S­o­s­y­a­l­ ­M­e­d­y­a­n­ı­n­ ­Ç­i­r­k­i­n­ ­Y­ü­z­ü­:­ ­H­e­r­ ­Ş­e­y­i­ ­S­ö­y­l­e­y­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­ ­Z­a­n­n­e­d­e­n­l­e­r­,­ ­K­a­d­ı­n­l­a­r­ı­ ­A­ş­a­ğ­ı­l­a­y­a­n­l­a­r­ ­v­e­ ­D­i­ğ­e­r­l­e­r­i­

S­o­s­y­a­l­ ­M­e­d­y­a­n­ı­n­ ­Ç­i­r­k­i­n­ ­Y­ü­z­ü­:­ ­H­e­r­ ­Ş­e­y­i­ ­S­ö­y­l­e­y­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­ ­Z­a­n­n­e­d­e­n­l­e­r­,­ ­K­a­d­ı­n­l­a­r­ı­ ­A­ş­a­ğ­ı­l­a­y­a­n­l­a­r­ ­v­e­ ­D­i­ğ­e­r­l­e­r­i­

Sosyal medyada her gün eşinden şiddet gören ve devlet tarafından korunmayan kadınlara yardım eli uzatmaya, kayıp çocukları bulmaya, şiddet gören hayvanları sahiplendirmeye çalışıyoruz. Kan arıyoruz, muhtaçlara el uzatıyoruz, hatta bazen takas bile yapıyoruz. Ama her yerde olduğu gibi sosyal medyada da işler her zaman güllük gülistanlık değil. 

Özellikle kadın hakları, toplumsal cinsiyet ve insana saygı anlamında çoğu zaman sınıfta kalan sosyal medyanın çirkin yüzüne bakacağız ve bir kez daha utanacağız.

1. “Ben başörtülüyüm. Başörtülü olmak ayrıcalıktır. Saçları açık olmanın erkeklerin altına yatmaktan farkı yoktur.”

1. “Ben başörtülüyüm. Başörtülü olmak ayrıcalıktır. Saçları açık olmanın erkeklerin altına yatmaktan farkı yoktur.”

Son söyleyeceğimizi en başa ekleyelim ki içeriği okumadan yargıya varanlar fark etsin: Başörtülü kadınların maruz kaldığı saçma sapan yorumların, manasız soruların ve sıkıntıların farkındayız. Herkesin kıyafet özgürlüğüne sahip çıkıyor, kadın dayanışmasıyla ve el birliğiyle giderek güçleniyoruz. 

Evet, gelelim Twitter’da bio’suna bu cümleyi yazan bireyin ne demek istediğine… Saçları açık olmanın erkeklerin altına yatmaktan farkı olmaması ne demek? Saçları açık olan bütün kadınların erkeklerin altına yattığını mı farz etmeliyiz? Bu nasıl bir tespit üstat?

Tüm mesele bundan ibaret… İster mini etek giyin, ister başörtüsü takın ne giydiğinizin bir önemi yok.

3. “Ya bu kilolar ne olacak? Acil çözmen lazım!!!”

3. “Ya bu kilolar ne olacak? Acil çözmen lazım!!!”

Samimiyet, sıcak davranmak, kendiyle bir görmek bir sınır çizildiği sürece insanları bir arada tutan nadir tavırlardandır. Bu sınırı çizmek de tabii ki ilk konuşan her kimse onun boynunun borcudur. Aslıhan Gürbüz’ü belli ki seven ve takip eden biri onun kilolarını kafasına takmış. Hiç cinsiyet meselesine ve toplumsal yargılara girmeden bakarsak, elimizde kocaman bir ‘sana ne yahu’ oluşuyor. SA-NA NE! İnsanların kilosu, yaşı, başı, saçı bizi neden ilgilendirsin ki? 

Bir de cinsiyet açısından bakalım: Toplumsal kalıpları yıkıp bu soruyu bir erkeğe sorabilir misin?

Kimseye laf düşmeden Aslıhan Gürbüz söyledi tabii söyleyeceğini: “İşimi en iyi şekilde yapmak, iyi bir insan olmak ve doğa ile bir bütün olmak gibi dertlerimden başka derdim yok.”

4. “Tecavüzcüler ameliyatla kadın yapılsın, ömür boyu genelevlerde çalıştırılsın, kazançları da kız öğrencilere burs verilsin.”

4. “Tecavüzcüler ameliyatla kadın yapılsın, ömür boyu genelevlerde çalıştırılsın, kazançları da kız öğrencilere burs verilsin.”

Genel geçer yargılara bakarsak, ünlü ve toplumun gözü önünde olan insanların kanaat önderi olması ve özellikle gençlere örnek olması beklenir. Bu tabii ki belli bir seviyenin üstündeki insanlar için geçerlidir ama Instagram'da 300 binden fazla takipçisi olan ve iki kıza annelik yapan Ebru Şancı Öztürk ne dediğinin farkında mı acaba? Bizce değil. Gerçekten değil. Olmamalı. 

Kadınlığı aşağılıyor, 'genelev'de çalışanlara kibirle bakıyor ve adaleti kendi istediği gibi kurmayı istiyor. Ameliyatla kadın olmak ve hayatına kadın olarak devam etmek kötü bir şey mi? Sadece soruyoruz?

İşte sorunun kaynağı: Kadınlığı bir ceza olarak görmek...

'Goygoy' yapmaya, kafamızı boşaltmaya, işimize yaramaya devam eden sosyal medyanın diğer çirkin yönlerini yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz...

Popular Articles

Latest Articles