D­e­m­i­r­ ­A­k­c­i­ğ­e­r­ ­M­a­k­i­n­e­s­i­n­d­e­ ­T­a­m­ ­7­0­ ­Y­ı­l­ ­H­a­r­e­k­e­t­s­i­z­ ­Y­a­ş­a­m­a­k­ ­Z­o­r­u­n­d­a­ ­K­a­l­a­n­ ­A­d­a­m­ı­n­ ­A­k­ı­l­l­a­r­a­ ­D­u­r­g­u­n­l­u­k­ ­V­e­r­e­n­ ­H­i­k­â­y­e­s­i­

D­e­m­i­r­ ­A­k­c­i­ğ­e­r­ ­M­a­k­i­n­e­s­i­n­d­e­ ­T­a­m­ ­7­0­ ­Y­ı­l­ ­H­a­r­e­k­e­t­s­i­z­ ­Y­a­ş­a­m­a­k­ ­Z­o­r­u­n­d­a­ ­K­a­l­a­n­ ­A­d­a­m­ı­n­ ­A­k­ı­l­l­a­r­a­ ­D­u­r­g­u­n­l­u­k­ ­V­e­r­e­n­ ­H­i­k­â­y­e­s­i­

Daha önce nefes almakta zorlandınız mı? Peki, kısıtlı bir alanda saatlerce hareketsiz durmak zorunda kaldınız mı? Paul Alexander bunlara 70 yıldır maruz kalıyor çünkü 6 yaşında yakalandığı polio yani çocuk felci hastalığı yüzünden demir akciğer makinesi ile yaşıyor. Bu makine, suni bir şekilde onun nefes alıp vermesini sağlıyor. Oldukça sesli ve özgürlük kısıtlayıcı olan makineye tam 70 yıldır dayanan Paul Alexander, tüm olumsuzluklara rağmen avukat olmayı başardı! Haydi gelin, Paul Alexander'ın akıllara durgunluk veren hikâyesine yakından bakalım!

Polio hastalığıyla hayatı altüst oldu.

Polio hastalığıyla hayatı altüst oldu.

50'li yıllarda dünyayı kasıp kavuran bir hastalık vardı. Bu hastalık, polio yani çocuk felciydi. İnsanlar bu hastalık yüzünden arkadaşlarıyla konuşmaya, okula gitmeye, dışarı çıkmaya çekinir olmuştu. Bu dönemlerde henüz 6 yaşındaki Paul, bir gün gezmek için dışarı çıktı. Bunları düşünmek istemiyordu belki de. Dışarıda yürürken, aniden boynu ağrımaya başladı. Derhal eve koştu. Ailesi ona birkaç gün baktı ancak artık nefes almakta, yemek yemekte ve kas aktivitelerini yapmakta zorlanır olmuştu. Virüs, merkezi sinir sistemine kadar yayıldığı için Paul, dönülemez bir yola girmişti. Artık nefes alamıyordu.

Demir akciğerlerle işte böyle tanıştı.

Demir akciğerlerle işte böyle tanıştı.

Paul'un hastalığı ilerlediği için doktorlar onu demir akciğere koydu. Silindir şeklindeki bu yapay akciğer, negatif basınç oluşturarak kişinin nefes almasını sağlıyordu. Normalde demir akciğer kullanan çocukların çoğu ölüyordu. Paul Alexander ise buna inat yaşadı. Ölmeyeceği anlaşılınca doktorlar onu taburcu etti ancak demir akciğerini de evine götürmesi gerekiyordu. Sesi insanı yoran bu makine, çalışmadığında bir insanın hayatına son verebiliyordu. Bu yüzden elektrik kesintilerinde ailesi, Paul'un nefes alıp vermeye devam etmesi için devasa makineyi manuel olarak çalıştırdı. Tek kişinin zorlandığı bu eylemi yapmak için bazen komşuların yardımı gerekti. Paul yaşama tutundukça ona yardım edip onu destekleyenlerin sayısı da artıyordu. Hemşireleri ara sıra Paul'a demir akciğer olmadan nefes almayı denettiriyordu. Paul bu denemelerde genellikle başarısız oluyor, bazen bayılıyordu.

Hayata tutunmasını sağlayan iyi kalpli terapisti, Sullivan.

