Hepimizin bildiği bir gerçek var: Yaşlanıyoruz. Ancak bazı toplumlar, yaşlanmanın getirdiği deneyim ve bilgeliği öyle bir değerlendiriyor ki tamamen yaşlıların yönetimindeki bir hükümet sistemine bile sahipler. Gerontokrasi adındaki bu hükümet biçimi, gençlerin ve orta yaşlıların da bulunduğu toplumda en yaşlı kişilerin yönetiminde gerçekleşiyor.
Gerontokrasi'ye dair detayları gelin birlikte keşfedelim. 👇
Kaynak: 1, 2, 3
Türkçede “yaşlılar iktidarı” anlamına gelen gerontokrasi, toplumlarda yönetimi yaşlıların eline aldığı ve geri kalmış zihniyetleri ile gençlerin önünü kestikleri düzeni ifade eder.
En basit tanımıyla gerontokrasi, liderliğin yaşlılara ayrıldığı bir toplumu ifade eder.
Gerontokrasi’ye göre en yaşlı olanlar aynı zamanda en güçlü olanlardır.
Antik Yunanlar, yaşlıların yönettiği bir sisteme güven duyan ilk insanlar arasındaydı.
Platon'un da belirttiği gibi: "Yaşlı adamın yönetme, gençlerin ise uygulama görevi vardır."
Gerontokrasi’nin en iyi örneği, Senato tarafından yönetilen Antik Yunan'ın Sparta eyaletinde görülmektedir.
Bu senato en az 60 yaşında olan ve ömür boyu hizmet veren üyelerden oluşmaktaydı.
Resmi olarak Gerontokrasi kavramı, 19. yüzyılda yaşlanan Fransız parlamentosuna yönelik siyasi bir eleştiri olarak ortaya çıktı.
Gerontokrasi’nin yer aldığı toplumlarda hareket alanı kısıtlanır ve yaşlıların deneyimlerine dayalı bir yönetim anlayışı benimsenmeye zorlanır.
Hızla değişen dünyada yenilikçi çözümlere ihtiyaç duyulan sorunlara karşı uyum sağlamakta zorlanma yaşanır ve başka toplumların gerisinde kalma kaçınılmazdır.
Gerontokrasi’nin yıkıcı etkisini önlemeye çalışmak için gençlerin kendi potansiyellerini sergileyebilecekleri ortamları inşa etmek önemlidir.
Kendi yeteneklerini öne çıkarabilecekleri sanat, spor, girişimcilik ve bilim gibi çeşitli platformlarda gençlerin desteklenmesi ve onların başarısının teşvik edilmesi gerekmektedir.
Gençlerin başarıları takdir edilip onlara ödül verilerek toplum içinde daha fazla sorumluluk almalarını ve motivasyonlarını artırmalarını sağlayabiliriz.
Yaşlı bireyler, gençlerin enerjisini ve yaratıcılığını kabullenip onların fikirlerine değer vererek toplumun geleceğine köprü olabilirler.
Gençlerin potansiyelini fark edip onları cesaretlendiren toplumlar, geleceğe daha umutlu ve daha güçlü adımlar atacaktır.
