Alışkanlıktan dolayı yaptığınız bu hareketler sizi girdiğiniz ortamda öz güvensiz biri gibi gösteriyor olabilir.
Artık başarıdan ziyade öz güvenin iş yaptığı bir devirdeyiz.
Kendinize güveniniz varsa her tür başarının peşinden koşabiliyor, insanları etkileyebiliyorsunuz. Burada önemli olan o öz güvenin içini doldurabilmek yani hiçbir vasfı olmadan öz güvenli davranışlarda bulunmak patlamaya hazır bir balona dönüştürebilir.
Burada önemli olan dengeyi kurabilmek.
Nasıl bir dengeden bahsediyoruz? Kendinize olan güveniniz ve sağlam duruşunuzu anlatabilmek, bu dengenin püf noktası.
Hepimiz güçlü yönlerimizin farkında olmayabiliriz, bunları keşfetmek için çabalamalıyız. Yaşamdaki hedeflerimizi net bir biçimde ortaya koymaktan çekiniyor olabiliriz, bir adım ileriye atmak için kendimizde o itici gücü bulmak gerekir. Gelin, beden dilinizde birkaç ufak değişiklikle sizi girdiğiniz her ortamda güçlü yönlerini açıkça ifade edebilen, öz güvenli birine dönüştürelim.
Bir ortama girdiğinizde elinizi arkanızda birleştirmeyin.
Bu açıkça bir saldırganlık göstergesi olarak anlaşılacağı için iyi bir izlenim bırakmanızı daha ilk dakikadan engelleyecek. Yani, güçlü bir görüntü çizmenizi sağlama ihtimali olan bu hareket sizi öfkeli biri gibi göstereceği için öz güvenli duruşunuzu zedeleyebilir.
Bacaklarınızı aşağıdaki şekilde birleştirerek oturmanız iletişime kapalı olduğunuzu düşündürür.
Herkes kolları bağlayarak oturmanın böyle bir etki yarattığını söylese de esasen bacaklar ellerden çok daha büyük göstergeler taşıyor. Böyle bir oturuşu seçiyorsanız sağlıklı bir iletişim kurmayı ve kendinizi iyi ifade edebilmeyi zora sokuyorsunuz.
Omuzlarınızı düşürmeyin... Biraz olsun kendinizi geriye çekin, duruşunuzu aklınıza geldikçe bu şekilde tutun.
Çünkü omuzlarınız düşük bir biçimde girdiğiniz ortamlarda, toplantılarda kendinize olan güveniniz bir soru işareti olarak görülebilir. Ne kadar kendinizden eminseniz etkiniz de o kadar artar, bu sebeple duruşunuz ne giydiğinizden bile mühim.
Salgın döneminde de bu dönemin sonrasında da yakından tanımadığınız kişilere dokunmayın.
İnsanlar bu tip temaslardan pek hoşlanmaz çünkü dokunmanın 'ben senin üstünüm' mesajı verdiği bilinir. Yani bir ortama girdiğinizde az tanıdığınız bir kişinin omzuna dokunarak konuşursanız onu ezmeye çalıştığınızı düşünebilir ve öz güveni yerinde olan bir kişi diğerlerini ezmek, küçük düşürmek gibi davranışlarda bulunmaz.
Zorunda değilseniz ellerinizi yüzünüze götürmeyin.
Çünkü stres altında olduğunuzu, bulunduğunuz ortamda kontrolünüzü yitirdiğinizi ve güvende hissetmek için bir çıkış yolu aradığınızı düşündürür. Bildiğiniz gibi herhangi bir şeyi saklamak için ilk refleksimiz elimizi yüzümüze götürmek, karşımızdakiler de bu ihtimali düşünebilir.
Ellerinizi şu arkadaşlar gibi önde birleştirmeyin. 👇
Herhalde öz güvenli bir duruşun en önemli düşmanı bu duruş. İstemsizce yaptığımız bu duruşun asıl sorunu saygı gösterme ifadesi olduğunu düşündürse de bizi öz güvensiz birine dönüştürür. Ortamda birine saygı için bunu yapıyor olsanız bile diğer herkes için zayıflık olarak algılanacağı için geri dönülmez bir yola girmiş olabilirsiniz.
Bu öneriler arasında daha ekleyecek çok şey var, şimdilik bunları uygulayarak başlayalım.
Sadece burada vurguladığımız, uzmanından gelen duruşlara dikkat ettiğinizde bile duruşunuzun, imajınızın güncelleneceğini söylesek abartmış olmayız.
Burada adını anmadığımız ve sizin tavsiye ettiğiniz mühim noktalar neler? Paylaşın, bu içeriğe onları da ekleyelim, herkes faydalansın.