Belli bir zenginliğe ulaşan insanları elbette bu yolda çok uğraştığı ve keyfini sürdüğünü biliyoruz, fakat bir kadın var ki tüm servetini tırnaklarıyla kazıyarak elde edip harcamamak için elinden geleni yapmış. Peki kimdir bu Hetty Green?
1834 yılında balina av filosu olan zengin bir aileye doğan Hetty Green, tek erkek kardeşi çok küçükken ölünce ailenin tek varisi olarak büyüdü.
Babası 6 yaşından itibaren Hetty'ye ileride aile serveti ile başa çıkabilmesi için eğitim verdi.
Küçüklüğünden itibaren kimseye bağımlı olmamayı öğrenen Hetty, zaten bir milyoner olan kocası Henry Green ile evlenirken bir ilke imza attı ve evlilik sözleşmesi talep etti.
O dönemlerde bir koca, eşinin tüm yasal haklarını ve mülkiyetlerini üstlenirdi. Yani Hetty'nin yaptığı hem akıllıca hem de dönemine göre cesur bir hareketti.
Öyle ki Hetty'nin eşi Henry 1885 yılında iflas ettiğinde Hetty'den hiçbir para veya mülk talep edemedi.
Hetty de zaten bu borçları ödemeye niyetli olmayınca ikili yollarını ayırarak boşandı.
Aileden zengin olmasına rağmen Hetty Green servetine servet katmayı çok iyi başaran ve ticari açıdan zeki olan bir kadındı.
İpotek, gayrimenkul ve demiryollarına yatırımlar yapan Green, ayrıca ailede tek varis olduğu için sürekli bir mirasa konma durumu yaşıyordu.
1905'e kadar ticari yatırımlarını istikrarlı bir şekilde sürdüren Hetty Green, o sene gazetelerde dünyanın en zengin insanları listesinde yer aldı.
Öyle ki serveti VIII. Edward'dan daha fazlaydı.
Serveti ile ve dünyanın en zengin 'kadını' unvanı ile erkeklerin hüküm sürdüğü bir dönemde yıldız gibi parlayan Hetty, doğal olarak tüm medyanın ilgisini çekti.
Erkek rakipleri zenginliği ve bu zenginliğini bir türlü harcamaması nedeniyle ona Wall Street Cadısı lakabını takmıştı. Hetty bu lakabı eski eşinin cenazesinde giydiği siyah kıyafetler nedeniyle de almıştı.
Öldüğünde arkasında 100 milyon dolar yani günümüz parasıyla 4 milyar dolar miras bırakan Hetty Green, bu inanılmaz parayı bırakabilmek için epey cimrilik yaptı.
Aslında hiçbir cimriliğe gerek duymadan mirasını koruyabilirdi, fakat ailesinin çok küçük yaşta verdiği eğitimler nedeniyle Hetty harcamak yerine daima biriktirmeyi tercih etti.
Hetty Green bir Wall Street Cadısı ve son derece cimri bir kadındı. Doğal olarak arkasından cimriliğine dair pek çok dedikodu dönüyordu.
Bunlardan en doğru olanı çocuklarının sağlık giderlerini ödememesiydi. Öyle ki hastane masraflarını ödemeyi reddetmesi üzerine oğlunun bir bacağı kangren olmuş ve kesilmişti.
Hiç sıcak su kullanmaması, en ucuz posta pulu için saatlerce beklemesi, bir şişe süt için bile pazarlık etmesi, Hetty Green'in hayatı hakkındaki en bilinen dedikodulardı.
Ucuz otellerde yaşayan ve bir kıyafeti defalarca giydiği görülen Green, aynı zamanda yiyecek olarak yalnızca yulaf ezmesi tüketiyor ve iç çamaşırına bile para vermiyordu.
Hetty Green ölümüne kadar bu tutumluluğunu ya da cimriliğini sürdürse de iki çocuğuna kalan 100 milyon dolarlık serveti çocukları tarafından o kadar da cimrice kullanılmadı.
Siz Hetty Green'in para biriktirme yöntemi hakkında ne düşünüyorsunuz?