Kuzuların Sessizliği filmindeki seri katil Buffalo Bill karakterine hepimiz aşina olsak da bu karakterin gerçek hayattan bir karakterden alındığını biliyor muydunuz? Bodrumuna bir işkence merkezi kuran Gary Heidnik, aynı zamanda takipçileri ile kilise kuran bir psikopostu. İşte insanı sorgulatan gerçek Buffalo Bill Gary Heidnik.
1943'te Ohio'da doğan Gary Heidnik, hayatına zorlu bir başlangıç yaptıktan sonra sonunda insanları nasıl kontrol edeceğini öğrendi.
İstismarcı bir baba ile büyüyen Heidnik, orduya katılsa da 13 ay sonra zihinsel sağlık sorunları (yani şizoid kişilik bozukluğu) nedeniyle çıkarıldıktan sonra Heidnik, insanları din yoluyla kontrol etmenin bir yolunu bulmadan önce kısa bir süre hemşire olarak çalıştı.
1971'de Philadelphia'da sadece beş takipçi ve 1,500 dolarlık bir yatırımla Birleşik Tanrı Bakanları Kilisesi'ni kurdu.
Kilisesi aşırı popülerleşen Heidnik, 500.000 dolardan fazla para topladı. Ayrıca, insanları nasıl manipüle edeceğini öğrendi ve bu becerisini bodrumunda kilitli tutmaya başladığı kadınlara uyguladı.
Heidnik daha önce cinsel saldırıyla ilgili suçlarla suçlansa da hiçbir zaman önemli bir süre yatmadı.
İlk kurbanı olan Josefina Rivera'yı ise1986'da yakaladı.
Heidnik'in hedef aldığı tüm kadınlar gibi, Rivera da seks karşılığında para vaadiyle evine çekilen bir fahişeydi.
Rivera kıyafetlerini yeniden giyerken, Heidnik arkadan geldi ve onu boğdu. Sonra onu bodrum katına sürükledi, uzuvlarını zincirlerle zincirledi ve cıvataları süper yapıştırıcıyla kapattı.
Gary Heidnik daha sonra yardım çığlıkları kesilene kadar onu sopayla dövdü ve sonra onu çukura attı.
Heidnik, Rivera'ya yaptığı gibi, sadece üç ayda beş kadını daha kaçırdı. Hepsini boğdu, zincirledi, çukura attı. Tecavüz ve işkence etmek içinse ara sıra çukurdan çıkardı.
Kadınları birbirine düşürmek isteyen Heidnik, Rivera'yı ayrıcalıklı tuttu ve ona kuyunun dışında uyuma izni verdi.
Dediklerini yapması halinde Rivera'ya büyük ayrıcalıklar tanıyan Heidnik, böylece Rivera'yı yardımcısı haline getirdi ve Rivera'da da zamanla katiline aşık olma durumu olan Stockholm Sendromu meydana geldi.
İşkencelerden kurtulmak isteyen Rivera, bir keresinde kuyuyu suyla doldurdu, diğer kadınların zincirlerine soyulmuş bir uzatma kablosu bağladı ve onlara elektrik verdi.
Şok o kadar acı vericiydi ki, kadınlardan biri olan Deborah Dudley, elektrik akımına kapılarak öldü.
Dudley'den bile daha fazla, o bodrumdaki en korkunç ölüm, Rivera'dan kısa bir süre sonra Gary Heidnik'in tuzağa düşürdüğü zihinsel engelli bir kadın olan Sandra Lindsay'in ölümüydü.
Lindsay, tacize diğerleri kadar dayanamadı, bu yüzden Gary Heidnik onu cezalandırdı ve günlerce aç bıraktı. Ona tekrar yemek vermeye çalıştığında, hareket etmedi. Zincirlerini serbest bıraktı ve yere yığıldı.
Daha sonra vücudunu yukarı sürükledi ve parçalara ayırdı. Kızın kaburgalarını fırında pişirdi, başını ocakta kaynattı ve kollarını ve bacaklarını dondurucuya koydu. Sonra eti köpek mamasıyla karıştırdı ve diğer kadınlara yedirdi.
Sonunda, suç ortağı olsun ya da olmasın, Josefina Rivera hepsini kurtardı.
Dışarıdan kadın kurban getirmek için Heidnik tarafından ara sıra dışarıya salınan Rivera, son gidişinde gözden kayboldu ve 911'i aradı. Memurlar, Gary Heidnik'i hemen orada benzin istasyonunda tutukladı ve ardından dehşet dolu evine baskın düzenledi. Dört ay hapis ve işkenceden sonra kadınlar nihayet özgürdü.
Gary Heidnik, delilik savunmasından kurtulma girişimlerine rağmen, Temmuz 1988'de suçlu bulundu ve ölüme mahkum edildi.
Sonunda, 6 Temmuz 1999'da Heidnik öldürücü bir iğne aldı ve Pennsylvania'da idam edilen son kişi oldu.
Heidnik'in kadınları bodrumunda kilitli tutması Kuzuların Sessizliği filmindeki Buffalo Bill karakterine ilham oldu ve o kült film yapıldı.