İnternetin ulaşılabilir hale gelmesi, büyük makinelerle erişebildiğimiz bir ortamın ceplerimize girmesi yıllar önce hayal edilen bir olaydı ve sonunda gerçekleşti. Ancak bilgiye hızlı erişimin insanlığı ilerleteceği aydınlatacağı hayalleri ise tüm dünyada suya düştü. Çünkü bilgi yayılıyordu yayılmasına ama bilginin doğru olup olmadığıyla kimse ilgilenmiyordu. Son yıllarda dünyada bilgi doğrulama için çabalayan kişiler, kurumlar olsa da 'gizli bilgileri' bilmenin vermiş olduğu havalı olma hali ve öğrenmek için değil propoganda yapmak için bilginin kullanılması da işi içinden çıkarılamaz bir hale getirdi. Bilgiye erişim amacıyla yaygınlaşan internet cehaletin yaygınlaşmasına neden oldu. Böyle dilden dile yayılan şehir efsanelerinden biri de Contorium elementi. Bakalım bu efsaneyi şaka amaçlı uyduran Can Güney Kuseyri için süreç nasıl ilerlemiş?
Şehir efsaneleri, gizli adı altında parlatılan yalan bilgiler aklı başında herkesin beynini zonklatacak şekilde yayılıyor, gelişiyor, dallanıp budaklanıyor.
Yalancıyı da herhangi bir yaptırıma uğratmadıkları için bu bilgiler yayılıyor da yayılıyor. Üstelik alakasız insanlar referans gösterilerek "biz demiyoruz koskoca Japon diyor" şeklinde bazı taktiklerle inandırıcılık artıyor.
Ve bu yalan bilgilere inananlara her yerde karşılaşıyoruz. Sokak röportajlarında da denk geliyoruz.
En çok inanılan şehir efsanelerinden biri ise Contorium!
22 Trilyon Dolar değere sahip. Hem de yanıbaşımızda! İstanbul Boğazı'nın dibinde.
Peki bu elementin çıkış noktası ne?
Tabii paylaşım amacı dışına çıktı.
Ne kadar uğraşılsa da bu yalan bilgi pek çok kişinin işine geldiği için yayıldı.
👇
Dilden dile dolaşan ve hayat şartlarımız kötüleştikçe komplo teorisyenlerinin daha da fazla sarılacağı contoriumun hikayesi bu.
