![Servet-i Fünun’dan İkinci Yeniye: Türk Edebiyatındaki Şiir Akımları ve Önemli Temsilcileri](https://kilalu.blog/news/2024-07-30-17:53/Servet-i Fünun’dan İkinci Yeniye: Türk Edebiyatındaki Şiir Akımları ve Önemli Temsilcileri.jpg)
Şiirler, romanlar ya da öyküler bir sanat anlayışı ekseninde yazılır ve aynı sanat anlayışı ekseninde yazılan eserler de edebiyatta ve şiirde akımları oluşturur. Dünya edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında da şiir akımları, Türk şiirinin gelişimine etki etmiştir. Türk şiir akımları, yaşanılan döneme, siyasi ve sosyolojik durumlara bağlı olarak gelişmiş ve değişmiştir.
Şimdi bu akımlar nelermiş, temsilcileri kimlermiş gelin birlikte inceleyelim.
1. Tanzimat Dönemi
![1. Tanzimat Dönemi](https://img-s2.onedio.com/id-6359011688d8f002333a74a1/rev-0/w-600/h-339/f-jpg/s-5bf959ccb45a5a59f1b9fd0fa14040d466f4b3f4.jpg)
Tanzimat dönemi hem siyasi hem de sosyal alanda birçok değişime sahne olmuş, edebiyatta da yeniliklerin görüldüğü bir dönemdir. Divan şiirinden sonra yeni bir şiir anlayışı ortaya çıkmaya başlamıştır. Tanzimat şairlerinin şiirlerinde, Divan şiiri geleneği içinde yetişmiş olduklarından, Divan şiirinin izlerine rastlamak mümkündür. Şiirde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Bu dönemde, “toplum için sanat” anlayışı benimsenmiştir. Şinasi, Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan bu dönemin önemli şairleri arasındadır.
Şimdi bu akımdan ufak bir şiir örneğini birlikte inceleyelim. 👇
HÜRRİYET KASİDESİ
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten
Hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten...
Namık Kemal
2. Edebiyat-ı Cedide
![2. Edebiyat-ı Cedide](https://img-s3.onedio.com/id-63282f1e7e5eaaca5f02a6f5/rev-0/w-600/h-386/f-jpg/s-2f1abc7b4c4443cc7f6f35a6c60365c9afcdd341.jpg)
Türk Edebiyatı tarihinde 1896 – 1901 yılları arasını kapsayan dönem, Servet-i Fünûn Edebiyatı (Edebiyat-ı Cedîde) olarak adlandırılmaktadır. Bu edebiyat, söz konusu tarihler arasında Servet-i Fünûn mecmuası etrafında toplanan, Tevfik Fikret, Cenab Şahabeddin, Ali Ekrem, Süleyman Nesib gibi şairler ile Halit Ziya, Mehmed Rauf, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet ve Safveti Ziya gibi hikaye ve romancıların kaleme aldığı çeşitli türlerdeki eserlerden oluşmaktadır.
Servet-i Fünûn Dergisi, 27 Mart 1891 tarihinde Ahmed İhsan tarafından çıkarılmaya başlanmıştır. İlk sayının kapağında dergi kendini şöyle tanıtmaktadır: “Servet-i Fünûn, edebiyat, fünûn, sanayi, terâcim-i ahvâl, seyahat, roman vesaireden bahsolarak her hafta perşembe günleri çıkar musavver Osmanlı gazetesidir.”
Bu akıma bir örnek verecek olursak. 👇
SİS
Sarmış yine âfâkını bir dûd-ı munannid,
Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey mütezâyid.
Tazyîkının altında silinmiş gibi eşbâh,
Bir tozlu kesâfetten ibâret bütün elvâh;
Bir tozlu ve heybetli kesâfet ki nazarlar
Dikkatle nüfûz eyleyemez gavrine, korkar!
Lâkin sana lâyık bu derin sürte-i muzlim,
Lâyık bu tesettür sana, ey sahn-ı mezâlim!
