Bitmesin mi artık şu yağmur edebiyatı??
1. Edebiyat: Yağmurdan sonra yayılan toprak kokusu gibisi yoktur.
Gerçek: Çoraplarını çıkar da peteğin üstüne koy oğlum, ıslanmıştır.
2. Edebiyat: Pencerenizde yarışan yağmur damlalarını seyretmek en büyük zevktir.
Gerçek: Yavum bi git bak çamaşırlar ıslanmış mı...
3. Edebiyat: Sokağınızda oluşan su birikintilerinin içine atlamanın keyfini kimselere anlatamazsınız.
Gerçek: Üstünüze su sıçratan arabalara en içten küfürlerinizi edersiniz.
4. Edebiyat: Düşen damlaları elinizle yakalamaya çalışmak harikadır.
Gerçek: Baştan aşağı ıslanıp rezil kepaze olmamak için ne yapacağınızı şaşırırsınız.
5. Edebiyat: Siz de ıslanmayı ve yağmurla arınmayı sevenlerden misiniz?
Gerçek: Yoksa eve varana kadar olmadık belayla boğuşanlardan mı?
6. Edebiyat: Pencerenizin önünde kahvenizi yudumlarken hissettiğiniz huzur. hihi...
Gerçek: Anneee ketıla su koysana ilaç iççem.
7. Edebiyat: Sizin de köpeğiniz yağmurun ne kadar keyifli olduğunun farkında mı?
Gerçek: Hayır kardeşim, değil...
8. Edebiyat: Bütün gün yataktan çıkmamak ve yağmuru seyretmek; işte mutluluk budur...
Gerçek: Bugün de geç kalırsak patron bizi bitirecek olum ben söyliyim...
9. Edebiyat: Yağmur altında yapılan keyifli, dinlendirici bir yürüyüş tüm stresinizi alıp götürmeye yeter.
Gerçek: Şu yağmur bi dinsin, kuzu kesmeyen terbiyesizdir...
10. Edebiyat: Dışarda yağmur, elimde kitap. İşte hayat...
Gerçek: Hamdi gel şu halıları da çıkaralımm, sırılsıklam olmuş...
Bitsin artık şu edebiyat...
Millet de sanacak ki herkes öyle yaşıyor, bir rezilik çeken benim.
Lütfen ama...