İ­k­l­i­m­ ­D­e­n­g­e­s­i­n­i­n­ ­B­o­z­u­l­m­a­s­ı­ ­v­e­ ­Y­a­n­l­ı­ş­ ­S­u­l­a­m­a­n­ı­n­ ­S­o­n­u­c­u­:­ ­S­u­l­a­k­ ­A­l­a­n­l­a­r­ı­m­ı­z­ı­n­ ­Y­ü­z­d­e­ ­5­0­­s­i­n­i­ ­K­a­y­b­e­t­t­i­k­

İ­k­l­i­m­ ­D­e­n­g­e­s­i­n­i­n­ ­B­o­z­u­l­m­a­s­ı­ ­v­e­ ­Y­a­n­l­ı­ş­ ­S­u­l­a­m­a­n­ı­n­ ­S­o­n­u­c­u­:­ ­S­u­l­a­k­ ­A­l­a­n­l­a­r­ı­m­ı­z­ı­n­ ­Y­ü­z­d­e­ ­5­0­­s­i­n­i­ ­K­a­y­b­e­t­t­i­k­

İklim dengesinin bozulması ve yanlış sulama yöntemleri Türkiye'nin sulak alanlarını yok ediyor. Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin açıkladığı verilere göre, Türkiye son 40 yılda sulak alanlarının yüzde 50’sini kaybetti. Nesli tükenen kuşlara ev sahipliği yapan Seyfe Gölü ve Meke Gölü en kötü günlerini yaşıyor.

Kırşehir’in Mucur ilçesindeki Seyfe Gölü çöle dönüşüyor.

Kırşehir’in Mucur ilçesindeki Seyfe Gölü çöle dönüşüyor.

Hürriyet gazetesinden Serkan Ocak'ın haberine göre, Türkiye’de Ramsar Sözleşmesi (Sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan uluslararası bir sözleşme) dahil üç ayrı koruma sınıfına dahil edilen önemli sulak alanlardan biri de Kırşehir’in Mucur ilçesindeki Seyfe Gölü. 

İlkbahar ve sonbahar aylarında kuşların kullandıkları iki göç yolundan birinin üzerinde bulunan Seyfe Gölü, geçmişte 187 çeşit kuş türüne ev sahipliği yaparken, nesli tükenmekte olan 27 kuş türünü de bünyesinde barındırıyordu. Ancak, göl, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Seyfe Gölünü besleyen üç pınar kurudu.

Seyfe Gölünü besleyen üç pınar kurudu.

Son üç yıldır gölün tamamen kuruduğunu ve gölü besleyen pınarların kuruduğunu söyleyen Seyfe Gölü Ekoloji Derneği Başkanı Ömer Çetiner, iklim değişikliğini kabul etmemiz gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: 

''Artık sıcaklar arttı. Normalde temmuz ve ağustosta göl kurumaya başlardı. Durum değişti. İklim değişik-liğini kabul etmek gerekiyor. Burada Seyfe’yi besleyen üç pınar vardı. Seyfe Pınarı, Horla Pınarı ve Malya Pınarı. Bu pınarlarda su kalmadı. Seyfe beslenemiyor. Sıcaklar olsa bile göl bu pınarlardan beslenir asla susuz kalmazdı. Buharlaşma ile birlikte şimdi son üç yıldır göl tamamen kuruyor. Burası Türkiye’de kuşlar için en önemli dört yerden biri. Sultan Sazlığı, Gediz Deltası, Manyas Kuş Cenneti ve Seyfe Kuş Cenneti. Çok önemli bir sulak alan burası. Ancak yeterince önemini bilemiyoruz. Tanıtamıyoruz.''

'Önceden 20 santimden su çıkardı şimdi 80 metreden çıkıyor'

'Önceden 20 santimden su çıkardı şimdi 80 metreden çıkıyor'

Seyfe Gölü'nün kurumasındaki en büyük etkenin yeraltı suları olduğunu söyleyen Çetiner, önceden 20 santimetreden su çıkarıldığını artık su çıkarılması için 80 metre kazılması gerektiğini söylüyor ve çiftçinin mutlu olmadığını söylüyor. 

