Hazırladığı belgesellerle adından söz ettiren 140journos ekibi, bu kez DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı konu aldığı 'sakın kader deme' adlı çalışmayla karşımızda. Sosyal medyada çok ses getiren belgeseli Cumhurbaşkanı Erdoğan da gündemine aldı. Erdoğan, Babacan'ın AKP dönemindeki çalışmaları ile ilgili açıklamalarına sert karşılık verdi ve 'Bir başbakan onay vermeyecek, sen kalkacak bir bakan olarak adım atacaksın? Bunu kime yutturuyorsun? Böyle YouTube'larda netice almanız mümkün değil.' dedi.
Çok konuşulan belgesele ve yansımalarına göz atalım...
Babacan'ın siyasi geçmişine kısa bir bakış
ODTÜ mezunu bir mühendis olan ve ABD'de ekonomi alanında yüksek lisans yapan Ali Babacan, AKP'nin kurucu üyelerinden biriydi.
2000'li yılların başında iki dönem ekonomi bakanlığı yapan Babacan daha sonra dışişleri bakanı ve Avrupa Birliği ile müzakerelerde başmüzakereci oldu.
2008-2009 krizinden sonra ise ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olarak yeniden ekonominin başına geçti.
Başbakan yardımcılığı görevini 2015'e kadar sürdüren Babacan 2018 yıllında AKP'den istifa etti ve 2020'ye gelindiğinde kendi partisi DEVA'yı kurdu.
Partinin kuruluşu koronavirüs gündeminin gölgesinde kaldı
9 Mart 2020'de Demokrasi ve Atılım Partisi'nin (DEVA) kuruluş dilekçesi verildikten bir gün sonra Türkiye'deki ilk koronavirüs vakası açıklandı.
Ülke gündeminin büyük ölçüde koronavirüse yoğunlaşması Babacan'ın partisinin şanssızlığı oldu.
140journos'un "sakın kader deme" belgeseli bu şanssızlığı bir nebze telafi edebildi 👇
Hazırladığı belgesellerle adından söz ettiren 140journos ekibi bu kez Ali Babacan'ı konu aldığı bir çalışma yayınladı. Billie Eilish gibi genç kuşak sanatçıların şarkılarının da kullanıldığı belgesel, YouTube'da 1 milyondan fazla izlemeye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Babacan'ın belgeseldeki açıklamalarına yanıt vermesi, belgeselin amacına ulaştığının göstergesi olarak kabul edildi.
Peki Babacan belgeselde neler anlattı? AKP için neler söyledi?
Partinin kuruluş aşamalarına tanıklık eden belgesel, Babacan'ın gençlerle olan söyleşisi ve vatandaşların ekonomiden eğitime pek çok alanda şikayetlerini dinlediği anlarla başlıyor.
Belgeselin başlarında Babacan'ın bir vatandaşla girdiği diyalog ise dikkat çekiyor.
Babacan'ın 'Kimlerle çalışmamızı istersiniz? Düzgün siyasetçi öneriniz var mı?' sorusunu sorduğu vatandaş, bu soruya yanıt vermekte güçlük çekiyor.
"Türkiye üçüncü kez dibe vurmuş durumda"
Belgeselindevamında 'Türkiye'de üçüncü kere dibe vurma görüyoruz' diyen Babacan şunları söylüyor:
'Herhalde bunların birincisi 1980 askeri darbesi. İkincisi 28 Şubat süreci ve 2001 krizi, üçüncüsü ise bugün 2020 yılında içinde bulunduğumuz durum.'
AKP'nin ilk yılları: "Türkiye'nin itibarının en yüksek olduğu dönem"
2001 krizinden çıkışın AKP'nin kuruluş dönemindeki heyecan ve ilkelerle, değerlerle gerçekleştiğini söyleyen Babacan, AKP hükümetlerinde görev yaptığı 2002-2015 arasının Türkiye'nin itibarının en yüksek olduğu dönem olduğunu belirtiyor:
'Saygın, sözüne güvenilir bir ülkeye dışişleri bakanlığı yapmak büyük bir onur. Bunu yaşadım'
Babacan AKP'nin ilk iki yılı için şunları söylüyor:
'Ekonomide gerçekten güzel gelişmeler oldu. 34 yıldan sonra iki yılda enflasyon tek haneye düştü ve paradan altı sıfır attık. Belli bir standardı yakaladık. Demoratik standartları sadece iki yılda. Anayasanın 3'te 1'ini değiştirdik. ve AB'ye tam üyelikle ilgili müzakereleri başlattık. Ben de AB Bakanı ve Başmüzakereci oldum. Türkiye'nin bütün alanlarını kuşatan bir çalışmaydı o.'