Hayata tutunmasını sağlayan iyi kalpli terapisti, Sullivan.

Tahmin edeceğiniz üzere bu zorlu engelleri aşarken insan, psikolojik yardıma da ihtiyaç duyuyor. Paul'a en çok yardımı dokunanlar ailesi olsa da ikinci sırada terapisti Bayan Sullivan geliyordu. Paul, terapisti Bayan Sullivan ile iyi anlaşıyordu. Bayan Sullivan Paul'a, glossofaringeal solunum adında bir tekniği öğretti. Bu solunum tarzı Paul'un demir akciğere olan ihtiyacını tamamen bitirmese de kısıtlı sürelerle ondan kurtulmasına olanak sağladı. Hatta Bayan Sullivan, Paul demir akciğersiz 3 dakika dayanabilirse ona bir köpek hediye edeceğini söyleyip onu motive etti.

"Yaşayamaz." denilen Paul, eğitim hayatına başladı.

"Yaşayamaz." denilen Paul, eğitim hayatına başladı.

Paul daha küçük bir çocukken bu hastalığa yakalandığından okula gidememişti. O da yaşıtları gibi okula gitmek, ileride ise devlet başkanı olmak istiyordu. O zamanlar evde eğitim pek yaygın değildi. Ailesinin de yardımıyla evde eğitim alarak 1967'de liseden çok güzel notlarla mezun oldu. Çalışma tarzı genellikle ezberlemeye dayanıyordu. Artık hayallerine daha fazlasını ekleme zamanı gelmişti. Paul'un bundan sonraki hedefi, hukuk fakültesine girmekti. Nefes çalışmasındaki gayreti ve eğitim hayatındaki başarılarından dolayı terapisti Bayan Sullivan, Paul'a söz verdiği köpeği hediye etti. Solunum tekniğinde ustalaşarak artık biraz daha özgür olan Paul, köpeğe Ginger adını koydu.

Hukuk fakültesi macerası başlıyor.

Hukuk fakültesi macerası başlıyor.

Paul, özel gereksinimli bireylerin kısıtlı haklara sahip olduğu zamanlara denk gelmişti. Çoğu üniversite, onu öğrenci olarak almak istemedi. Paul ise yine yılmadı ve istediği yere girmek için defalarca telefon aramaları yaptı. Bu aramalar o kadar uzun bir sürede meyve verdi ki istediği okuldan kabul aldığında aradan 2 yıl geçmişti. Üstelik yerine getirmesi gereken şartlar bulunuyordu: Polio aşısı yaptırmak ve derslerde ona yardım edecek birisini bulmak. Paul, bu şartları tamamladı ve üniversite hayatına atıldı.

İlk aşkı ve aşk acısı.

İlk aşkı ve aşk acısı.

Üniversite döneminde artık daha da sosyaldi. Her türlü kültürel etkinliğe gidiyordu hatta âşık bile olmuştu. Claire de Paul'u çok seviyordu. Claire'in aşkı, koşulsuz bir sevgiydi. O, Paul için her şeyi yapmaya hazırdı. Çok geçmeden Paul ile Claire nişanlandı fakat Claire'in ailesi buna karşı çıktı. Paul, Claire'in hayatını kötü etkilememek adına aradan çekildi ve nişanı attı.

Yeni okulu ve mezun oluşu.

Yeni okulu ve mezun oluşu.

Ayrılık, Paul'u derinden sarsmıştı. Ne de olsa Claire onun tek aşkıydı. Bu yüzden Paul, 'Tebdilimekânda ferahlık vardır.' mantığı ile yaşadığı yeri ve okuduğu üniversiteyi değiştirmek istedi. Dallas'a yerleşen Paul, buradaki bir üniversitede eğitimine devam etti. Tek başına, sadece bakıcısı ile yaşıyordu. Üniversiteden mezun olduktan sonra iyi bir avukat oldu. Mesleğinde ilerleyen Paul, iki kitap yazdı. Bu kitapları, ağzında bir kalem tutarken klavyeye basarak ve arkadaşına yazacaklarını söyleyerek bitirdi. Paul, bir YouTube kanalı bile açtı ve insanlara engelleri aşma yolunda ilham kaynağı oldu.

Popular Articles

Latest Articles