A­ş­k­,­ ­D­o­s­t­l­u­k­ ­v­e­ ­A­l­d­a­t­ı­l­m­a­:­ ­L­e­o­n­a­r­d­ ­C­o­h­e­n­­i­n­ ­F­a­m­o­u­s­ ­B­l­u­e­ ­R­a­i­n­c­o­a­t­ ­Ş­a­r­k­ı­s­ı­n­ı­n­ ­H­i­k­a­y­e­s­i­

A­ş­k­,­ ­D­o­s­t­l­u­k­ ­v­e­ ­A­l­d­a­t­ı­l­m­a­:­ ­L­e­o­n­a­r­d­ ­C­o­h­e­n­­i­n­ ­F­a­m­o­u­s­ ­B­l­u­e­ ­R­a­i­n­c­o­a­t­ ­Ş­a­r­k­ı­s­ı­n­ı­n­ ­H­i­k­a­y­e­s­i­

Leonard Cohen - Famous Blue Raincoat

Mektubun girişindeki dostane hava, ağırlığı daha da arttırıyor. Diyor ki Cohen;

Mektubun girişindeki dostane hava, ağırlığı daha da arttırıyor. Diyor ki Cohen;

Saat sabahın dördü
Aralığın sonu
İyi olup olmadığını öğrenmek için yazıyorum sana
New York soğuk
Ama yaşadığım yeri seviyorum
Clinton Caddesi’nde gece boyunca müzik çalıyor
Hiçbir şey için mi yaşıyorsun şimdi?
Umarım bir tür kayıt tutuyorsundur…

Öyle değiştiriyor ki olaya bakışı; bütün her şey silinmiş, hatıralar unutulmamış ama başkalaşmış.

Öyle değiştiriyor ki olaya bakışı; bütün her şey silinmiş, hatıralar unutulmamış ama başkalaşmış.

Yani artık olaya çok farklı bakıyor. “Tarih başka bir ülke” olmuş. Yine de şarkının tam burasında “o gece”yi anlatıyor hafiften;

Jane (karısı) saçından bir tutam getirdi
Dedi ki, ona sen vermişsin
Temize çıkmayı planladığın gece
Temize çıkabildin mi hiç?

Bunun üzerine azıcık hırçınlaşıyor şair. Düşmüş halini hatırlıyor düşmanının/dostunun.

Bunun üzerine azıcık hırçınlaşıyor şair. Düşmüş halini hatırlıyor düşmanının/dostunun.

Yılmaz Erdoğan’ın çok güzel bir lafı vardı: “Hiç kardeş kardeşe kıyar mı, derler. Halbuki en çok birbirinin açığını bilenler kardeşlerdir. Daha kolaydır.” demişti. Haklıdır. En çok birbirini delicesine sevenler can yakabilir. Görünen düşmandan gelen, beklenendir zaten. Beklenmedik olana işaret ediyor şair. O nedenle de düşmüş halini bir gönderme geliyor;

Seni son gördüğümüz zaman
Çok daha yaşlı görünüyordun
Meşhur mavi yağmurluğun omuzundan yırtılmıştı
Tren garına gitmiştin
Gelen her treni karşılamak için
Ama o hiç gelmedi; Lili Marlene’i kastediyorum

Ancak bu düşmüş adamın kendisine yaptıklarını içine sindiremez bir türlü.

Ancak bu düşmüş adamın kendisine yaptıklarını içine sindiremez bir türlü.

Hatıra döndükçe zihinde, başka kırıntıları da çağrıştırır. Ayrıntılarını dostuna mı, yoksa bize mi anlatıyor bilinmez;

Bir kadına sanki hiçmiş gibi davrandın
Ve o eve döndüğü zaman ‘hiç kimsenin kadını’ydı
Görüyorum seni orada dişlerinin arasında bir gülle
Bir başka zayıf çingene hırsız
Görüyorum ki Jane uyanmış,
Sana sevgisini yolluyor

Buradan itibaren yeniden sakinleşmeye girişir aşık/şair Cohen.

