'Her yasak kendi isyancısını yaratır' demişler.
Yasakladığınız, kısıtladığınız insan, estetik algısı yüksek bir kadınsa; moda bile bir direniş silahına dönüşebilir.
İlham verici hikayesiyle Tala Raassi ile tanışın.
Bazı insanların sadece varoluşları, özgürce yaşamaları bile bir direniştir; politik bir eylemdir. Tala Rassi de o insanlardan biri...
O bir kadın olarak İran'da doğdu. Hayat dolu, yaratıcı, estetiği ve güzelliği seven ışıltılı bir yapısı vardı. Doğduğu ve vatandaşı olduğu İran'da ise şeriat yönetimi...
Şimdi ona şöyle bir baktığımızda; özgür ve güçlü bir kadın görüyoruz. Fakat Tala'nın hikayesi çok daha derin!
Özgürlüğün ve ekonomik gücün kazanımı tarihin genelinde tüm kadınlar için zaten kolay olmadı. Fakat Tala Rassi, şeriatla yönetilen İran'da doğmuş bir kadın olarak, toplumların kız çocuklarına vurduğu ketlerin çok daha sert olanlarına maruz kaldı.
Işıltısını dünyaya saçmak isteyen, renkleri seven bir kız çocuğu olarak kara çarşaflara bürünme zorunluluğu karşılaştığı ilk hayal kırıklığıydı.
İran'da bir kız çocuğu olarak doğmuş iseniz, daha çocuk yaşta örtünmek gibi bir zorunluluğunuz var. Sokaklarda ahlak polisleri, örtünmenizi yeterli bulmazsa size ceza kesebiliyorlar.
İran'da kız çocuklarının eğitim alanları da kısıtlıydı. Örneğin kadınların inşaat mühendisliği gibi alanlarda eğitim alabilmesi mümkün değildi.
Neyse ki Tala Rassi, moda üzerine çalışmak ve okumak istiyordu. Fakat bir problem de burada; İran'da o dönem moda adına hiçbir girişim yoktu. Neden olsun ki? 'Moda' batı dünyasından geldiği için İran'da adeta 'yasaklıydı'. En fazla baş örtüleri tasarlayabilirdiniz fakat baş örtülerinin de 'gösterişli' olmaması gerekiyordu.
Kanunların ve kuralların, her rengi soldurmaya, sokakları tektipleştirmeye çalıştığı bu ülkede büyüyen Tala Rassi, henüz ülkesinden en büyük darbeyi almamıştı.
Zira İran'ın kadınlarına yaptığı muameleleri göz önünde bulundurduğumuzda, 'daha kötüsü ne olabilir?' diye sorabilirsiniz.
Tala henüz 16 yaşındayken bir arkadaşının doğum günü partisine katıldı. Parti elbette ki evdeydi; zira dışarıda böyle bir kutlama yapmak yasak.
Maalesef müzikten şüphelenen ahlak polisleri evi bastı ve 16 yaşındaki gençleri tutukladı. Gerekçe neydi dersiniz? Alkol yahut uyuşturucu değil; evde yabancı müzik plaklarının bulunması, oje ve ruj gibi kozmetik ürünlerin kullanılması... Evet, bu sebepler İran'da 16 yaşındaki gençlerin tutuklanmasına sebep oldu.
16 yaşındaki Tala'nın üzerinde mini bir etek olması da, onun 5 günlük hapis yanında 40 kez kırbaçlanma cezasına çarptırılmasına sebep oldu.
16 yaşındaki bir kızın 40 kez kırbaçlanması, 5 gün de berbat koşullarda bir hücrede kalması ebeveynlerinin onu yurt dışına göndermesi için yeterli bir sebep oldu.
Tala Rassi kırbaçlandığında yıl 2000'di. Ailesi bu korkunç deneyimi atlatması ve daha fazla baskı altında kalmaması için onu derhal Amerika'ya gönderdi.
Amerika'da moda ve işletme okuduktan sonra kısa sürede iş hayatına atıldı. Artık bedeni de, fikri de özgürdü; kendi tasarımlarını yaratmaya başladı.
Geçmişindeki baskılara, sırtına yediği kırbaçlara inat, çoğunlukla bikiniler tasarlıyordu. Ufak atölyesinden, kendi markasını kurmaya geçti.
Sadece Amerika'da değil; Brezilya ve Kolombiya'da da butikler açmaya başladı. Kariyeri tüm hızıyla ilerliyordu.
Fakat kariyerinin böyle ilerlemesine rağmen hala sert eleştiriler alıyor: Çünkü Tala Rassi bir Müslüman ve bir Müslüman olarak bikini giymemesi / bikini tasarlamaması gerektiğini söyleyenler çoğunlukta.
Ama onlara kulak asan kim...
Fakat Tala Rassi'nin mücadelesi sadece ticari başarı odaklı değildi...
Moda- yani dış görüntümüzle bütünleşme, bedenimizin özgürlüğünü elimize alma akımı onun için adeta bir onur meselesi oldu. İnsan olmanın onuru, kendi bedeninle ne yapacağına, kendini nasıl süsleyeceğine ve iyi hissedeceğine karar verebilecek tek mercinin kendi beynin olması; tüm bunlar onun için 'özgürlük'tü.
Hayat hikayesini ve modaya bakış açısını bir kitap yazarak insanlara duyurdu.
Artık Tala Rassi özgür; ekonomik açıdan da, sosyal ve ruhani açıdan da...
Üretiyor, dünyaya renklerini saçıyor, kadınların kendilerini iyi hissedecekleri ve rahatça ifadebilecekleri ürünleri tasarlıyor.
Hala ülkesinden "şeytan işi" yaptığına dair eleştiriler alsa da, kendi yolundan sapmıyor. Tebrik ediyoruz ve başarılarının devamını diliyoruz!
