Romanesk dönemden sonra, Rönesans döneminden önce yer alan Gotik dönem, aslında hem korkunun hem de özgürlüğün bir arada yer aldığı değişik bir çağı yansıtıyor. Çoğunlukla insan figürlerinin yer aldığı Gotik dönem eserleri, Romanesk dönemde olduğu gibi temelinde Hristiyanlığın yattığı bir dönem. İçeriğimizde Gotik dönemi aşama aşama inceliyoruz!
En ünlü dönemlerden biri olan Gotik sanat, Fransa'da Romanesk döneminden sonra doğmuştur ve çağın iki zıt duygusunun bir ifadesidir.
1100-1500 yılları arasını konu alan Gotik dönemde insanlar yeni bir düşünce ve dini anlayış özgürlüğü seviyesini deneyimliyor ve kutluyorlardı. Öte yandan, dünyanın sonunun geldiğine dair bir korku da vardı.
Gotik dönem sanatında bu iki zıt gerilimin ifadesi net bir şekilde görülebilir.
Tıpkı Romanesk dönemde olduğu gibi, Gotik dönemin gerilimlerinin merkezinde Hristiyanlık yatar.
Daha fazla düşünce özgürlüğü ortaya çıktıkça ve çoğu kişi var olan kurallara karşı çıkınca, resimlerin konuları daha çeşitli hale geldi.
Gotik dönemde tarlalarda çalışmak ve avlanmak gibi gerçek insan hayatından sahneler tasvir ediliyordu.
Eserlerdeki odak, insan olmanın ne anlama geldiğinin inceliklerine daha fazla yoğunlaştığı için ilahi varlıklardan ve mistik yaratıklardan uzaklaştı.
Gotik dönemde insan figürleri çok daha fazla ilgi gördü.
Gotik sanatçılar daha gerçekçi insan yüzleri ortaya çıkardılar.
Sanatçılar, gerçekçi bir şekilde boyanan giysiler gibi kişisel değeri olan şeylere daha fazla dikkat ettiler.
Birçok tarihçi, Gotik çağda sanat konularının daha çeşitli olmasının nedeninin bir kısmının, kiliselerdeki resim için artan yüzey alanından kaynaklandığına inanıyor.
Gotik kiliseler, bu zamanda artan özgürlük duygularını temsil ettiği düşünülen Romanesk dönemine göre daha genişti.
Gotik dönemde yeni keşfedilen sanatsal ifade özgürlüğünün yanı sıra, dünyanın sonunun geldiğine dair derin bir korku vardı.
Buna kiliseye olan inançta kademeli bir düşüşün eşlik ettiği ve bunun da sanatın kilisenin dışına yayılmasını teşvik etmiş olabileceği ileri sürülmektedir.
Romanesk dönemde resim yapan pek çok sanatçıyı tanımıyoruz, çünkü sanat onu kimin çizdiği değil, taşıdığı mesajla ilgiliydi.
Kiliseden uzaklaşma ile beraber Giotto di Bondone de dahil olmak üzere Gotik dönemden tanınmış sanatçılarda büyük bir artış gözlemlendi.
Gotik dönem ile beraber sanatçılar eserlerini kiliseler yerine daha farklı alanlara taşıdı.
Fransa, İtalya, Almanya, Hollanda ve Avrupa'nın diğer bölgelerinde sanat okulları ortaya çıkmaya başladı.