B­i­l­i­m­ ­İ­n­s­a­n­l­a­r­ı­n­a­ ­G­ö­r­e­ ­D­ü­n­y­a­ ­G­e­r­i­ ­Ç­e­v­r­i­l­e­m­e­z­ ­B­i­r­ ­İ­k­l­i­m­ ­D­e­ğ­i­ş­i­k­l­i­ğ­i­ ­E­v­r­e­s­i­n­e­ ­R­e­s­m­e­n­ ­G­i­r­d­i­!­

B­i­l­i­m­ ­İ­n­s­a­n­l­a­r­ı­n­a­ ­G­ö­r­e­ ­D­ü­n­y­a­ ­G­e­r­i­ ­Ç­e­v­r­i­l­e­m­e­z­ ­B­i­r­ ­İ­k­l­i­m­ ­D­e­ğ­i­ş­i­k­l­i­ğ­i­ ­E­v­r­e­s­i­n­e­ ­R­e­s­m­e­n­ ­G­i­r­d­i­!­

Bugün insanoğlu olarak kendimizi kutlama günü! Yıllardır zorladığımız karbon kırılma noktasını artık tamamen geçtik ve sayemizde Dünya, geri döndürülemez etkileri olacak bir iklim değişikliği evresine girdi.

Bu gurur hepimizin, neticesinde milyonlarca yıldır bu gezegene bizim türümüz kadar zarar veren başka bir tür yok. Tebrikler!

Bilim insanlarına göre bu hafta itibariyle atmosferdeki karbon seviyesi 400 ppm'i temelli olarak geçti.

Bilim insanlarına göre bu hafta itibariyle atmosferdeki karbon seviyesi 400 ppm'i temelli olarak geçti.

1958'den bu yana ölçümler yapan Mauno Loa Gözlemevi'nin haftalık raporlarından analiz yapan araştırmacılara göre, bundan sonra ne bu yıl içerisinde, ne de önümüzdeki uzun yıllar içerisinde atmosferik karbon seviyesi bir daha 400 ppm (milyon başına birim) seviyesinin altına inmeyecek.

Peki nedir bu 400 ppm'in önemi?

Peki nedir bu 400 ppm'in önemi?

Bilim insanları yıllardır atmosferik karbon seviyesinin bu seviyeyi geçmesine izin verirsek, dünyanın geleceği için çok kritik bir döneme gireceğimiz konusunda uyarılar yapıyordu. 2012'de Arktika, bölge bazında bu kırmızı çizgiyi geçen ilk yer oldu. 3 yıl sonra ise ilk defa bir ay boyunca 400 ppm seviyesi düzenli olarak aşıldı. Geçtiğimiz Mayıs ayındaysa gezegenimiz üzerinde 400 ppm değerlerine ulaşmayan tek yer olan Antarktika da bu seviyeye ulaştı.

Peki bu 400 ppm'in temsil ettiği ''yeni bir kilometre taşı'' kavramı nasıl bir durum?

Peki bu 400 ppm'in temsil ettiği ''yeni bir kilometre taşı'' kavramı nasıl bir durum?

Bu kavramı masanın üzerinde duran bir bardak suyla örnekleyebiliriz. Eğer su dökülürse, onu bir daha bardağa doldurmanız mümkün olmaz, tüm yüzeye yayılır. Su bir yere kaybolmamış olsa bile, artık tamamen farklı bir düzene girmiştir.

Dünya için de bu seviye böyle bir durumu temsil ediyor. Ne kadar kötü veya iyi olacağını bilmesek de, artık dünyamız tamamen farklı olacak bir iklime sahip olma yolunda ilerlemeye başladı ve ne yazık ki bu ilerleme, artık durdurulamaz.

Peki bu seviyenin düşmeyeceğini nereden biliyoruz?

Peki bu seviyenin düşmeyeceğini nereden biliyoruz?

Uzun yıllar süren araştırmalar sonucu yıl genelinde en düşük seviyeler hep Eylül ayı sonlarında görülüyordu. Şu anki veriler 401 ppm'i gösteriyor ve Ekim ayı başında bu seviye biraz daha azalırsa bile 400 ppm'in altına inecek kadar büyük bir değişim göstermesi ihtimali sıfıra oldukça yakın.

Gelelim bu durum neticesinde karşı karşıya kalacağımız olaylara.

Gelelim bu durum neticesinde karşı karşıya kalacağımız olaylara.

İlk ve en büyük tehlike, türlerin giderek daha hızlı yok olması. Araştırmalara göre, türlerin günümüzdeki yok olma hızı, insanlık ortaya çıkmadan önceki yok olma hızının tam 1000 katı. Bu nedenle günümüzde her yıl 10 bin türün yok olabileceği düşünülüyor, hatta 2050'ye kadar dünyadaki tüm canlı türlerinin dörtte birinin yer yüzünden silineceği tahmin edilmekte.

Bir diğer sorun da yükselen deniz seviyeleri.

Bir diğer sorun da yükselen deniz seviyeleri.

Deniz seviyesinin yükselmesi sadece diğer türleri değil, bizim türümüzü de çok kötü şekilde etkileyecek. Buzullar eridikçe kıyıları seller vuracak ve buradaki insanlar başka yerlere taşınmak zorunda kalacak. Hatta Pasifik Okyanusu'nda bu değişimler başladı ve 5 ada yeryüzünden silindi bile.

Araştırma ekibinin başındaki Ralph Keeling, 400 ppm seviyesinin ciddi bir uyarı olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.

Araştırma ekibinin başındaki Ralph Keeling, 400 ppm seviyesinin ciddi bir uyarı olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.

Bu seviyenin yılda 2 ppm kadar artmaya devam edeceğini, zamanla daha da hızlanıp kritik 420 ppm seviyesine çok yakın bir gelecekte ulaşacağını söylüyor. Daha da kötüsü, 500 ppm seviyelerine kadar, bu hızla gidersek, yavaşlamamız mümkün gözükmüyor.

Son olarak belirtelim; son 11 ayın tamamı, yaşanan en sıcak ay rekorunu kırıp tarihe geçti.

Son olarak belirtelim; son 11 ayın tamamı, yaşanan en sıcak ay rekorunu kırıp tarihe geçti.

Örneğin geçtiğimiz Ağustos ayı, dünya genelinde tarihin en sıcak Ağustos'uydu. Uzmanlara göre bu 11 aylık rekor serisi daha da uzamaya devam edecek.

Ne diyelim, dünyayı giderek daha berbat bir yere, göz göre göre çeviriyoruz...

Onedio IQ'yu Facebook'tan takip etmeyi unutmayın!

Popular Articles

Latest Articles