Dünyada sayısız insanın ölümüne sebep olan seri katillerin adalet önüne çıkarıldıktan sonra hayatları da zaman içerisinde araştırıldı. Onlar için hayat nasıldı? Nasıl bir çocukluk geçirdiler? Tüyler ürperten cinayetler işleyen seri katillerden beş tanesinin çocukluk ve ergenlik yıllarını kısaca derledik. 👇
Ted Bundy
Yirmi sekiz kişiyi öldürdüğünü itiraf eden Bundy, annesini ablası olarak tanıdı. Babasını ise hiçbir zaman tanımayan seri katil, gayrimeşru bir çocuk olmasından dolayı annesine zaman içinde kinlendi. Bu konuda zorbalığa uğrayabileceğini düşündüğü için sosyal ilişkilerde bulunmaktan kaçındı.
Çocukluğunda dedesini baba figürü olarak almış olsa da bu durumun onun için travmatik sonuçları olacaktı. Sonrasında iddia ettiğine göre, istismarcı dedesinin pornografi koleksiyonu çocukluk travması olmasıyla beraber onu suça iten şeydi.
Ancak Ted'i tanıyan bir kesim ise dedesini sevdiğini ve onu örnek aldığını belirtmekte. Ted'in annesi, ilerleyen yıllarda Johnny Bundy ile evlendi ve Johnny, Ted'i nüfusuna geçirdi. Ted ise annesinin üvey babasına ve diğer kardeşlerine ilgi göstermesinden rahatsız oluyordu. Bu yüzden üvey babası ile iyi bir ilişkisi olmadı. İşlediği cinayetler ortaya çıkınca teyzelerinden biri, Ted'in çocukken yatağına bıçaklar koyduğunu, anlam veremese de bunun yaşadığı zorluklardan olduğunu düşünüp üzerinde durmadığını söyledi.
Jeffrey Dahmer
Jeffrey Dahmer, 1978 ile 1991 yılları arasında on yedi kişiyi katletti. Dahmer ve ailesi çeşitli nedenlerden dolayı birçok kez taşınmak zorunda kaldı, bu da Jeffrey'e sosyal bir yaşam geliştirmesi için fazla alan tanımadı.
On sekiz yaşına geldiğinde ebeveynleri boşandı ve ailesiyle olan ilişkisi iyice kötüleşti. Annesi duygusal olarak zayıf bir kadındı ve Jeffrey'nin babası Lionel ile ilişkileri pek sağlam değildi.
Lionel, karısının bir ilişkisi olduğunu ve evliliklerinin dağılarak boşanmayla sonuçlandığını iddia etti. Boşanmanın Jeffrey'in üzerinde etkileri oldu çünkü ebeveynleri, o artık on sekiz yaşından büyük olduğu için küçük erkek kardeşinin velayeti için savaşıyordu.
Pek çok olay, Jeffrey'nin erkek kardeşiyle iyi bir ilişkisi olduğunu gösterse de Jeffrey'nin onu kıskandığına inanan birçok kişi var.
Erkek kardeşiyle pek çok şey paylaşmasına rağmen, kardeşler sonunda birbirlerinden uzaklaştı. Dahmer, polislerin anne ve babasının arasındaki tartışmalarına müdahale etmek zorunda kaldığı bir ilişki içinde büyüdü. Bu tür olaylar, Jeffrey'nin kendini değerli hissetmediği travmatik bir çocukluğu yansıtmakta.
Harold Shipman
İngiltere'nin en kötü şöhretli seri katili olarak bilinen Shipman, bu listedeki diğer pek çok kişinin aksine genç bir seri katil değildi. Alanında deneyimli ve saygın bir doktordu. 'Doktor Ölüm' olarak da bilinen Shipman'ın iki yüzden fazla hastasını öldürdüğü söyleniyor.
İşçi sınıfı bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelen Shipman, otoriter annesinin favorisiydi.
Ona sosyal ilişkilerini zedeleyecek bir üstünlük duygusu aşıladı ve onu birkaç arkadaşı olan izole bir çevresi olmasına neden oldu. Diğer seri katiller gibi çocukluğunda yatak ıslatma veya hayvanlara işkence etme gibi belirtiler göstermese de saldırgan bir sporcu olduğu söylenenler arasında.
John Wayne Gacy
Seri katil olduğu ortaya çıkmadan önce hayırsever bir iş insanı olarak bilinen Gacy, işçi sınıfına mensup bir ailede dünyaya gelmişti. Üç kardeşin ortancasıydı, iki kız kardeşi vardı. Çocukluğunda babasıyla çalkantılı ilişkisi haricinde bir sorunu yoktu. Babasının çocuklarını sözlü ve fiziksel tacizlerde bulunduğu ve alkole düşkün olduğu da söylenenler arasında. Gacy'nin yakınları buna rağmen onun babasına çok düşkün olduğunu ve ondan her zaman takdir görmeyi dilediğini belirtmekte.
Dorothea Puente
Ebeveynlerinin ikisi de alkolik olan Puente, çocukluğunu babasının intihar etme tehditleriyle geçirdi. Sekiz yaşındayken babası vefat etti ve annesi seks işçisi olarak çalışmaya başladı. Puente'nin annesi, 1938'de çocuklarının velayetini kaybettikten kısa bir süre sonra bir motosiklet kazasında öldü. Puente ve kardeşleri yetimhane tarafından koruma altına alınsalar da burada cinsel istismara uğradılar. İlk evliliğini çocuk sayılabilecek bir yaşta, on altı yaşında, yaptı. Bu evlilikten doğan çocuklarını ise ya akrabalarının yanına gönderdi ya da evlatlık olarak verdi.
Hazırladığımız içerikte, bu kişilerin seri katile dönüşmeden önce nasıl bir hayat sürdükleri ve bazı durumlarda ailelerinin işledikleri suçlardan nasıl habersiz oldukları sorusuna bir dizi yanıt buluyoruz.
Çoğu durumda, kopuk aile bağlarının, çocukluk ve ergenlik dönemlerinin, kişinin sonraki yaşamındaki davranışları arasında bir bağlantı olduğunu açık bir şekilde görüyoruz.