Bir insanı okumak istiyorsanız, onu sizin yaşantınızdan gelen değerler ile değil, onun yaşadıklarından sonra oluşabilecek muhtemel değerlerle değerlendirmelisiniz. Yalan söylemenin zevki ancak böyle durumlarda anlaşılır...
Bakalım, siz karşınızdaki insanın zihnine girip, düşüncelerini okumakta ne kadar iyisiniz?
1. Hadi başlayalım: Sence bu kadın...
2. Peki, bu adam?
3. Ya bu?
4. Peki, burada?
5. Ya bu kadın?
6. Peki, bu adam?
7. Kadın burada...
8. Adam burada...
9. Peki, kadın burada..?
10. Ya bu kadın?
11. Son olarak bu adam?
Daha yeni başlamıştık halbuki :(
Henüz ilk soruları bile tamamlamadan başarısız oldun. Evet evet, birazcık erken oldu...
12. Yapma bunu işte!
İlk iki soruyu geçtikten sonra insan zihnine girmenin yolunu çözdüğünü varsaydık fakat henüz olmamış galiba. Ne dersin?
Oldu mu şimdi?
Bir şey demeye gerek yok galiba, kolay bir soruda hata yaptın. Haydi en baştan!
Hayır, hayır, hayır!..
Dikkat dağınıklığı yaşamış olabilir misin? Haydi, bir daha!
Diyecek çok fazla şey yok...
Testi neredeyse başarıyla tamamlamak üzereydin. Şu aşamada çok bir şey demeye gerek yok.
İnsan Sarrafı!
Karşındaki insanı okumak, hayatta birkaç adım öne geçirecek cinsten bir özelliktir. Sonradan elde etmesi biraz zordur tabi, büyük oranda Allah vergisi de denilebilir bu nedenle. Anlaşılan o ki, sen de yaşadığın müddetçe rast geldiğin insanların hayatında bıraktığı olumlu/ olumsuz izlerin yansımalarını çok iyi analiz etmişsin. İnsanların aklından geçenleri ve yüzlerine yansıyan duygularını çok iyi gözlemleyebiliyorsun ve neredeyse gözünden hiçbir şey kaçmıyor. Kısacası, karşındaki insanın gözüne baktığınıda, ciğerinin kaç paralık olduğunu görme yeteneğini çoktan edinmişsin! Aman kaybetme…