İstanbul Boğazı ya da Antik Çağ’daki adıyla 'Bosphorus' için en önemli mitolojik efsane, Bosphorus adıyla ilgili. Ve başrollerde bu kez Zeus ile güzeller güzeli Io var. Mitolojiye meraklı olanlar Zeus'un çapkınlıklarına ve karısı Hera'nın içinde bir kor gibi yanmakta olan kıskançlıklarına aşinadır. İşte, Zeus'un bir gönül macerasının daha derdini başkaları çekiyor ve Io'nun hikâyesi İstanbul Boğazı ile birlikte ölümsüzleşiyor...
Bu efsaneye göre Baş Tanrı olan Zeus, Argos kenti kralı Inakhos’un güzel kızı Io’ya aşık olur.
Zeus, karısının kendisini aramak üzere yeryüzüne indiğini anlar ve Io’yu ondan gizlemek için ineğe dönüştürür. İnek o kadar güzeldir ki Hera ona hayran olmadan edemez ve bu yüzden içine bir şüphe düşer.
Argus, başında bir çelenk gibi dizili olan gözlerinden bazılarını güneş battığı zaman kapatır ve bu şekilde kendini dinlendirir.
Hermes, yüz gözlü çoban Argus’un elinden zavallı genç kadını kurtarabilmek için bir plan yapar ve bu planı gerçekleştirmek için de Uyku Tanrısı Hypnos’dan yardım istemeyi düşünür.
Hermes görevini başarmanın verdiği sevinç içinde saraydan ayrılır ve hemen Argus’un yanına gider.
Hera, ineğe büyük bir sinek musallat eder ve sinek sürekli ineği ısırmaya başlar. Canı yanan Io da can havliyle kaçmaya başlar.
Peki, bir o yana bir bu yana koşmakta olan inek formundaki Io’ya ne mi oldu dersiniz?
Tabii, hikâye burada bitmez...
Bu içerikler de hoşunuza gidebilir:
Bakire Kızların Vahşice Canını Alıp Genç Kalmak İçin Kanlarıyla Yıkanan ve Sonunda İblise Dönüşen Kanlı Kontes
Yüzyıllar Önce Yapılmış Olmalarına Rağmen Muhteşem Detaylarıyla Sizi Büyüleyecek 18 Heykel
Caravaggio’nun Yaşamdan Ölüme Geçişi En Çarpıcı Şekilde Tasvir Ettiği İnsanı Dehşete Düşüren Eseri: Judith Holofernes’in Kafasını Keserken