D­e­p­r­e­m­i­n­ ­1­5­.­ ­G­ü­n­ü­!­ ­D­e­p­r­e­m­z­e­d­e­l­e­r­i­n­ ­İ­h­t­i­y­a­ç­l­a­r­ı­ ­H­a­l­a­ ­T­a­m­ ­O­l­a­r­a­k­ ­K­a­r­ş­ı­l­a­n­m­a­d­ı­

D­e­p­r­e­m­i­n­ ­1­5­.­ ­G­ü­n­ü­!­ ­D­e­p­r­e­m­z­e­d­e­l­e­r­i­n­ ­İ­h­t­i­y­a­ç­l­a­r­ı­ ­H­a­l­a­ ­T­a­m­ ­O­l­a­r­a­k­ ­K­a­r­ş­ı­l­a­n­m­a­d­ı­

Gaziantep'in İslahiye ilçesinde depremzedeler temel ihtiyaçların karşılanmadığını dile getirdi. Bölgede çadır, şebeke suyu ve ısınmak için yakacak erzak eksikliği yaşandığı belirtilirken, depremzedeler binalardan sokağa dökülen suyu toplayarak kaynatıp banyo ve bulaşık yıkama için kullanıyor.

En temel ihtiyaçlarda sıkıntı yaşanıyor

En temel ihtiyaçlarda sıkıntı yaşanıyor

Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem bölgede yıkıcı etki yarattı. Gaziantep'in İslahiye ilçesinde de büyük hasara yol açan deprem sonrası depremzedeler yıkıntılar arasında kimi zaman çadırlarda kimi zaman kendi imkanlarıyla yaşam mücadelesini sürdürüyor. 

Evrensel'den Birkan Bulut'un haberine göre, bölgede hala barınma, su, tuvalet, ısınma gibi en temel ve acil ihtiyaçların karşılanamadığı görülüyor.  Kentin altyapısı ve binaların zarar görmesi nedeniyle birçok yerde akan sular binalardan sokaklara dökülüyor. Dökülen sular, depremzedeler tarafından kullanılıyor.

'Banyo ve bulaşıkta kullanıyoruz'

'Banyo ve bulaşıkta kullanıyoruz'

Bir sokakta dökülen suları toplayan Gülbahar Güngör şöyle anlatıyor: 

'Ordaki su patlamış. Banyo etmek, bulaşıkları yıkamak için kullanıyoruz. Sobanın üstünde ısıtıyoruz. Su getirmiyorlar, ancak içecek suyu gidip kendimiz alıyoruz belediyenin oradan. Depremin olduğu günden beri buradan su kullanıyoruz. Ben söylemedim ama arkadaş yetkililere söyledi. Onlar da yetiştiremiyor galiba, enkaz da çok var... Bilemiyorum.'

Tuvalet ihtiyaçlarını nasıl çözdükleri sorusuna Güngör şöyle cevap veriyor: 

'Sağda solda yapıyor millet mecbursa. Lavabo sorunu yaşıyoruz, mecbur sabun alıp şu derede yıkamaya çalışıyoruz ama... Hayatta tutunmaya çalışıyoruz. Sıkıntılı oluyor'

'Temiz olmadığını biz de biliyoruz. Temiz su getirsin hükümetimiz, Ankara'da oturana kadar gelsin buraya baksın'

'Temiz olmadığını biz de biliyoruz. Temiz su getirsin hükümetimiz, Ankara'da oturana kadar gelsin buraya baksın'

Hemen yan çadırda kalan bir çift de o suyu kullandığını anlatıyor: 

'Temiz olmadığını biz de biliyoruz ama ne yapacaksın? Temiz su getirsin hükümetimiz. Orada oturana kadar Ankara'da, gelsin buraya baksın. Söylüyoruz yetkililere de yetkililer daha perişan gibi geliyor bana... AFAD geldi şu binaya ağır hasarlı demedi, e-devlete giriyoruz ağır hasarlı çıkıyor. Telefonda bakıyorum; diyor ki Haluk Levent'e para aktarmayın. Devletin yetkili kurumları varmış. Ya yiyonuz yiyonuz! Hiç olmazsa o adam dağıtıyor parayı. AFAD ile Kızılay'a yardım yapmalıymışız. Biraz daha götürsünler cukkayı. Bak şu odunları ben topladım enkazların arasından. Devletin getirdiği odunlar değil bunlar.'

'Ne yapacaklar, bu saatten sonra kellemizi mi kesecekler? Sülalemden 20 tane insan ölmüş benim'

'Ne yapacaklar, bu saatten sonra kellemizi mi kesecekler? Sülalemden 20 tane insan ölmüş benim'

Adam konuşurken eşi de ara ara anlatıyor. Fakat kocası öfkeli değil, bitkin: 

'Bizim mahallenin muhtarı benden bir şey beklemeyin diyor. Şu mahallede ortapedik yatak da buldular ama bizim muhtardan bir şey görmedik.'

Diğeri kaldığı yerden devam ediyor: 

'Orası AKP'li, burası CHP'li. Ne yapacaklar, bu saatten sonra kellemizi mi kesecekler? Sülalemden 20 tane insan ölmüş benim. Bana 10 bin lira vereceksin, çözüm mü?'

'Belediye başkanı yok, kaymakam yok...' diye anlatmaya devam ediyorlar.  Depremden iki gün sonra asker buraya gelmiş çoğu ekip. 

Depremden sonra öğlen 12'ye kadar karın altında beklemişler. İlk gün ekmek bulamadıklarını şöyle anlatıyorlar: 'İki ekmeği 8 kişi bölüştük.'

Röportajın tamamı için... 🎥

Kapat

Popular Articles

Latest Articles