Ç­o­c­u­k­l­a­r­ı­n­ı­z­a­ ­Ö­r­n­e­k­ ­O­l­a­r­a­k­ ­G­ö­s­t­e­r­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­z­ ­T­ü­r­k­l­e­r­d­e­ ­B­u­g­ü­n­:­ ­K­e­m­a­n­ ­V­i­r­t­ü­ö­z­ü­ ­S­u­n­a­ ­K­a­n­

Ç­o­c­u­k­l­a­r­ı­n­ı­z­a­ ­Ö­r­n­e­k­ ­O­l­a­r­a­k­ ­G­ö­s­t­e­r­e­b­i­l­e­c­e­ğ­i­n­i­z­ ­T­ü­r­k­l­e­r­d­e­ ­B­u­g­ü­n­:­ ­K­e­m­a­n­ ­V­i­r­t­ü­ö­z­ü­ ­S­u­n­a­ ­K­a­n­

Çocuklarınıza örnek olarak gösterebileceğiniz Türkler serisinde her gün bir biyografi ile karşınızda olacağız. Bu biyografilerde nispeten daha az bilinen ama uluslararası üne sahip kişileri içeriğimize konu etmeyi planlıyoruz. Bu konuda sizlerin de önerileri olursa bekleriz. İçeriğimizin bugünkü dünyaca ünlü konuğu ise: Suna Kan

1936'da Adana'da dünyaya gelen Kan'ın babası Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Viyola sanatçısı Nuri Kan’dır ve küçük Suna 5 yaşındayken babasından ders almaya başlar. Sonrasında ise aile dostları Hulusi Karsel'den ders alır

1936'da Adana'da dünyaya gelen Kan'ın babası Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Viyola sanatçısı Nuri Kan’dır ve küçük Suna 5 yaşındayken babasından ders almaya başlar. Sonrasında ise aile dostları Hulusi Karsel'den ders alır

Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazanır ve bu okulda Avusturyalı eğitimci Walter Gerhardt ile başladığı temel keman öğrenimini İzzet Nezih Albayrak ve Gilbert Back ile sürdürür; son olarak Liko Amar ile çağdaş müzik eserleri çalışır.

Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazanır ve bu okulda Avusturyalı eğitimci Walter Gerhardt ile başladığı temel keman öğrenimini İzzet Nezih Albayrak ve Gilbert Back ile sürdürür; son olarak Liko Amar ile çağdaş müzik eserleri çalışır.

18 Nisan 1946'da, 10 yaşındayken ilk resitalini Mozart'ın 5. Keman Konçertosu ile veren Kan, "Harika Çocuk" olarak anılmaya başlar ve İsmet Paşa'nın da teşviği ile önce Roma sonra da Paris'e eğitim almaya gönderilir. Burada Gabriel Bouillon ile çalışır ve 1952'de konservatuvarı birincilikle bitirir.

18 Nisan 1946'da, 10 yaşındayken ilk resitalini Mozart'ın 5. Keman Konçertosu ile veren Kan, "Harika Çocuk" olarak anılmaya başlar ve İsmet Paşa'nın da teşviği ile önce Roma sonra da Paris'e eğitim almaya gönderilir. Burada Gabriel Bouillon ile çalışır ve 1952'de konservatuvarı birincilikle bitirir.

Harika Çocuk Yasasının ayrıntıları için tıklayınız.

1957'de yurda dönen Kan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atanır. 1960'ta Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin'le kurduğu keman-piyano ikilisi ile yurdun pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verir. Daha sonra ise Gülay Uğrata ile bir ikili oluşturur ve tam 29 yıl beraber çalarlar.

1957'de yurda dönen Kan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atanır. 1960'ta Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin'le kurduğu keman-piyano ikilisi ile yurdun pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verir. Daha sonra ise Gülay Uğrata ile bir ikili oluşturur ve tam 29 yıl beraber çalarlar.
1957'de yurda dönen Kan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atanır. 1960'ta Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin'le kurduğu keman-piyano ikilisi ile yurdun pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verir. Daha sonra ise Gülay Uğrata ile bir ikili oluşturur ve tam 29 yıl beraber çalarlar.

1970'li yılların başında şefi Gürer Aykal ve eşi Faruk Güvenç ile Ankara Oda Orkestrası'nın kuruluşunda yer alır ve 1977-1986 yılları arasında bu orkestranın başkemancısı ve solisti olur. Ayrıca Suna Kan, Türk beşlerinin keman için ürettikleri repertuvarın önde gelen temsilcilerinden biri olur.

1970'li yılların başında şefi Gürer Aykal ve eşi Faruk Güvenç ile Ankara Oda Orkestrası'nın kuruluşunda yer alır ve 1977-1986 yılları arasında bu orkestranın başkemancısı ve solisti olur. Ayrıca Suna Kan, Türk beşlerinin keman için ürettikleri repertuvarın önde gelen temsilcilerinden biri olur.

1996 yılında Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirilen Suna Kan, farklı kıtalarda önemli orkestralarla ve sanatçılarla çalışır. Artık kendi adına da ödül verilen sanatçının ödül aldığı yarışmalar da şöyle:

1996 yılında Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirilen Suna Kan, farklı kıtalarda önemli orkestralarla ve sanatçılarla çalışır. Artık kendi adına da ödül verilen sanatçının ödül aldığı yarışmalar da şöyle:
  • - Viotti Yarışması (1955)

  • - Münih Yarışması (1959)

  • - Long-Thibaud Yarışması (1957) - 'Paris Kenti Ödülü'

  • - Vitring yarışması(1958)

  • - Kulitibang yarışması(1965)

  • - Temtobant yarışması(1956)

  • - 1971: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı

  • - 8. Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri Onur Ödülü

2017'de sağlık sorunları nedeniyle uzun bir süre konser vermediğini anımsatarak "Kemanın kutusunu şimdilik, bu dünyadan gidinceye kadar kapattım" ifadelerini kullananan Suna Kan şu an 86 yaşında. Kendisine sakin ve iyi bir hayat diliyoruz...

2017'de sağlık sorunları nedeniyle uzun bir süre konser vermediğini anımsatarak "Kemanın kutusunu şimdilik, bu dünyadan gidinceye kadar kapattım" ifadelerini kullananan Suna Kan şu an 86 yaşında. Kendisine sakin ve iyi bir hayat diliyoruz...

Ne mutlu topraklarımıza ki bize ki böyle bir sanat değerine sahip olmuşuz! Yarın görüşmek üzere dostlar!

Bu büyük virtüözü kendisinden dinlemek isterseniz:

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Popular Articles

Latest Articles