Buradan itibaren yeniden sakinleşmeye girişir aşık/şair Cohen.

Hikayeyi evirip çevirip, hiç bitmeyecek bir dizgiye sokmanın bütün yollarını kullanır. Artık şarkı kalp atışları gibi hızlanıp yavaşlayabilir. Fakat o kadar dingin bir üslupla seslendirir ki, boğulma hissi keskin bir şekilde çarpar insana;

Sana ne söyleyebilirim kardeşim
Sana ne söyleyebilirim katilim
Ne söyleyebilirim ki
Sanırım seni özledim
Sanırım seni affettim
Yoluma çıktığın için mutluyum

Karısını boş vermiştir artık şair. Eski dostunu yeniden kazanmak ister.

Karısını boş vermiştir artık şair. Eski dostunu yeniden kazanmak ister.

Hem kardeşi hem katili olan eski dostunu… Neden bilmiyorum, bir şekilde dostluğun aşka galebe çaldığı (belki süreklilik) anlardır bunlar;

Ve eğer bu taraflara uğrarsan
Jane ya da benim için…
Bilmeni isterim ki düşmanın uyuyor
Bilmeni isterim ki kadını artık özgür

Düşmanlığın son bulmasının yanı sıra, aşkın uzun zaman önce sona erdiğinin bir ibaresidir. Bunu söylerken Cohen’in sesindeki umuda dikkat ediniz özellikle…

Düşmanlığın son bulmasının yanı sıra, aşkın uzun zaman önce sona erdiğinin bir ibaresidir. Bunu söylerken Cohen’in sesindeki umuda dikkat ediniz özellikle…

Şimdi şarkıda özellikle anlamadığım/anlamlandıramadığım ve belki de bu nedenle kapalılığını sevdiğim bölüme geldik;

Şimdi şarkıda özellikle anlamadığım/anlamlandıramadığım ve belki de bu nedenle kapalılığını sevdiğim bölüme geldik;

Onun gözlerinden alıp götürdüğün
Sıkıntı için teşekkür ederim
O sıkıntı asla gitmeyecek sanırdım
O yüzden hiçbir zaman gerçekten denememiştim

Tereddüt anlamıştım ilk dinlediğimde; kadının gözlerinden hiç gitmeyen bir tereddüt.

Tereddüt anlamıştım ilk dinlediğimde; kadının gözlerinden hiç gitmeyen bir tereddüt.

Aşkın en büyük düşmanı değil mi ki; ben de en ufak bir tereddüt anında vazgeçmiştim her şeyden. Hayatımı üzerine bina ettiğim o aşktan. İnanmak da böyledir ya; zerre kadar bir tereddüt altüst eder her şeyi.

Ve şarkı, kaderin döngüselliğine iman ederek biter;

Ve şarkı, kaderin döngüselliğine iman ederek biter;

Ve Jane elinde saçından bir tutamla geldi
Dedi ki, ona sen vermişsin
Temize çıkmayı planladığın gece…”

Sonunda gitar tellerinde hüküm süren dinginlik, Cohen’in sesindeki donukluk…

Sonunda gitar tellerinde hüküm süren dinginlik, Cohen’in sesindeki donukluk…

Her şeyin sebebinin, aslına erdiği o son mısra gelir dayanır;

Saygılarımla… L. Cohen

Centilmen kelimesi kökeni itibariyle böyle bir şarkıyı yazan adama yakışır en çok. Olan olmuştur artık ve geçmiş hatıralar ancak bir tutam saç gibi rüzgarda savrulup giderler. Bıraktığı “acı” ise kaderin döngüselliğidir…

Centilmen kelimesi kökeni itibariyle böyle bir şarkıyı yazan adama yakışır en çok. Olan olmuştur artık ve geçmiş hatıralar ancak bir tutam saç gibi rüzgarda savrulup giderler. Bıraktığı “acı” ise kaderin döngüselliğidir…

Popular Articles

Latest Articles