N­e­w­ ­Y­o­r­k­ ­m­e­t­r­o­s­u­n­u­n­ ­n­e­ş­e­s­i­ ­m­ü­z­i­s­y­e­n­l­e­r­

N­e­w­ ­Y­o­r­k­ ­m­e­t­r­o­s­u­n­u­n­ ­n­e­ş­e­s­i­ ­m­ü­z­i­s­y­e­n­l­e­r­

New York'taki metroların işletmecisi Metropolitan Transportation Authority'nin (MTA) verilerine göre 350 müzisyen ve müzik topluluğu, "Music Under New York (New York'un Altında Müzik)" programı kapsamında yaklaşık 30 lokasyonda, yılda 7 bin 500'den fazla performans sergiliyor.

New York metrosunun neşesi müzisyenler

MTA, Sanat ve Tasarım bölümünün görsel ve performans sanatları programlarından biri olan Music Under New York programın amacı, yolcular için ulaştırma deneyimini zenginleştirmek.

1985'te pilot program olarak başlayan program, 1987'de resmiyet kazandı.

Her yıl ocak ayı başında seçmeler için başvurular başlıyor ve bu programın bir parçası olmak isteyen müzisyenler seçmelere katılmaya hak kazanıyor. Organizasyon, Grand Central terminalinde halka açık şekilde, tek günde yapılıyor.

Müzisyenler, kısa bir eğitimden geçtikten sonra New York'taki metro istasyonlarında performanslarını sergileyebiliyor.

Programa dahil olan müzisyenler, aralarında Grand Central ya da Penn gibi New York'un önemli mekanlarının da yer aldığı 30 lokasyonda belirlenen gün ve saatlerde Jazz'dan Blues'a, klasikten yerel müziğe birçok türde performans sergiliyor.

Müzisyenler, özellikle kenti ziyarete giden turistlerin ilgisini toplarken, zaman zaman Blues Festivali, Yer Altı Divalar, Jazz Festivali gibi temalarla da özel etkinlikler düzenleniyor.

New York metrosunun neşesi müzisyenler

New York metrosunun Türkçe konuşan müzisyeni 

New York metrosunda dikkat çeken müzisyenlerden biri, hem klasik hem de popüler eserlere elindeki kemanıyla hayat veren Susan Keser.

ABD'li Keser kendisi gibi müzisyen olan bir Türk ile evli ve az da olsa Türkçe konuşabiliyor.

İstanbul Devlet Opera Balesi'nde de bir dönem yer alan Keser, New York metrosunun yanı sıra Central Park gibi kentin önemli yerlerinde de performans sergiliyor.

New York metrosunun neşesi müzisyenler

Bir süre İstanbul'da yaşadı

Keser, Vivaldi'den Mozart'a dünyaca ünlü birçok bestecinin parçalarını çalarken, metroyu kullananlar da zaman zaman duraklayarak bu müzik ziyafetine ortak olup görüntüler alıyor.

Keser, müzisyen bir aileden geldiğini, babasının çellist, annesinin piyanist ablasının da opera sanatçısı olduğunu, bu nedenle de 9 yaşında keman çalmaya karar verdiğini anlattı.

Indiana Üniversitesi müzik bölümünden mezun olduktan sonra Almanya'ya gittiğini söyleyen Keser, daha sonra İstanbul'a taşındığını ve burada Türk eşiyle tanıştığını dile getirdi.

Bir süre İstanbul'da yaşadıktan sonra New York'a dönmeye karar verdiğini aktaran Keser, "Buraya geldikten sonra "Music Under New York" seçmelerine katıldım. 2013'teki üçüncü denememde başarılı oldum. O zamandan bu yana metro istasyonlarında kemanımı çalıyorum" diye konuştu.

New York metrosunun neşesi müzisyenler

"Müzik benim hayatım"

Susan Keser, düğünler, kutlamalar ve özel etkinliklerde de sahne aldığını belirterek, "Ama halka açık alanlardaki performansların etki alanı çok daha geniş. Etrafınızda çocuklar, yetişkinler herkes oluyor. Binlerce insan sizi dinliyor" ifadelerini kullandı.

Keser, neden buralarda müzik yaptığını birçok insanın anlamadığına da işaret etti ve "İnsanların yüzde 99'u ben müzik yaparken yanımdan öylece geçip gidiyor, ama yüzde 1'lik bir kısım var ve benim yaptığım müzikten hoşlanıyorlar. Bu hoşuma gidiyor, çünkü canlı müzik yavaş yavaş yok oluyor" dedi.

Müziğin kendisi için ne anlama geldiği sorusuna ise Keser, "Müzik benim hayatım. Beni sakinleştiriyor" yanıtını verdi.

Kaynak: AA 

Popular Articles

Latest Articles