Bazıları şanslı doğar çünkü bir daha yaşanması mümkün olmayan anlara tanık olarak büyüyüp muhteşem bir çocukluk yaşamıştır. Biz bu gruptan insanlar olarak şu anki yetkinliğe, olgunluğa, mizah anlayışına sahip olmamızda katkısı büyük olan isimleri tek tek anıyoruz.
Grup Vitamin bir nesil için efsanedir. Hele bir de içinde Gökhan Semiz varsa...
Şu albüm kapağını görünce içine mutluluk dolan insanlardansınız eğer şanslı bir neslin üyesisiniz demektir.
Teybin yanında duran kasetlerin en değerli, en kıymetlisiydi zamanında. Şimdi kaset bile yok, düşünün... Neyse ki bizler gördük!
O kaset hayatımıza girene kadar aslında dümdüz yaşayıp gidiyorduk. Belki bundan daha iyi ya da daha kötüydük... Ancak eksik olan parçayı bulmuştuk!
90'lı yıllar, yavaş yavaş dışa dönüklüğün ve yeni şeylerle tanışmanın kapılarını açmıştı bizlere. Özel radyolar gelmişti bir kere, inanılmaz bir yenilikti. Sonra özel kanallar, hiç izlemediğimiz filmler ve hayatımıza yeni giren ünlüler geldi. Bir milada, bir dönüm noktasına tanıklık ediyorduk ama farkında değildik.
Dr. Alban'ın, MC Hammer'in dünyayı kasıp kavurduğu o dönemde, şarkıların arasında "No cocain" ve "Can't touch this" gibi cümleleri duyup ne demek istediğini tam olarak anlamıyorduk ama şarkı hoşumuza gidiyordu.
Çünkü müzikler oldukça eğlenceliydi ve Rap dünyası da çok renkliydi. TRT'li tek kanal dönemini yaşamış çocuklar için oldukça farklı ve eğlenceliydi bu şarkılar. İşte Grup Vitamin de bu renkli dünyayı daha da eğlenceli bir hale getirerek bu şarkılara mizah dolu sözler yazdı. Artık o severek dinlediğimiz şarkıların orijinal halini unutup Vitamin versiyonlarını söyler olmuştuk. Çünkü hayatımız artık bir lunapark kadar neşeli hale gelmişti onların sayesinde.
"Rap beni Ramizem rap beni, gel yanağımdan öp beni"yi ezberledikten sonra "Bana dokundurabilirsiniz" diye dolaştık...
Şarkılara yazdıkları sözler sadece mizah olsun diye yazılmamıştı. Aynı zamanda oldukça ironik ve mesaj kaygılı sözlerdi bunlar.
Peki bu adamlar hayatımıza girmeye nasıl karar verdiler ve biz nasıl onların müptelası olduk birdenbire?
Az evvel bahsettiğimiz "Rap beni" ve "Dokundurabilirsiniz" albümü, Gökhan Semiz'in eğlence olsun diye arabada kaydettiği bir albüm.
Evet aynen böyle. Gökhan Semiz, İTÜ Konservatuarına giderken oldukça komik tiyatro skeçleri yazıyormuş. Elbette kendi esprili kişiliği, bunun en büyük sebebi. Daha sonra aynı okuldan Emrah Anul ile tanışıyor ve ikili kantinde gırgır olsun diye eğlenceli, komik şarkılar yazmaya başlıyor. Kendi kendilerine kopuyorlar anlayacağınız...
Gökhan Semiz bu yaptıkları şarkıları bir tık daha geliştirmek için küçük bir elektro ritm gitar alıyor ve başlıyor kayıt yapmaya...
Bu arada gruba Selçuk Aksoy da dahil oluyor. Üçlümüz, yaptıkları şarkıları yine sırf geyik olsun diye arkadaşlarına dinletiyor ve dinleyen herkes şarkıların hastası oluyor. İşler giderek büyüyor, eğlence amaçlı şarkılar albüm olma yolunda hızla ilerliyor. İlk çıkardıkları 'Bol Vitamin' albümü 1 milyonun üzerinde bir satış rakamına ulaşıyor ve grup üyeleri bu durum karşısında şaşırıp kalıyor. Bu arada gruba tek bıyıklı olarak Sertaç Demirtaş da dahil oluyor.
