1968'de 6. Filo protestolarına katılarak devrimci hareketin sembol ismi olan Deniz Gezmiş, mücadelesinden idamına kadar 25 yıllık yaşamına çok fazla şey sığdırdı. İşte Deniz Gezmiş'in hayatı ve idamına kadar yaşananlar...
Devrimin simge isimlerinden Deniz Gezmiş, aslen Ankara, Ayaşlıydı.
Lise öğrenimini İstanbul'da gören Gezmiş, henüz lise yıllarındayken tanıştığı sol görüş ile genç yaşta eylemlere katılmaya başladı.
Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin, Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında Türk-iş yöneticilerini protesto eden grupla beraber tutuklanarak gözaltına alınan Gezmiş, böylece ilk gözaltı sürecini yaşamıştı.
1966 yılının Kasım ayında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne giren Deniz Gezmiş, 1967′de Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nda çıkan olaylarda arkadaşları ile gözaltına alındı.
30 Ocak 1968′de hukuk fakültesindeki arkadaşları ile birlikte Devrimci Hukuklular Örgütü'nü kuran Gezmiş, katıldığı eylemler ve protestolar nedeniyle çok kez gözaltına alınsa da serbest bırakıldı.
7 Mart 1968′de İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan devlet bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklanan Gezmiş, bu defa 2 Mayıs'a kadar tutuklu yargılandı, fakat daha sonra beraat etti.
12 Haziran 1968′de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik eden Deniz Gezmiş, böylece öğrenci haklarında etkili bir isim olmuştu.
Bu olayın ardından 30 Temmuz günü 6. Filo'nun İstanbul'a girişini protesto ettiği için tutuklandı.
Milli Demokratik Devrim görüşünün öğrenciler arasında yayılmasında önemli bir isim haline gelen Gezmiş, Cihan Alptekin, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Mustafa İlker Gürkan, Cevat Ercişli, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Erim Süerkan ile birlikte Devrimci Öğrenci Birliği'ni kurdu.
1968′de ABD büyükelçisinin İstanbul'a gelişini protesto etmek amacıyla düzenlenen eylemde tutuklanan Deniz Gezmiş, sayısız kez tutuklanıp serbest bırakıldı.
23 Haziran 1969′da 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'nda FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli'yle birlikte hazırladığı program sonrasında hakkında tutuklanma kararı çıkan Gezmiş, Filistin'e kaçtı.
Burada 1 Eylül'e kadar kalan Gezmiş, o esnada üniversiteden atılıyor ve Türkiye'ye döndüğünde polis ekiplerince yakalandı.
2 gün gözaltında tutulduktan sonra tekrardan serbest bırakılan Deniz Gezmiş, daha sonra Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesi olayında şahsına ait olduğu iddia edilen silahlar nedeniyle tekrardan tutuklanıp 9 ay kadar hapis yattı.
Serbest bırakıldıktan sonra öğrenci hareketlerinden uzaklaşan Deniz Gezmiş, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nu kurdu ve bağımsız ve demokratik bir Türkiye için mücadele etti.
4 Mart 1971′de yayınlanan bir bildiri ile kamuoyuna tanıtılan örgüt, 12 Mart dönemi boyunca faaliyetlerini sürdürdü.
12 Mart darbesinin hemen ardından Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a giderken motosikletlerinin bozulmasıyla gelen ihbarla 16 Kasım 1971′de tutuklanan Deniz Gezmiş, dönemin İçişleri Bakanı'na götürüldü.
16 Temmuz 1971′de Sıkıyönetim Mahkemesi, Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında toplandı.
9 Ekim'e kadar süren mahkemede Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan hakkında idam kararı verildi.
TCK'nın 146. maddesinin ihlali gerekçesiyle 9 Ekim 1971′de idama mahkum edilen üç fidan, 6 Mayıs 1972 tarihinde Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde idam edildi.