"2008 krizi çok kötüydü, öyle teğet falan değildi"
'2008-2009 krizi tekrar ekonomiyle yakından ilgilenmek icap etti. Kriz ülkeyi çok kötü vurmuştu. Ekonomi yüzde 5 küçüldü, işsizlik yüzde 15'e yaklaştı. Bayağı kötüydü...Kısa zamanda vurdu, hızlı vurdu. Öyle teğet falan değildi.'
"Krizden çıkış başarısının verdiği şımarıklık başladı"
'Dünya kasıp kavrulurken biz yüzde 10 büyüdük' 'Öyle güçlüyüz ki aklımıza geleni yaparız' Türkiye'nin artık dengelerini kaybettiği bir yıl diyebilirim.'
"Bozulma 2012'de başladı. Yanlış insanlar ekonomi yönetimine girdi"
Babacan'a göre bozulma 2012'de yanlış insanlarn ekonomi yönetimine nüfuz etmesiyle başladı:
'2012 artık içeride bir miktar ihtilafın başladığı, özellikle ekonomi yönetimi konusunda en azından farklı görüşlerin başladığı, yanlış insanların ekonomi yönetimine girmeye, nüfuz etmeye başladığı, ortak söylemin bozulmaya başladığı bir yıl. Ama sadece bir başlangıç...'
"Gezi 'den sonra Türkiye otoriterleşti. 17-18 kişi aynı görüşte olsa bile 1 kişi o kanaati yok sayabiliyordu"
'Başbakan Yardımcısı olduğum için Mill Güvenlik Kurulu dahil pek çok karar mekanizmasında vardım ama bir; bazı konularda aynı düşündüğümüz insan sayısı az olabiliyordu. İki; bazı durumlarda, 20 kişilik heyette, 17-18 kişi bile aynı kanaatte olsa tek bir kişi o kanaati yok varsayabiliyordu.'
"2015 sonunda kurtuldum dediğim bir yıl. 'Hala ümit var, hala doğru işler yapılabilir, dışarıda kalarak değil içeride doğrunun mücadelesi verilmesi lazım' diye ikna edildiğim yıl"
2016'da düşüşün yokuş aşağı devam ettiğini söyleyen Babacan, Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlık görevinden uzaklaştırılmasını da 'felaket' olarak değerlendirdi.
"2017 maalesef Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye'ye geldiği bir yıl. Zaten kötü gidiyordu, o kötü gidişatı bir de anayasal durum haline getirdik"
"2019 artık benim özgürlük yılım"
Temmuz 2019'da AKP'den istifa ederek DEVA ile muhalefetteki yerini alan Babacan 2019'u 'özgürlük yılı' olarak değerlendirdi.
"Sakın kader deme" olarak belirlenen belgeselin adı AKP ve Erdoğan'a ince bir gönderme içeriyor.
'Sakın kader deme' ifadesi Sezai Karakoç'a ait bir şiirde geçiyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından daha önce sıklıkla kullanılmasıyla biliniyor:
'Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır '
Belgeselin kapanış bölümünde Babacan, birlikte bisiklet sürdüğü çocuğunu şu sözlerle uyarıyor:
'Hiçbir zaman kontrolü kaybetmeyeceksin, kontrolü kaybedip hızlanmaya başlarsan...'
Ve kapanış....
Yayınlandığı andan itibaren çok konuşulan belgeselden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da haberdar olduğu anlaşıldı. Erdoğan, Babacan'ın belgeseldeki sözlerine şu tepkiyi verdi: "Ben ben ben. Ne beni ya? Atılan bir adımda Başbakanın onayı olmadan sen o adımı atabilir misin?"
📌 Belgesele sosyal medyadan gelen tepkiler
