E­r­d­o­ğ­a­n­­ı­n­ ­­M­i­l­l­i­ ­S­e­f­e­r­b­e­r­l­i­k­­ ­İ­l­a­n­ı­ ­S­o­s­y­a­l­ ­M­e­d­y­a­n­ı­n­ ­G­ü­n­d­e­m­i­n­d­e­

Muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Bugün de adı konulmamış bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız” dedi. Erdoğan, “Tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilân ediyorum. Her kim bu örgütlerle ilgili bir şey görürse, duyarsa, hemen güvenlik güçlerine haber vermelidir' diye konuştu. Erdoğan'ın açıklamaları sosyal medyanın da gündemine oturdu.

Muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir. Bugün de adı konulmamış bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız” dedi. Erdoğan, “Tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilân ediyorum. Her kim bu örgütlerle ilgili bir şey görürse, duyarsa, hemen güvenlik güçlerine haber vermelidir' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 32. Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu. Konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:

“DEAŞ saldırısında verdiğimiz şehit sayısı 300 civarındadır. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda 17 şehidimiz var. 15 Temmuz’da 248 şehidimiz var.

Bölücü örgüte yönelik operasyonlarda örgütün kaybı 9 bin 500’ü buldu. Aralarında elebaşları da var. Ayrıca 40 bin gözaltı ve 10 bin tutuklama var.

FETÖ’ye yönelik operasyonlarda tutuklu sayısı 40 bini geçti. Hiçbir şehidimizin kanını yerde bırakmadık ve bırakmayacağız.

Ülkemiz bir ateş çemberinden geçiyor. Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir.

Hem bölgemiz, hem ülkemiz üzerinde çok sinsi ve alçak oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğim şey, her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor.

Bugün de adı konulmamış bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız. Gezi’de sokakta başaramadıklarını, emniyet yargı darbesiyle elde etmek istediler. En nihayetinde darbeyle sonuca ulaşmaya çalıştılar. Bu saldırıların hedefi şahsımız, hükümetimiz, partimiz değil, saldırıya uğrayan bizim şahsımızda somutlaştırdıkları yeni Türkiye mücadelesidir. ”

“Akdeniz’in karanlık sularında boğulmayacağız”

“Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Irak, Suriye, Libya ve daha birçok yerde bunu yaptılar ama bize yapamayacaklar. Ülkemizi terk etmek zorunda kalıp Akdeniz’in karanlık sularında boğulmayacağız.

Millet olarak yeni bir ahitleşmeye gitmemiz, yeni bir mefkûre birliği oluşturmamız gerekiyor. Gün çekişme, çatışma, husumet, eski defterleri karıştırma günü değildir. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmezsek, yarınlarımıza güvenle bakamayız.”

“Milli seferberlik ilan ediyorum”

“Tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerle ilgili bir şey görürse, duyarsa, hemen güvenlik güçlerine haber vermelidir.”

Erdoğan'ın açıklamalarıyla ilgili olarak Meclis'te basın açıklaması yapan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, seferberliğin kelime anlamının savaşa hazırlık hali olduğunu söyleyerek 'Cumhurbaşkanı bu açıklamasıyla Türkiye Cumhuriyetinin bir savaş halinde olduğunu iddia etmiştir. Biz böyle düşünmüyoruz. Devletler devletlerle savaşır. Terör örgütleriyle savaşmaz, tepesine çöker ve onu itibarsızlaştırır. Böyle bir seferberlik ilanı uluslararası kamuoyunda PKK'ya meşruiyet kazandırmasına neden olur. Türkiye Cumhuriyetini adi bir terör örgütüne muhatap etmiş olursunuz, yanlışlık buradadır' dedi.

Altay sözlerine şöyle devam etti: 'Bugün yapılan liderler zirvesi üzerine böyle bir açıklamayla çökmek cumhurbaşkanına bir şey kazandırmaz. Seferberlik ilanı cumhurbaşkanının saygıdeğer muhtarlarla sohbet ederken yapabileceği bir açıklama değildir. Ne şartlarda ilan edileceği ilgili kanunlarda düzenlenmiştir. Hükümete terörle mücadelede her türlü siyasi desteği vermeye hazır olduğumuzu tekrar beyan ediyorum'

CNN Türk yayınında konuşan Ceza Hukukçusu Ersan Şen, anayasada geçen seferberliğin ne anlama geldiğini açıkladı. 

Şen'in sözleri şöyle:

'Bir ülkede seferberlik ilan edebilmek için yani ülkenin silahlı kuvvetlerinin savaş düzenine geçirilmesi dediğimiz aşamada karşısında muhakkak bir devlet veya devletler olmalı. Bunlara karşı da Milli Güvenlik Kurulu'nun görüşü alınıp, Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu'nu toplayıp, teyakkuza geçip ülkede sıkıyönetim ilan etmesi lazım. Ancak o zaman resmi anlamda bir seferberlik ilan edildiğinden bahsedebilirsiniz. 

Seferberlik düzenine geçtiğiniz zaman zaten artık o savaşın başlama anı demektir. Tabi savaş halinde olmanız demek, savaş ilan etmeniz demek. Karşınızda BM tarafından tanınmış, kabul edilmiş devlet veya devletler olmalı. Terör örgütleri devletlerin bugün dünya düzeninde, savaş hukuku kurallarına göre savaşabileceği örgütlerden değildir. Eğer bu tür bir usulü kabul ederseniz Viyana Konvansiyonu devreye girer, savaş hukukunun tatbik edilmesi gerekir.'

Şen, tanımladığı gibi bir sıkıyönetim ilanına doğru gidilmediğini söyledi. 

Türk milletinin terör örgülerine karşı topyekün bir mücadele içinde olduğunu belirten Şen, 'Anladığım kadarıyla sayın Cumhurbaşkanı'ın açıkladığı, silahlı kuvvetlerimize, insanlarımıza ateş edip bomba kullananlara karşı ve bunları azmettirenlere, yönetenlere karşı bir seferberlik halidir' dedi.

Şen, terörle mücadelenin sınırların dışına taşacağını düşündüğünü de söyleyerek: Öyle anlaşılıyor ki Türkiye, Suriye topraklarına, Irak topraklarına girecek; terör örgütlerinin yöneticileri, azmettiricileri, gençlerimizi, polislerimizi şehit edip katledenler neredeyse oraya gidecek, artık beklemeyecek' ifadelerini kullandı.

Ajanslar,AJT, Onedio