'Kendinizi kendinizle süslemekten çekinmeyin.' diyor Lucie Majerus, bu takıları tasarlayan lisansüstü tasarım öğrencisi. Hikayesine Independent'ta rastladık. Kendi dişleriyle de tam olarak bunu yapıyor Lucie.
Fil dişi aksesuarlara alternatif olarak yapmış 'İnsan Fildişi' adlı koleksiyonunu.
'Neden filleri dişleri için katledelim ki? Neden başka dişleri kullanmıyoruz? Kendi yirmilik dişimi kaybettiğimde bunları düşündüm ve bu fikir geldi aklıma. Onları sakladım ve aksesuarlara dönüştürdüm.'
Birçok mücevherden oluşan koleksiyonunu 'Graduation Show of the Design Academy Eindhoven'da sundu. Tepkiler ise karışıktı.
'Değerli materyaller üzerine bakış açımızı değiştirmek istiyorum. Materyalist değerlere karşı gelerek 'İnsan Fildişi' değerli malzemenin içimizde olduğunu gösteriyor.'
Sergide birçok insan bu fikri mantıklı bulurken sosyal medyada sert tepkiler aldığını belirtiyor Majerus.
Bazı insanların bunu iğrenç bulmasının sebebini yirmilik dişlerin genelde akla acılı bir deneyimi getirmesine bağlıyor.
Ancak biraz rötuşla bu iğrenme duygusu yerini çekim ve güzelliğe bırakıyor.
Majerus'a göre dişler insan vücudunun en sert parçası ancak taşlardan daha yumuşaklar.
Fazlasıyla küçük olmaları nedeniyle aynı zamanda detaylı çalışmalarda sabır gerektiriyorlar.
Her türlü insan dişini kullanıyor, azı dişleri inci şekline sokabilecek kadar büyük oluyorlar ve yan kesici dişler ise yağmur damlası şekline daha uygun.
Dişler cilalanmadan önce çamaşır suyunda bekletiliyor ve eğer dişte delik varsa bir diş hekimi gibi dolgu yapıyor Majerus.
Birçok insan Majerus'tan mücevher alıyor. Hatta kendi diş hekimine kol düğmesi yapmış. Dişlerin sahipleri meçhul.
Majerus pek sıcak bakmasa da bazı insanlar kaybettikleri akrabalarını bu şekilde hatırlamak istiyorlar. Ancak yaptığı açıklamada eğer büyükannesinin dişleri elinde olsaydı onları yüzük yapıp takacağını söylüyor.
Amacından ve özgünlüğünden ötürü Majerus'u tebrik ediyoruz.
Umarız işinde daha çok başarıya ulaşır.