Kısmetse ne zaman çuvaldızı başkalarına batırırken iğneyi de azıcık ucundan kendimize değdiririz dersiniz? Şimdilik pek mümkün görünmüyor da!
İzmir’de yaşanan deprem sonrası yine birtakım dersler çıkarmamız gereken noktaya geldik. Ama çıkardık mı derseniz, orası tartışılır...
Bu süreçte her ne kadar mucizelere tanık olsak da hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısı yüreğimizin ta ortasında duruyor. Bu arada İzmir'deki arama kurtarma çalışmaları sona erdi. 107 kişi enkaz altından çıkarıldı, 114 kişi de depremde yaşamını yitirdi.
Detaylar için👇
Normalde bu yaşananların ardından bir daha aynı acıyla yüz yüze gelmemek için her türlü önlemi almamız gerekir, öyle değil mi?
Yalnızca bireysel önlemlerle olacak iş değil bu tabii, devlet kanalından da müdahale şart. Hatta bizden de önce onların bu duruma artık bir el atması gerekiyor.
Gelin görün ki duyduklarımız yalnızca bize verilen nasihatlerle sınırlı. Söylenenler de şu: “Keşke riskli binalarda oturmak tercih edilmeseydi”, “Tüm Türkiye’ye sesleniyorum, riskli binalarda oturmayalım”, “Her şeyi devletten beklemeyin, biraz para verip sıfır ev alın.”
Bu arada evlerin vaziyetinin de ne kadar içler acısı olduğunu, biz Emrah Apartmanı'ndaki arama kurtarma çalışmaları sırasında bir kez daha gördük.👇
İnsanın başında böyle müthiş nasihatler veren birilerinin olması ne kadar güzel, sizce de öyle değil mi? Çünkü tek ihtiyacımız olan şey tam da bunları duymak…
Tolga Üyken, sağlam bir evde oturarak hem kendisinin hem de ailesinin can güvenliğini sağlamak isteyen ama bu süreçte bazı sorunlarla karşılaşanlardan yalnızca biri. Yaşadığı deneyimi de Twitter'da takipçileriyle paylaşmış.
Bakalım, o bu nasihatlere uymak isterken neler yaşamış?👇
Anlayacağınız, işler öyle verilen nasihatlerdeki gibi yürü-ye-miyor. Benzer durumda olan pek çok insan var, eminiz onlar da bu nasihatleri anında yerine getirmek isterlerdi ancak durum ortada...
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?