Tevfik Fikret
3. Fecr-i Ati Dönemi
![3. Fecr-i Ati Dönemi](https://img-s1.onedio.com/id-63590300d9ade1b0763637aa/rev-0/w-600/h-338/f-jpg/s-f1ea7d2a6be03285bc741bb864e66c5d63182456.jpg)
Servet-i Fünun edebiyatına bir tepki olarak doğan Fecr-i Ati şiirlerinde, daha çok doğa ve aşk konulu şiirlere yer verilmiş ve ağır bir dil kullanılmıştır. Şiir Arapça ve Farsça etkisindedir. Bu dönem şairi, şiirinde konudan çok şiirin söylenişi üzerinde durmuştur. Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay bu dönemin önemli edebiyatçılarındandır.
Bu akıma örnek olarak;
MERDİVEN
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Ahmet Haşim
4. Milli Edebiyat Dönemi
![4. Milli Edebiyat Dönemi](https://img-s1.onedio.com/id-6359036bc89218d677ac5fb6/rev-0/w-600/h-400/f-jpg/s-fdac704ed2bd5a3b6b4009efc096ef972db001bd.jpg)
Adından da anlaşılabileceği gibi bu dönem şiiri, dönemin sosyal ve siyasi durumundan etkilenmiş ve şairler, şiirlerinde milli duygulara önem vermişlerdir. 1911 ve 1923 yıllarını kapsayan bu dönemin en önemli edebiyatçıları, Mehmet Akif Ersoy, Ziya Gökalp ve Mehmet Emin Yurdakul olarak sayılabilir.
Bu akıma örnek olarak;
ALA GEYİK
Çocuktum, ufacıktım,
Top oynadım ,acıktım.
Buldum yerde bir erik,
Kaptı bir Ala Geyik.
Ziya Gökalp
5. Beş Hececiler
![5. Beş Hececiler](https://img-s1.onedio.com/id-635903e603f573967694765a/rev-0/w-600/h-570/f-jpg/s-288fd6efbf2e7fc91453093a7c87719951094d7f.jpg)
Bu dönemin şairleri Hecenin Beş Şairi olarak da anılır. Milli Edebiyat döneminden etkilenmişler, sade bir dil ve aruz yerine hece ölçüsü kullanmışlardır. Bu dönemde, kahramanlık, Anadolu, vatan sevgisi gibi temalar işlenmiştir. Grubu oluşturan beş şair: Orhan Seyfi Orhon, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Faruk Nafiz Çamlıbel'dir.
Bu akıma örnek olarak;
SANAT
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar
Faruk Nafiz Çamlıbel
6. Yedi Meşaleciler
![6. Yedi Meşaleciler](https://img-s2.onedio.com/id-63590470c89218d677ac5fc7/rev-0/w-600/h-354/f-jpg/s-f98c7718f592a43918fcad5999ee4ca65e03e4ca.jpg)
Kendinden önceki akımlara bir tepki olarak doğan Yedi Meşaleciler, sanat, sanat içindir anlayışını savunmuş, şiirlerinde sembol ve tasvirler kullanmışlardır. Şiirde sade bir dile karşı çıkarlar. Fecr-i Âti edebi topluluğundan sonra 1928 yılında Yaşar Nabi Nayır, Sabri Esat Siyavuşgil, Muammer Lütfi Bahşi, Kenan Hulusi Koray, Ziya Osman Saba, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok gibi biri hikayeci diğeri şair olan yedi gencin bir kitap çıkararak başlatmak istedikleri edebî harekettir.
Örnek olarak;
SEBİL VE GÜVERCİNLER
Çözülen bir demetten indiler birer birer,
Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...