Grubun ilk kadrosu aslında oldukça geniş: Gökhan Semiz, Selçuk Aksoy, Emrah Anul, Ercan Saatçi, Ufuk Yıldırım, Murat Uzunal ve İzel
Üç kişi olarak başladıkları macera kocaman bir ekibe dönüşüyor. Fakat bu kalabalık kısa sürede dağılıyor. Neden mi? Hemen anlatalım...
"Grup Vitamin" adlı ikinci albümleri yayınlandığı sırada Ercan Saatçi ve Ufuk Yıldırım sebebiyle grupta büyük bir kırılma yaşanıyor.
'Bol Vitamin' albümü ilkine göre sessiz sakin hayatına devam ediyor. Bu arada Ufuk Yıldırım ve Ercan Saatçi grup adına bir programa çıkıyor. Programda, Gökhan Semiz'in söylediği yere playback yapan ikili daha sonra grupla bir araya geldiklerinde aralarında bir tartışma çıkıyor ve gruptan ayrılıyor. Üşüttük albümünden sonra da gruptan Sertaç Demirtaş ayrılıyor.
Gökhan, Emrah ve Selçuk'tan oluşan üçlü hiç moral bozmadan yeni albümleri için stüdyoya giriyor ve "Turkish Cowboys" büyük bir gümbürtü kopartıyor.
'Aşkın Gözyaşları' albümüyle de başarıdan başarıya koşuyorlar tabii. Yılın En İyi Müzik Grubu seçiliyorlar.
1996 yılında "Üfürükten Teyyare" şarkısının da içinde olduğu Deli Dolu (Best of) albümleri yayınlanıyor son kez bir arada olduklarını bilmeden...
Çünkü bu, Vitamin'in grup olarak piyasaya sürdüğü son albüm.
1997'de Gökhan Semiz ilk solo albümü olan "İnan ki Teksin"i çıkarıyor. Gökhan'ın o hiç görmediğimiz dibine kadar duygusal, samimi ve başarılı besteci tarafını "Ne güzel albüm be!" diye sevinçle karşılıyoruz.
Gökhan Semiz'in dizginlenemez dolulukta bir müzisyen olduğunu iyice fark etmemize sebep oluyor bu albüm. Gökhan Semiz, gittikçe yolda görüldüğü anda koşarak sarılabilecek kadar samimi bir arkadaşımız oluveriyor yıllar içerisinde. Öyle bir bağ oluşuyor aramızda.
Olmaz olası günlerden biri Gökhan'ın "Çok yorgunum, sen kullan" dediği arkadaşının arabasında 16 Ocak 1998'de yaşandı.
Arkadaşlarıyla Kemancı Bar'dan çıkıyor Gökhan. Çok yorgun olduğu için direksiyona arkadaşı geçiyor, kendisi de arka koltuğa oturuyor. Bakırköy sahil yoluna geldikleri sırada araba kontrolden çıkarak demir bariyerlere çarpıyor. Gökhan Semiz de çarpmanın etkisiyle camdan fırlayarak kafasını kaldırıma çarpıyor ve maalesef 28 yaşında hayatını kaybediyor. Gökhan vefat etmeseydi, Grup Vitamin'in yeni albümü için o günün sabahında Prestij Müzik ile anlaşma imzalayacaktı.
Gökhan'ın vefatından sonra Vitamin yeniden Tolga Sünter ile birlikte toplanıyor ama maalesef grup eski başarısını yakalayamayıp dağılıyor...
Grup dağıldıktan sonra üyeler, farklı farklı alanlarda uzmanlaşıyor. Mesela Selçuk Aksoy, bir mağazada yönetici satış danışmanı olarak görev yapıyor.
Gruptan daha önceden ayrılan Sertaç Demirtaş ise inşaat sektöründe yer alan bir iş adamı.
Emrah Anul ise profesyonel müzik hayatına hala devam eden bir müzisyen...
Her ölüm erken ölümdür de, Gökhan Semiz'in erken gidişini yıllardır içimize bir türlü sindiremedik. Biz yıllardır en yakın dostumuzu kaybetmiş gibi onu özlüyoruz.
Çok kaliteli bir müzik adamı ve çok güzel yürekli bir insanı kaybettik biz. Hala daha bu gerçeğe alışmadığımız oluyor zaman zaman...
"Birlikte eğlenemeyen insanlar birlikte bir gelecek kuramaz" yazıyor mezar taşında. Biz seninle çok eğlenmiştik...
'Bu sabah yine her sabahki gibi sıkıldım İstanbul'dan.
Moralim bozuk, cereyan kesik,
Hele bir de sen yoksun ya çok yazık...'