Hala varlığını sürdürmeyi başarabilen bu ilginç kabile, ölü insanların bedenleri ile ilişkiye girmeleri gibi oldukça tuhaf geleneklere sahip. Aklın sınırlarını zorlayan geleneğe dair detaylar aşağıda. 👇
Hindistan'da yaşayan bir dini kabile olarak bilinen Aghori kabilesi, belki de dünyanın başka bir yerinde görülemeyecek tuhaflıkta geleneklere sahip.
Yamyam doğaları ile bilinen bu kabile, 10. yüzyıldan beri var olan bir Hinduizm mezhebine mensuplar. Hinduizm'in yaygın inanışları olan reenkarnasyon ve Mokşa'yı benimsiyorlar, fakat kendilerinin bazı gelenekleri Hinduizm ile ters düşüyor...
Hindu tanrısı Şiva’ya tapan Aghori kabilesinin inançlarının temelinde iki şey yatar: Şiva mükemmeldir ve olan her şeyden Şiva sorumludur.
Onlar için yaradılışa dair her şey mükemmeldir ve yaşamı bütünüyle reddetmek, yüce varlığı reddetmek ile aynıdır.
Aghori kabilesine göre insan ruhu saftır ve kusursuzdur, ancak insani duygularla (korku, takıntı, açgözlülük vb.) kirlenir.
Bu yüzden en kirli şeylerde bile saflığı bulmayı amaçlayan Aghori kabilesi, vücudu Mokşa'ya (özgürlük) ulaştırmak için bu bağlardan kurtarıyor.
Aghoriler bunu dışkı yiyerek, ölülerle cinsel ilişkiye girerek, insan eti yiyerek ve ölünün beynini yiyerek yaptığını düşünüyor. Böylece ölen kişi tanrıya bağlı kalabilir.
Aghori kabilesi bu yaptıkları ritüele "karma transferi" diyor. Yani ölülerdeki kirliliği alarak başka hayvan veya insana geçirmek.
Geçmiş yıllarda Aghori kabilesi bu gelenekleri yüzünden Hindistan halkının büyük çoğunluğundan tepki aldı. Yaptıkları sadece bununla da sınırlı değil: Ölü insanların küllerini bedenlerine sürüyorlar ve kemiklerinden de çeşitli takılar yapıyorlar...
İnsanlar bu kabileyi bir "tarikat" olarak da isimlendiriyor, çünkü kendileri yeni gelen üyelere açıklar.
Bir Aghori olmak ve sözde 'aydınlığa' ulaşmak için 12 yıl süren bir eğitim ve pratik gerekli.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun...
