Neymiş nicelik pek de önemli değilmiş...
Son yıllarda Türkiye'deki üniversiteleri nitelik açısından değerlendirmek yerine sayısal olarak ele alıyoruz. Haliyle üniversitelerin sayısı ne kadar fazla olursa okuyan öğrenci sayısının da o derece arttığını ve bunun eğitim için kaliteli bir değişim anlamına geldiğini düşünüyoruz.
Fakat bu son derece yanlış bir algı. Şöyle bir üniversiteleri haline baktığımızda bunu zaten net bir biçimde görmeniz mümkün. 'Her ile bir üniversite, her ilçeye bir kampüs' sisteminin gittikçe arttığı bu dönemde eğitimin kalitesi de o derece düşüyor.
Köklü ve köklü olmadığı halde iyi eğitim veren üniversitelerin dışında kalan birçok özel ve bazı devlet üniversitelerinin sadece bir diploma vermiş olmak için var olduklarını artık anlamamız gerekiyor.
Bu bahsettiğimiz çoğu 'olmasa da olur' üniversiteler her ne kadar eğitim verdiğini zannetse de aslında akademisyenleri de dahil milyonlarca gencin hem verimsiz bir öğrencilik hayatı geçirmesine sebep oluyorlar hem de onları işsiz ordusuna hazırlıyorlar... Akademisyenler dedim çünkü üniversitelerin en büyük sorunlarından biri de akademik yetersizlik...
Prof. Dr. Teoman Cem Kadıoğlu da tam bu konuyla ilgili Twitter hesabından "Bütün dandik üniversiteler kapatılmalıdır." diyerek bir tartışma başlattı. Çoğu insan da bu konuyla ilgili düşüncelerini dile getirdi.
Prof.Dr.T.C.Kadıoğlu (@TeomanKadioglu) on Twitter
Eskiden sözel alan seçen öğrenciler bile sayısal alana dair çok fazla bilgiyle doluydu fakat şimdiye baktığımızda ortalık okuduğu bölüme dair bile hiçbir şey bilmeyen mezun insanlarla dolu. Bu durum çok üzücü...
Sizin düşünceleriniz ne? Katılıyor musunuz bu yorumlara?