![Buraya Bakar mısınız? Sizinle Body Shaming İle İlgili Konuşmamız Gereken Bazı Şeyler Var!](https://kilalu.blog/news/2024-07-29-20:28/Buraya Bakar mısınız? Sizinle "Body Shaming" İle İlgili Konuşmamız Gereken Bazı Şeyler Var!.jpg)
Sizinle bazı örneklerle beden aşağılama konusuna dair birazcık konuşmak istedik. Sizin bu konu hakkında neler düşündüğünüzü de merak ettik. Düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın. 😊
Keyifli okumalar!
Öncelikle Body Shaming yani bedeni aşağılama, standart güzellik algısının dışında kalan insanlara uygulanan bir çeşit baskı. Bu baskı hem erkeklere hem de kadınlara uygulanabiliyor fakat genellikle kadınların Body Shaming'e maruz kaldığı kesin...
Özellikle göz önünde olan biriyseniz, herkes bedeninizle ilgili yorum yapma hakkını kendisinde buluyor. Ünlüyseniz ve bir de kadınsanız kesinlikle o standart, sonradan yaratılmış güzellik algısının dışına çıkma hakkınız yok.
Eğer ki çıkarsanız da, aşağıda birazdan okuyacağınız örneklerle karşılaşabilirsiniz. Peki, bununla ilgili birkaç soru soralım ve naçizane cevaplarımızı verelim. Katılırsınız ya da katılmazsınız orası sizin bileceğiniz iş tabii ki.
İlk sorumuz şöyle; Body Shaming ifade özgürlüğü kapsamına girmiyor mu? Hayır girmiyor çünkü birilerini sırf bedenlerinden dolayı aşağılayarak ifade özgürlüğünüzü kullanmış olmuyorsunuz.
Yani ifade özgürlüğünün arkasına sığınmak oldukça saçma.
Eleştiri hakkımız yok mu? Var, var tabii ama eleştirinin de bir sınırı var güzel kardeşim.
"Demokratik toplumlarda aşağılayıcı olmamak kaydıyla sınırsız bir eleştiri olanağı vardır." cümlesinden yola çıkarak söyleyebiliriz ki; bir kişiyi -ünlü olsun ya da olmasın- aşağılayıcı bir şekilde eleştiremezsiniz.
Karşınızdaki kişiyi aşağılamadığınız sürece tabii ki de eleştirme hakkınız vardır.
Gelelim vereceğim örneğe! Geçtiğimiz günlerde Hande Erçel'in bir röportajı yayınlandı.
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz
Hatırlarsınız geçen yıl kendisine Kerimcan Durmaz sosyal medyada "Ay gerçekten kusucam artık bu bazlamadan." diyerek Erçel'in fiziksel özelliğiyle dalga geçen bir yorum yapmıştı.
Erçel'e de röportajda neler hissettiği sorulmuş. O da gayet yerinde ve haklı bir cevap vermiş.
Üzüldüm. Sosyal medyada negatif içerik çok hızlı yayılıyor ve bazen bu olumsuz yorumlar zorbalığa dönüşebiliyor. Zorba, izleyicisi olmadan zorbalığı sürdürmüyor ama izleyici alkışladıkça zorba da zorbalığını artırıyor. Benim yaşadığım da böyle bir şeydi. Herhangi birinin yüzümüze söyleyemeyeceği şeyleri, sosyal medya üzerinden söyleyip üstüne üstlük bir de bununla şöhret olan insanlar var. Ki bu söylemlerin birçoğu insanların fiziksel özellikleriyle dalga geçmek üzerine kuruluyor. Çünkü ne yazık ki kötü yorumlar iyi yorumlardan her zaman daha çok dikkat çekiyor.
Durumun eleştiri değil de "siber zorbalık" olduğunu anlatan Erçel, "Bir insanın doğuştan gelen fiziksel özelliklerini tartışma konusu edemezsin. Elbette beğenmeyebilir, beğenmediğini özgürce ifade edebilirsin. Ancak bunu bir sıfata, organize saldırıya çevirdiğinde işler değişiyor. " diye de ekliyor.
Bu sadece hakaret değil; şiddet ve taciz oluyor aynı zamanda. Tam anlamıyla psikolojik, sözel şiddet. Şiddet, özellikle kadına şiddet sadece fiziksel değil yaşadığımız dünyada. Ben de buna karşı sessiz kalmamaya karar verdim. Çünkü bunu yalnız ben yaşamıyorum.
Erçel, bu kişilere yönelik dava açmakta ya da zorba demekte de son derece haklı! Sosyal medyayı kullanırken, insanların kişilik haklarını ihlal etmemeye ve eleştiri de olsa bir sınırın olduğunu unutmamaya gayret edin.
Unuttuğunuzda ya da umursamadığınızda 'Bize dava açıyorlar.' diye de ağlamayın!
Yani kısacası, kimse sizin kafanızda belirlediğiniz o güzellik çemberinin içerisinde olmak zorunda değil! Kişinin zayıf, şişman, uzun ya da kısa olması sizi değil ancak ve ancak ilgili kişiyi ilgilendirir. 😇
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?