Tarımdaki ürün yelpazesinin değiştirilmesini ve damla sulama yönteme geçilmesini söyleyen Çetiner şöyle devam ediyor: ''Seyfe Gölü’nün en derin yeri bir metre bile değil. Göl alanı 10 bin 700 hektar. Ancak göl aynası denilen, gölün ortalama derinliği 50 santim olan alan 5 bin hektar. Aslında en büyük sorun yeraltı suları. Eskiden 20 santimden su çıkardı. Şimdi 80 metrelerde. Çiftçi de mutlu değil. Geçimlerini sağlamak için tarım yapmak zorundalar. Yeraltı suları kullanılıyor. Sürekli su alınıyor. Tarımdaki ürün yelpazesinin değiştirilmesi gerek. Damla sulama sistemine geçilmesi gerekiyor. Çalışmalar var ancak daha da hızlanması gerekiyor.''

‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak bilinen Meke Gölü de kuraklık nedeniyle haritadan silinme noktasında.

‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak bilinen Meke Gölü de kuraklık nedeniyle haritadan silinme noktasında.

Sönmüş bir volkan krateri olan Konya’nın Karapınar ilçesindeki ‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak bilinen Meke Gölü de kuraklık nedeniyle haritadan silinme noktasına geldi. Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı ve Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Doç. Dr. Fetullah Arık, gölle ilgili şunları aktardı: 

''2000’li yılların başında sularla kaplı göl Temmuz 2017’de kuruma noktasına geldi. 35 bini ruhsatlı 60 bini kaçak 95 bin yeraltı suyu üretim kuyusu var ve çekilen yeraltı suyunun büyük bir çoğunluğu salma sulama (vahşi sulama) yöntemi ile tarımsal sulamada kullanılıyor.''

'İstanbul özelinde suyumuzu çok dikkatli korumamız gerekiyor, su sarnıçı sistemini geri getirmeliyiz'

'İstanbul özelinde suyumuzu çok dikkatli korumamız gerekiyor, su sarnıçı sistemini geri getirmeliyiz'

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ise özellikle İstanbul'da suyun çok iyi korunması gerektiğini ve eski sarnıç sisteminin geri getirilmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: 

''İklim değişikliği ilgili mücadelede, bir kere İstanbul özelinde suyumuzu çok dikkatli korumamız gerekiyor. Belki de eski zamanındaki sarnıç sistemlerini geri getirmemiz gerekiyor. Yağmur suyunu kanalizasyondan ayırmamız gerekiyor. Bunun üzerine tarıma baktığımız zamanda da tarıma ciddi kuraklığa dayanıklı türlere geçmemiz gerekiyor. Şeker pancarı gibi çok fazla su isteyen ürünleri Orta Anadolu’da yetiştirmememiz gerekiyor. Hayat çiftçiler açısından çok çok daha zorlaşıyor.''

'Türkiye’de 2070’ten sonra Erzincan’ın batısında kalan bölgelerde kar görme olasılığımız ortadan kalkacak'

'Türkiye’de 2070’ten sonra Erzincan’ın batısında kalan bölgelerde kar görme olasılığımız ortadan kalkacak'

Kar yağışlarının azalacağını ve bunun turizmi etkileyeceğini belirten Kurnaz, kar yağmadığı için Ziko virüsünün de tehlikeli olacağını söylüyor. 

''Başka bir sorun daha var. ‘Ziko virüsü’ kar yağmadığı için hâlâ canlı, ortalıkta. Bizde yayılmamasının sebebi kardı. Artık kar yok. Türkiye’de 2070’ten sonra Erzincan’ın batısında kalan bölgelerde kar görme olasılığımız ortadan kalkacak. Güney bölgelerimizde yaz aylarında bugün 38-40 derece olan sıcaklıklar, ilerleyen yıllarda 45 – 50 derecelere çıkacak. Şu an kış ve kayak turizmine yatırım yapanların, bundan 20 sene sonra aynı mekânda yaz turizmi yapılabileceğini hesaba katmaları gerekiyor.''

Popular Articles

Latest Articles