Bugün modern insanın kendini sık sık içinde bulduğu tuhaf bir vaziyetin ardında yatan nedeni bilim yoluyla açıklamaya çalışacağız. Çünkü, bizim işimiz bu.
Önemli bir günden önce, kıyafetlerinize uzun uzun bakıp giyecek hiçbir şey bulamadığınız o anı hatırladınız değil mi?
Peki ya bir dolu giyilmemiş kıyafetiniz olsa dahi, yakın bir zamanda katılacağınız bir düğün ya da davet için giyecek tek bir şeyiniz yokmuşçasına harıl harıl üst baş bakındığınız o vakitleri?
İlginçtir aslında. Tamamı sizin tarafınızdan doldurulmuş bir gardırobun gözünüze paçavra deposu gibi gelmesi...
Şimdi aklımızda tek bir soru var: Neden?
Bu fenomene kafa yoran iki bilim insanı, 2000 yılında yerel bir süpermarkette bir deney yürüttü.
Bir süpermarkette reçel standı açtılar ve burada 6 çeşit reçel sergilemeye başladılar. Bir haftanın ardından müşteri davranışları şu seyirdeydi:
Stant market müşterilerin %40'ının ilgisini çekti.
Bu müşterilerin %30'u ise en az bir kavanoz reçel satın aldı.
İkinci hafta işler biraz değişti. Bu defa standa 6 yerine 24 çeşit reçel konuldu!
Stantta dağ gibi yükselen reçeller elbette daha fazla ilgiye mazhar oldu. Bu defa stant müşterilerin %60'ının ilgisi çekmişti!
Haliyle daha fazla ilgi cezbeden stant daha fazla satış yaptı, mı?
Hayır. Beklenenin aksine, satışlar artmadı. Hatta düştü!
Bu kez müşterilerin yalnızca %3'ü en az bir kavanoz reçel satın aldı. Yüzde üç.
İlginç, öyle değil mi?
Tam tersi olması gerektiğini hissederken, neden böyle olmuştu? Daha fazla seçenek daha fazla ilgi cezbetmiş, ama bu durum satışları tepetaklak etmişti.
Araştırmacılar, seçenekler arttıkça tereddüdün de arttığını fark ettiler. Zira daha fazla seçenek, 'yanlış tercih yapma' korkusunu da artırıyordu.
İşte bir dolu kıyafetin karşısına geçip 'Giyecek hiçbir şey bulamamak' durumunun ardında yatan neden de tam olarak buydu.
Aydınlandınız, öyle değil mi?