Ziya Osman SABA
7. Saf Şiir Dönemi
![7. Saf Şiir Dönemi](https://img-s1.onedio.com/id-6359051bd473787f3326d48f/rev-0/w-600/h-337/f-jpg/s-e56513e1d9e3965b8e62436c0cb709708689721e.jpg)
Bu dönem, sembolizm etkisinde şekillenmiştir. Şiirde konu arka plandadır ve ses güzelliğine önem verilmiştir. Anlamdan çok duygulara, hislere yoğunlaşılmış; adından da anlaşılabileceği gibi saf şiire yönelim olmuştur. Yahya Kemal ve Ahmet Haşim dönemin öncü isimleri arasında yer alır.
Bu döneme örnek olarak;
BİR GÜNÜN SONUNDA ARZÛ
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi… sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Ahmet Haşim
8. Toplumcu Gerçekçiler
![8. Toplumcu Gerçekçiler](https://img-s2.onedio.com/id-6359058dd473787f3326d494/rev-0/w-600/h-337/f-jpg/s-094173feda464ca8bc840dbb936d4e0c3697a46a.jpg)
1923 ve 1960 yılları arasını kapsayan bu dönemde şiirde o güne dek işlenmemiş konular ele alınmıştır. İşçi, emekçi ve köylü sınıfının ezildiği düşüncesinden hareket eden bir akımdır. Toplumcu gerçekçi şairler toplumun gerçeklerini yansıtmayı hedefler. Nazım Hikmet, Salah Birsel, Abidin Dino, Rıfat Ilgaz ve Ahmet Arif bu dönemin öne çıkan edebiyatçıları arasındadır.
Bu döneme örnek olarak;
Vay Kurban (Hasretinden Prangalar Eskittim, 1968)
Dağlarının, dağlarının ardı,
Nasıl anlatsam…
Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
Çırılçıplak,
Vay kurban…
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.”
Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu’dur ol hikayet,
Ol kara sevda.
Ahmet Arif
9. Garip Akımı (Birinci Yeni)
![9. Garip Akımı (Birinci Yeni)](https://img-s1.onedio.com/id-635905edbc27bfbd76c375ff/rev-0/w-600/h-400/f-jpg/s-adf3a3d013dd9885af1bfa95561dd266bc8045de.jpg)
Garip Akımı şairleri, kafiyeye, vezne karşıdır. Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat’ın öncüsü olduğu akımda, günlük konuşma dilinde; gündelik sorunlara ve sıradan insanlara yer verilmiştir.
Bu akıma örnek olarak;
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Orhan Veli Kanık
10. İkinci Yeni Akımı
![10. İkinci Yeni Akımı](https://img-s1.onedio.com/id-6359066ee625d7d3333b44ea/rev-0/w-600/h-450/f-jpg/s-45bc39f803bc81e53d6437204384b20ae6667ca3.jpg)
İkinci Yeni Akımı 1950 yılında Ülkü Tamer, Edip Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar, İlhan Berk, Ece Ayhan ve Sezai Karakoç gibi ünlü şairlerin temsilcisi olduğu, Garipçilere ve 1940 öncesi toplumcu gerçekçi kuşağına tepki olarak doğmuş bir akımdır. Bu akımdan etkilenen her bir şair, farklı yollar izleyerek, şiirimize yeni imgeler, çağrışımlar ve soyutlandırmalar getirerek edebiyatımıza gerçeküstü şiirler kazandırmışlardır.
İkinci yeni, Garip akımının tersine bir şekilde yola çıkar, anlamca kapalılık, somutlara karşı soyutlamayı getirerek halk şiirine sırt çeviren bir akımdır. İkinci Yeniciler için öncelik biçimdir. Cemal Süreya ‘biçimi önemsiyoruz, bunu da gerekli görüyoruz ’demiştir.
Bu akıma örnek olarak;
Tut Ki Ben
Tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
Ya da çok iyi bir şiir yazsan
Bir saatin aralıksız işleyişi
Bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
Bilmem ki, sanki güzel bir akşam gibi
Onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
Yani kıskanılan onu
Demek istediğim hepsi.
Turgut Uyar