E­v­e­t­ ­/­ ­H­a­y­ı­r­ ­T­e­s­t­i­n­e­ ­G­ö­r­e­ ­S­e­n­ ­G­e­r­ç­e­k­l­e­r­d­e­n­ ­K­a­ç­ı­y­o­r­ ­m­u­s­u­n­?­

E­v­e­t­ ­/­ ­H­a­y­ı­r­ ­T­e­s­t­i­n­e­ ­G­ö­r­e­ ­S­e­n­ ­G­e­r­ç­e­k­l­e­r­d­e­n­ ­K­a­ç­ı­y­o­r­ ­m­u­s­u­n­?­

Hepimiz bazen hatalar yapıyor ve bunların bir hata olduğunu kabullenmek istemiyoruz. Gerçeklerin önüne bir perde çekilsin ve bir daha asla gerçeğin güneşi evimize girmesin istiyoruz. Bazen de gerçek her haliyle kabulümüz oluyor.

Peki sen, gerçeklerden kaçıyor musun; yoksa gerçeği kabule mi geçtin?

Hazırsan, başlayabilirsin!

1. Gerçek, nereden bakıldığına göre değişen bir şey mi senin için?

2. Geçen zamanın telafisi olur mu?

3. Bir tartışmada sorunun kimden kaynaklandığını bulmak için, ilk önce karşı tarafın hareketlerini mi gözden geçirirsin?

4. Sinirli biri misin?

5. Kalbini çok kez kırdığı halde, bir kişiyi tekrar tekrar affettin mi?

6. Herkesin veya her olayın iyi tarafını mı görmeye çalışırsın?

7. Bir olay veya durumun içerisindeyken değil de üzerinden zaman geçtikçe taşların yerine oturduğunu fark ettiğin oluyor mu?

8. Arkadaşların arasında en verici olan ve her şeye koşmaya çalışan kişi genellikle sen mi oluyorsun?

Sen Gerçeklerden Koşarak Kaçıyorsun!

Senin için gerçekler, üzeri tozlarla kaplı bir raf misali. Açmak istiyorsun, merakın içini kemiriyor ama cesaret edemiyorsun. Çünkü hayatın boyunca çok fazla kırılmış ve incinmiş bir kalbe sahipsin. Gerçekleri de tozlu rafların altına saklıyorsun, çünkü can yakıyorlar. O kutunun içerisi; sevilmemişlik, hüzün ve değersizlik hissiyle dolu, bunu biliyorsun. Geçmişi çok fazla düşünüyorsun. Geçmişin karın ağrısı bir türlü geçmek bilmiyor senin için. Çünkü ne insanlara ne de yaptıklarına anlam verebiliyorsun. Bu anlam arayışın, nedenleri sorgulayışın da günümüze kadar uzuyor. Aslında sadece bir şeyler istenildi ve yapıldı. Bunu bilmene rağmen gerçeklerden kaçtığın için bunu kendine itiraf edemiyorsun, ikna olmak istemiyorsun. Genellikle herkesin iyi olan yönünü görmeye çalıştığından ya da en azından buna çabaladığından dolayı da gerçekleri o an göremiyorsun. Senin için hala rengarenk saksılarda en güzel bitkiler, kalplerde de en güzel aşklar yeşerebilir. Sen de bu düşüncene göre hareket ediyor, her şey sevgiyle beslensin ve en iyisi olsun, kalpler kırılmasın diye çabalıyorsun. Fakat bu çaban karşılıksız kaldığında da çok yıpranıyor ve kırılıyorsun. 

Sen Tüm Acı Gerçeklere Rağmen Dimdik Ayaktasın; Kaçmıyorsun!

Gerçeklerden kaçmak asla sana göre değil. Sen gerçeğin her yüzüne, her türlüsüne ben buradayım diyorsun. Bu dağ gibi kendine güvenin, bizi sana hayran bıraktı. Sen herkesin arkadaşı ya da sevgilisi olmasını isteyeceği türden birisin. Her zorlu olayda veya kaosta; soğuk kanlılığını koruyan, mantıklı düşünebilen o kişi sensin. Yalnızca bu da değil. Merhametin, kalbini kaplayan en büyük his. Bu his, seni sana daha da değerli hissettiriyor. Hem kalben hem duruş olarak hem de psikolojik olarak sahip olduğun gücün o kadar farkındasın ki seni düşürmeye çalışan kişilere sadece gülüp geçiyorsun. Belki onlar sana baktığında yersiz bir ciddiyet seziyor ve bu konuda senin üzerine geliyorlar. Fakat sen, görmüş geçirmiş denilen insanlardan biri olduğun için, kime nasıl davranacağını çok iyi biliyorsun. Karşındaki o ciddi ve soğuk bakışları hissedecek bir şey mutlaka yapmıştır, temkinli oluyorsundur. Yoksa güvenli alanın olduğunu hissettiğin kişilerin, her anlamda yanında olduğunu zaten söylemiştik. Gerçekler derin bir okyanus ve sen vücuduna hakim olabilen en iyi yüzücülerden birisin. Tüm tehlikelerin arasında ve bunların farkında olarak yüzüyorsun hayatın sularında...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Popular Articles

Latest Articles