Avustralya'nın kuzeydoğusunda yer alan 10 bin nüfuslu bir ada devleti olan Nauru, Vatikan'la Monako'dan sonra dünyanın en küçük 3. ülkesi durumunda.

Ekvatoral bölgede yer alan hemen her ada ülkesi gibi Nauru da huzurlu ortamı ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.

İlk bakışta en büyük gelirinin turizm olacağı düşünülse de gerek ulaşım sıkıntısı gerek tatil için birçok benzer alternatif yer olması nedeniyle Nauru hiçbir zaman turistlerin gözdesi olamamış.

Ülkede biri devletin olmak üzere yalnızca 2 adet otel bulunması turizmin durumunu zaten gösteriyor.

Fakat doğa Nauru'ya farklı nimetlerini sunmaktan geri kalmamış. Yüzyıllar boyunca deniz kuşlarının dışkılarının birikmesiyle oluşan fosfat madeni ülkenin en önemli gelir kaynağı olmuş.

Nauru'da insanlar çalışmayı pek sevmiyor olacak ki yıllarca bu madenlerde çevre adalardan işçi getirip çalıştırmışlar. Hem de kendi vatandaşları arasında işsizlik oranı yüzde 90'a yakınken.

Yıllar içerisinde fosfatın azalmasıyla ülke yönetimi, yeni arayışlara girip birikmiş paralarıyla Avustralya'da ve ABD'de araziler ve binalar satın almış.

Geleceğe yönelik ekonomik planı bu gayrimenkullerden gelecek kiralara bağlı olan ülke bir yandan da kara para aklama merkezi olarak azalan madenleriyle çıkan ekonomik sıkıntıya bir çözüm bulmuş.

Ülkedeki fosfat madeni işletilirken tarım alanları ve balıkçılığa büyük zarar verilmiş. Halkın balık ve sebze tüketimi düşmüş.

Nauru, vatandaşlarının hiçbir genetik sorunları olmamasına rağmen fast food tarzı beslenmenin ülkeye gelmesi ve fiziksel aktivitenin düşmesiyle dünyanın en şişman ülkesi olmuş.

Bugün ülkenin yüzde 95'i fazla kilolu, yüzde 80'i de obez sınıfına girecek kadar şişman. Doğal sonuç olarak ülkede yetişkinlerin yarısından fazlası şeker hastası.

İşsizlik ve şişmanlıktaki birincilikleri yetmiyormuş gibi Naurulular yüzde 54'lük sigara tiryakiliğiyle de dünya liderliğine oturmuşlar.

Bunların sonucunda benzer bölgelerdeki ülkelerden 10 yıl daha kısa olan 65 yıllık ortalama yaşam süresiyle de dünya sıralamasında altlarda kalmışlar.

Tüm dertleri yetmiyormuş gibi küresel ısınmayla yükselen deniz sularının bu yüzyıl içerisinde Nauru'daki yaşam alanlarını yutması bekleniyormuş. 😞