B­i­z­i­ ­S­u­ç­l­a­r­k­e­n­ ­C­i­d­d­i­ ­S­u­ç­l­a­y­ı­n­

B­i­z­i­ ­S­u­ç­l­a­r­k­e­n­ ­C­i­d­d­i­ ­S­u­ç­l­a­y­ı­n­

"Futbolda şike" iddialarına ilişkin davada esas hakkındaki savunmasını yapan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, "Önemli bir dava bu. Burada yazılan her şey tarihe yazılacak. İnsanlar 40 sene sonra okuyacak burada yazılanları. Ama burada kul hakkı yiyorsunuz. Olmayan şeylerden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Burada böyle şey olmaz" dedi.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada sanık avukatlarının mütalaaya karşı söyleyeceklerini tamamlamasının ardından, söz, esas hakkındaki savunmasını yapması için tutuklu sanık Aziz Yıldırım'a verildi.

Sözlerine başlamadan önce, "Olgun bey, silahlı örgüt başkanlığından istifa ediyor, hepsini bana veriyor" diye espri yapan Yıldırım'a, Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci, "Örgüte üye olmak için örgüt liderinin izni gerekmez" yanıtını verdi.

Telefonlar Bana Ait Değil
Savunmasına başlayan Yıldırım, polis fezlekesinde 1080 telefon tapesi olduğunu, iddianamede ise 130'una yer verildiğini belirterek, bunların içinde çok zaman önce kullandığı ev telefonunun da dinlenilmiş olduğunu ve iddia edildiği gibi kendisine ait 40 telefon bulunmadığını savundu.

"Ben bunu dava dosyasından çıkardım. Söyleyeyim size" diyen Ekinci, söz konusu telefon numaralarını saydıktan sonra, "Biz, farklı telefonlarla konuştunuz mu, konuşmadınız mı, bunu sorduk" dedi.

Yıldırım da Fenerbahçe Spor Kulübü'nde 30, şirkette ise 50 telefon hattı bulunduğunu kaydederek, kulüp ve şirketteki telefonların kendi üzerine kayıtlı olmadığını, kendi telefonlarına ulaşılamadığı durumlarda bu telefonların arandığını, oradaki telefonlarla herkesin konuşma yaptığını ve kendi üzerine kayıtlı sadece 2 telefon bulunduğunu söyledi.

Bizi Dinleyen Esasında Derin Devlet
Daha önce, telefon konuşmalarının dinlenildiğine dair Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe sunarak şikayetçi olduğunu söyleyen Yıldırım, bu şikayet dilekçesini okuyarak mahkeme heyetine sundu.

Yıldırım, "Savcılık bana, 'dinleme yok' diye cevap verdi. Ben dinleme derken, devletin dinlemesinden bahsetmiyorum. Derin devletten bahsediyorum. Devlet dinlesin sorun yok, ama bizi dinleyen esasında derin devlet. Çünkü konuştuğumuz şey, hangisi olduğu bilinir, o gazetelerde ertesi gün manşet oluyordu" diye konuştu.

Soruşturma sonucunda tutuklandıktan sonra avukatlarının kendisini Metris Cezaevi'nde ziyaret ettiklerini ve "dava konusu tapelerin suç unsuru olarak kullanılamayacağını" söylediklerini anlatan Yıldırım, "Ben şunu düşündüm. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü'nü temsil ediyoruz. Fenerbahçe'ye gönülden bağlı çok sayıda taraftar var. Tapelerin suçlanmamıza konu olmayacağını bildiğimiz halde, suçsuz olduğumuzu anlatmak için açıklamalar yaptık" ifadesini kullandı.

Spordan Anlamayan Kişiler Bu Kanunu Çıkardı
6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'la ilgili de konuşan Yıldırım, "İlk olarak, bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik yoktu. İki toplantıda da söz konusu edilmedi. Maalesef spordan anlamayan kişiler bu kanunu çıkarmışlardır. Bu kanun sayesinde, fikir beyanı suç olarak kabul edilir hale gelmiştir" dedi.

