S­ö­z­l­ü­k­t­e­k­i­ ­T­a­n­ı­m­ı­ ­H­o­ş­g­ö­r­ü­l­ü­ ­O­l­s­a­ ­S­ı­r­ı­t­m­a­y­a­c­a­k­ ­P­o­l­o­n­y­a­l­ı­l­a­r­a­ ­A­i­t­ ­2­2­ ­A­t­a­s­ö­z­ü­

S­ö­z­l­ü­k­t­e­k­i­ ­T­a­n­ı­m­ı­ ­H­o­ş­g­ö­r­ü­l­ü­ ­O­l­s­a­ ­S­ı­r­ı­t­m­a­y­a­c­a­k­ ­P­o­l­o­n­y­a­l­ı­l­a­r­a­ ­A­i­t­ ­2­2­ ­A­t­a­s­ö­z­ü­

Eğer bir Polonyalı tanıdığınız var ise bilirsiniz çok hoşgörülü ve yardımsever insanlardır. Diğer ülkelere nazaran Türklere karşı ön yargıları bulunmayan bu insanlar, Hitler'in gazabına en çok uğrayan ülke olması sebebiyle Almanları ve topraklarını işgal ettikleri için de Rusları pek sevmezler. Şimdi bu güzelim insanların kimi zaman bizimkilere yakın kimi zamansa hiç duymadığınız tarzda atasözlerine göz atalım.

1. "Ruh istiyor ama beden zayıf."

Duch chetny, lecz cialo mdle

2. "Geç olması, hiç olmamasından iyidir."

2. "Geç olması, hiç olmamasından iyidir."

Lepiej pózno niz wcale

3. "İyi bir adam meyhanede bile bozulmayacak, kötü bir adamsa kilisede bile düzelmeyecektir."

Dobrego i karczma nie zepsuje, a zlego i kosciól nie naprawi

4. "Sürahi kulpu kopana kadar suyu taşır."

Dopóty dzban wode nosi, dopóki mu sie ucho nie urwie

5. "Başkaları hakkında konuşmayın, sizin hakkınızda konuşmayacaklardır."

Nie mów o nikim, nie beda o tobie.

6. "Şubat geldiğinde, ayakkabılarının altını çivile."

Idzie luty, podkuj buty

7. "Dilenci resme konuştu, ama resim hiçbir cevap vermedi." (duvara konuşmak)

Gadal dziad do obrazu, a obraz [do niego] ani razu

8. "Kuruşlarını topla ve bir tavuk satın al."

Grosz do grosza, a bedzie kokosza

9. "Demirci suçluydu; ama onlar çingeneyi astı." (günah keçisi olmak)

9. "Demirci suçluydu; ama onlar çingeneyi astı." (günah keçisi olmak)

Kowal zawinil, [a] Cygana powiesili

10. "Kargaların arasındayken kargalar gibi öt."

Kiedy wszedles miedzy wrony, musisz krakac jak i one

11. "Altı aşçının olduğu yerde, yiyecek hiçbir şey olmaz."

funnyjunk.com

Gdzie kucharek szesc, tam nie ma co jesc

12. "Kader şans verir; ama herkes kullanamaz."

Los szczescie rzuca, ale nie kazdy je lapie

13. "Nerede iki kişi dövüşürse, orada üçüncü kişi kazanır."

Gdzie dwóch sie bije, tam trzeci korzysta

14. "Elindeki serçe, çatıdaki güvercinden iyidir."

14. "Elindeki serçe, çatıdaki güvercinden iyidir."

Lepszy wróbel w garsci niz golab na dachu

15. "Kedi kokusu almadıklarında fareler etrafta oynar."

Myszy harcuja, gdy kota nie czuja

16. "En iyi varlık – temiz bir vicdan"

Najlepsze mienie - czyste sumienie

17. "Güzel dekore edilmiş bir tabak kimseyi doyurmaz."

17. "Güzel dekore edilmiş bir tabak kimseyi doyurmaz."

Piekna miska jesc nie daje

18. "Ölü hakkında ya iyi konuşun ya da hiç konuşmayın."

O umarlych mówi sie dobrze albo wcale

19. "Kadın evlenmeden önce, erkek evlendikten sonra ağlar."

Kobieta płacze przed ślubem, a mężczyzna po.

20. "Kötü dansçı, eteğinin kenarını suçlar."

Zlej baletnicy [przeszkadza i] rabek u spódnicy

21. "Zengin bir adam, çocuklarını uyuşturacak bir şeytana bile sahiptir."

Biednemu zawsze wiatr w oczy, a bogatemu to i diabel dzieci kolysze

22. "Çorabın delik olduğunu sadece ayakkabı bilir." (sırlarımızı bize yakın olanlar bilir)

22. "Çorabın delik olduğunu sadece ayakkabı bilir." (sırlarımızı bize yakın olanlar bilir)

Tylko trzewik wie, ze ponczocha dziurawa

Popular Articles

Latest Articles