İstanbul'da bir otobüste yolculuk yapan Ayşegül Terzi'ye şort giydiği için tekme atan Abdullah Çakıroğlu'nun 9 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davada ilk duruşma dün görüldü ve Abdullah Çakıroğlu'nun ilk duruşmada tahliyesine karar verildi. Terzi'nin avukatları tahliye kararına itiraz edeceklerini açıklarken, mahkeme Çakıroğlu'nun Terzi'nin ev ve iş yerine 6 ay boyunca yaklaşmaması yönünde karar verdi. Öte yandan başsavcılık, Çakıroğlu'nun tahliye kararına itiraz etti.
Neler olmuştu?
İstanbul Anadolu 40. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 26 Ekim Çarşamba günü görülen ilk duruşmada tutuklu sanık Abdullah Çakıroğlu ve avukatı, Ayşegül Terzi ile çok sayıda kadın avukat hazır bulundu. Çok sayıda avukat, davaya katılma talebinde bulundu.
Duruşma salonuna ilk olarak hemşire Ayşegül Terzi'yle annesi, babası ve avukatları alındı. Ardından duruşmaya sanık Abdullah Çakıroğlu getirildi. Bu sırada Terzi gözyaşlarına boğuldu.
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Abdullah Çakıroğlu 35 yaşında, bekar ve 10 yıldır özel güvenlik görevlisi olduğunu belirterek lise mezunu olduğunu söyledi...
Mahkeme hâkiminin iddianameyi okumasının ardından savunmasını yapan Çakıroğlu, 'İş yerinde hastalığım nüksetmişti. Bu da telefon kayıtlarında vardır. Ege'de Murat diye bir hoca efendiden ilaçlarımı istemiştim. Hastalığım ilk başladığında 2 sene önce ona gitmiştim. İlaç verdi, tedavi oldum. Kendime gelmiştim. Son zamanlarda ise kendi kendime konuşma hallerim artmıştı' dedi.
"Bana cinler musallat olmuş"
"Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum"
Terzi ifadesine şöyle devam etti:
'Karakolda söylediklerim tam yazılmadı. Ardından kendi çalıştığım hastaneye gittim. Başımdan darbe aldığımı, kafamın şiştiğini söylediler. Ağzımın içinde yaralar vardı. Canım çok yanıyordu. Sanığın hiçbir suçlamasını kabul etmiyorum. Yaptığı eylemi dine bağlamasını doğru bulmuyor ve kabul etmiyorum. Evime çok yakın oturuyor. Ben bunu bana tekrar yapabileceğini düşünüyorum. Serbest kalırsa tekrar yapacağından korkuyorum.'
Bu sırada Ayşegül Terzi yeniden gözyaşlarına hakim olamadı.
Tanık: 'Yakını zannederek ilk başta müdahale edemedim'
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Mahir Kır, 'Birisi elleriyle omuzumdan güç alarak otobüsün üst borusuna tutundu. Bir anda uçarak kızın suratına tekme attı. Sonra tekrar zıplayarak yerine oturdu. Ben de yakını zannederek ilk başta müdahale edemedim. Sonra ikisinin arasına girdim. Şahsa dönüp niye vuruyorsun dedim. 'Bunları öldürmek, kafalarını ezip koparmak lazım. Cenabet etti otobüsü, şeytanları topladı otobüse' dedi. Otobüs şoförüne de 'otobüsü durdurma kimse inmesin' dedi' diyerek olay gününü anlattı.
Otobüs şoförü de dinlendi
Tanık Şaban Bıyıklı ise, 'Ben otobüsün şoförüydüm. Arabanın içinde bir patırtı geldi. Ben de ne oluyor diye otobüsü sağa çektim. İndim koltuğumdan. Bana genç bir bayan yani müşteki 'Ağabey ben bu şahsı tanımıyorum' dedi. Sonra arka taraf karıştı. Vuran şahsı aşağı attı yolcular. 'Şahıs kaçtı kaptan gidelim' dediler. 3 durak sonra bacımız 'Ağabey ben burda inebilir miyim' dedi ben de yoluma devam ettim. O anlık polislik, hastanelik bir talep olmadı' dedi.
Sanık 'Benim vuruşum orta halli bir vuruştu. Spor ayakkabılarım esnekti' dedi...
Tanık beyanlarına karşı söz alan Çakıroğlu, 'Benim vuruşum orta halli bir vuruştu. Spor ayakkabılarım esnekti. Darp raporunu abartılı buluyorum. Ben orada Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Bunu hiçbir tanık söylemedi. Hasta olduğumun en büyük delili budur. Ben şeytani bir şey olduğunu, cünüp olduğunu ve Genelkurmay Başkanı olduğumu söyledim. Başka da bir şey söylemedim' dedi.