Şarkılar mı hüzünleniyor yoksa biz mi kötümserleştik?
Pop müziği genellikle eğlence, hareketlilik ve neşe ile ilişkilendiriyoruz.
Radyoda, online müzik platformlarında ve hatta alışveriş için girdiğimiz bir giyim mağazasında bile pop müziği duyabiliyoruz. Ancak bizim rastladığımız neşeli şarkılar, pop müziğin tamamını yansıtmıyor.
Biz her zaman farkına varmasak da, pop müziğin karanlık bir yüzü de var.
Bahsettiğimiz karanlık taraf, bize kendini müzikle de gösterebilir, şarkı sözleriyle de. Özellikle en beklemediğimiz şarkılarda dahi sözler nasıl hissettiğimizi çok değiştirebilir. Dinleyenlerde negatif duygu ve düşünceler uyandıran kelimelerin şarkılarda kullanımı ise birçok araştırmaya konu olmuş.
Bize verilerle gelin! Ne gösteriyor bu araştırmalar?
İngilizce sözler içeren şarkılarda yapılmış bir araştırmaya göre, popüler şarkılar geçmişten günümüze negatif olmaya yatkınlık gösterir olmuş. Örneğin Billboard listelerine bakıldığında, 1965 yılının ilk 100 parçalarında geçen 450 kelime negatif duygularla ilişkilendirilirken bu sayı 2015'te 700'ü bulmuş.
Ancak umutsuzluğa kapılmayın, genel olarak bakıldığında pozitif duygular uyandıran kelimeler negatiflere kıyasla daha çok kullanılmış.
Aynı araştırmanın gösterdiklerine göre, Billboard ilk 100 listesinde genel olarak 1965 yılında, her şarkıda 1750; 2015'te 1150 pozitif çağrışımlı kelime kullanılmış. Pozitif ifadelerin negatif ifadelere açık ara fark attığını gördüğümüze sevindik.
Peki şarkının sadece sözleri mi etkiliyor bizi?
Bu sorunun cevabını aslında biliyoruz. Hepimiz bazı şarkıları iç karartıcı bulmuşuzdur. Temponun düşük olması, bazen akustik kayıtlar ve şarkının çalındığı ton, şarkının bizde uyandırdığı duygular üzerinde ciddi anlamda negatif etki yaratabilir. Örneğin neşeli bir şarkıyı minör gamda dinlemek bile o şarkıyı kapkaranlık hale getirebilir.
Müzik sektörünün yıllar boyunca geçirdiği değişiklikler de şarkıların içeriği üzerinde etkili oldu.
1980 öncesinde, nispeten tekel haldeki kayıt-dağıtım şirketleri, piyasayı büyük ölçüde satış miktarları üzerinden yönetiyordu. Dinleyiciler de çoğunlukla neşeli şarkıları tercih edip satın aldıkları için bu tip şarkılar daha sık kaydedilip dağıtılıyordu. Ancak online müzik platformları ve müzik dağıtımındaki çeşitli kolaylıklar sayesinde, sadece talep üzerinden yürüyen bu üretim yöntemleri yerini her tarz müziğin dinleyicilerle buluşmasına bıraktı.
İster üzücü ister neşeli olsun, müzikten vazgeçemiyoruz.
Her zaman hislerimize uygun bir şarkı bulabileceğimiz, sonsuz seçeneğimizin bulunduğu bu müzik dünyasının nimetlerinden hepimiz faydalanıyoruz. Görünüşe göre gün geçtikçe müzik tercihlerimiz değişse de müziğe olan ihtiyacımız bizi hiç terk etmeyecek.