Kanunun çıkarılması için hukuktan anlamayan kişilerle birçok yetkilinin bir araya geldiğini ve kanunun böylece çıkarıldığını öne süren Yıldırım, "Bu kanun çıkarılırken, sporun gerçek sahibi olan kişiler, bizler yoktuk. Emniyet ve jandarma çıkarmıştı. Cezaevinde bizzat bana haber yollayıp bu kanunun değişeceğini söylüyorlar. Buradan söylüyorum, bu kanun değişecektir. UEFA'nın son kararıyla birlikte bu kanunun hiçbir özelliği kalmamıştır" diye konuştu.

Cruyff'un Kitabını Hediye Etti
Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci'ye, Hollandalı eski futbolcu Johan Cruyff'un bir kitabını hediye etmek istediğini söyleyen Yıldırım, Cruyff'un bu kitabında, "maçtan sonra hakemin odasına giderek bir kol saati hediye ettiğini" yazdığını ve kitabın, taktik de barındıran güzel bir spor kitabı olduğunu ifade etti.

Yıldırım'ın, "Cruyff, kitapta hediyenin suç olmadığını söylüyor" diyerek kitabı sunduğu Ekinci de "Yazın okurum" dedi.

"Suçlanmak önemli değil. Doğru suçlanmak önemli. 20 yıldır sporun içindeyiz. Spordan almak için değil, spora vermek için geldik. Spordaki durumumuza göre suçlama yapılmaması lazım'' ifadesini kullanan Yıldırım, polis fezlekesinde, "Aziz Yıldırım tarafından İlhan Ekşioğlu vasıtasıyla futbolcu İbrahim Akın'a teslim edilmek üzere İbrahim İşcan'a 100 bin dolar verildiği" iddiasının yer aldığını ve bu iddiaya çok üzüldüğünü anlattı.

Kul Hakkı Yiyor, İftira Atıyorsunuz
Hakkında fezlekede yalan yanlış şeyler yazıldığını ve ilgisinin olmadığı suçlamalarla suçlandığını öne süren Yıldırım, şöyle konuştu:

"Suçluysam, suçumu çeker yatarım, problem değil. Önemli bir dava bu. Burada yazılan her şey tarihe yazılacak. İnsanlar, 40 sene sonra okuyacak burada yazılanları. Ama burada kul hakkı yiyorsunuz. Olmayan şeylerden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Burada böyle şey olmaz. 60 yaşından sonra bizde adalete güvenme-güvenmeme meselesi oluşuyor. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum. '1 Mayıs 2011 günü İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanan maçta Aziz Yıldırım'ın İlhan Ekşioğlu aracılığıyla İbrahim İşcan'a talimat verdiği, İşcan'ın Ahmet Çelebi'ye ulaştığı ve Çelebi'nin de İbrahim Akın'a 100 bin avro verdiği anlaşılmıştır..' deniliyor. Bir kere, İbrahim Akın 100 bin avro almadığını söyledi. '50 bin dolar aldım' dedi. Bari bunları doğru yazın. Eğer biz bu suçları işlediysek, zaten telefonlarımız dinleniliyor. Suçlu olanlar bu konuşmaları tekrar yaparlar."

Bizi Suçlarken Ciddi Suçlayın
Mütalaayı yazan savcının vicdanının bunu kabul edip etmediğini soran Yıldırım, "Bu iddialar doğrulanırsa kendimi Boğaz Köprüsü'nden aşağı atarım dedim. Doğrulanmazsa onlar istifa etsinler" dedi.

"Bu davanın içinde İlhan Ekşioğlu'nun ne işi var?" diye soran Yıldırım, söz konusu tarihte Yusuf Turanlı'yı tanımadığını ve iddia edildiği gibi Turanlı ile hiçbir ilgisi olmadığını savundu.

Yıldırım, "Bizi suçlarken ciddi suçlayın. Karar veriyorsunuz ama hiç ciddiyet yok. Ben mi bunu ispat etmeye mecburum, yoksa mahkeme mi yapmalı? Mahkeme benim lehime niye kullanmıyor? İlla beni mahkum mu edeceksiniz?" şeklinde konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ekinci de Yıldırım'a kızarak, "Ne diyorsun Aziz Bey? Böyle savunma olmaz. Düzgün yapacaksın savunmanı. Karar vermeden hakkımızda karar vermişsin. Biz her sanığın ne düşündüğünü düşünürsek karar veremeyiz" ifadesini kullandı.

Ekinci, duruşmaya bir süre ara verdi.

Popular Articles

Latest Articles