Eşini çok sevdiği o kadar belli ki...
Yorgunluğu gözlerinden, yüzündeki çizgilerden okunan Hamza Amca 1974 yılında Elazığ'a gelerek burada hayatını kurmaya başlamış. Eşi ve çocuklarıyla kendi yağlarında kavrulurken felaketler peşlerini bırakmamış.
15-16 yaşlarındayken evlendiği eşi tam 13 senedir akıl hastası. Bir sabah, eşine "kahvaltı nerede?" diye sorunca eşi ocaktaki kaynayan suyun içine elini sokup sıcak patatesi yemeye başlamış.
Tabii ne olduğunu anlamamışlar ve doktora götürmüşler. Doktor, tüm sinir sistemlerinin bozulduğunu ve bir daha eskisi gibi olamayacağını söylemiş.
Hamza amcanın eşi, doktorun söylediğine geçmişte büyük bir üzüntü yaşamış ve bu şekilde belirti göstermiş.
Bu arada eşi yürüyemiyormuş ve dişleri de yokmuş. Bu nedenle yumurta, çorba gibi yumuşak yiyeceklerle beslemeye çalışıyormuş.
Ve o günden sonra hiç su içmemiş. Sadece kola içmek istiyormuş. Evde kola olmadığında da sürekli bağırıyormuş.
Hamza amca eşine yıllarca çok iyi bakmış fakat yaşı ilerledikçe zorlanmaya başlamış, gözleri de bozulmuş.
2. felaketi de Elazığ depremiyle yaşamışlar. Hamza amca deprem sırasında taşıyamadığı için eşini evde bırakmak zorunda kalmış. Depremde de evleri zarar görmüş.
O soğukta dışarıda bir arsaya çadır kurmak zorunda kalmışlar ve arsanın sahibi çadırı kaldırmalarını istemiş. Şimdi eşiyle birlikte konteyner evde kalıyor.
Kaynak: Yeni Şafak