İ­ş­t­e­ ­İ­d­d­i­a­n­a­m­e­n­i­n­ ­T­a­m­ ­M­e­t­n­i­

İ­ş­t­e­ ­İ­d­d­i­a­n­a­m­e­n­i­n­ ­T­a­m­ ­M­e­t­n­i­

       Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheli Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe Futbol Takımının oynayacağı müsabakalarda görev alacak hakemlerin aleyhte karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı anlatılıyor.

         Özel yetkili Cumhuriyet savcısı Mehmet Berk'in hazırladığı ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 401 sayfalık iddianamede, şüpheli Olgun Peker'in, futbol camiası içerisinde son derece etkin konumda bulunduğu ve futbolcu transferlerinde söz sahibi olduğu, bunun yanında birçok cebir ve tehdit içerikli suç faaliyetleri içerisinde yer aldığı, özellikle Giresunspor yönetimini ele geçirmeye çalıştığı ve kulüp seçiminde desteklediği Ömer Ülkü'nün kulüp başkanı olmasını sağladığının anlaşıldığı kaydedildi.

         Şüpheli Olgun Peker'in, Giresunspor'un Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) nezdindeki sorunlarını çözmeye çalıştığı, bu kulübe yönelik transfer yasağının kaldırılması amacıyla TFF Başkanı Mahmut Özgener'e birtakım girişimlerde bulunduğu, bu durum üzerine Mahmut Özgener hakkında 4 Şubat 2011 günü iletişim tespit çalışmalarının başlandığı anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

         ''Mahmut Özgener'e yönelik iletişim tespitlerinde Fenerbahçe Spor Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım'ın şüphe çeken bazı görüşmelerinin olduğu, aracılar üzerinden görüşüp buluştukları, Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Futbol Takımının oynayacağı müsabakalarda görev alacak hakemlerin aleyhte karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı, bunun karşılığında da Mahmut Özgener'in futbol camiası içerisinde etkin konumda bulunan Aziz Yıldırım'ın desteğini almayı hedeflediği ve bu maksatla Aziz Yıldırım'dan gelen her türlü talebe olumlu cevap vermeye çalıştığı görülmüş, ardından Aziz Yıldırım hakkında örgütsel ilişkilerin ortaya çıkarılması için 17 Şubat 2011 tarihinde adli çalışmalar başlamıştır.''

         Şüpheli Aziz Yıldırım hakkında yapılan teknik takip çalışmalarına yer verilen iddianamede, Fenerbahçe Yöneticisi İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun, Aziz Yıldırım ile yaptığı telefon görüşmelerinde ''Tarladaki İşçiler'' ve ''Ne Zaman Böyle Dikim Yapsak Olmuyor'' gibi ifadeler kullanması üzerine şüphelilerin kendi aralarında şifreli konuştuklarının dikkati çektiği, yapılan çalışmalarda bu
 ifadelerin futbol maçlarında yapılan şike faaliyetleri ile ilgili olduğu, ''işçi'' olarak kullanın tabirlerin ''futbolcu'', ''tarla'' olarak kullanılan tabirlerin ''futbol maçı'', ''dikim'' olarak kullanılan tabirlerin de ''şike
 yapılması'' anlamlarına geldiğinin tespit edildiği anlatılıyor.

         Şüpheliler Aziz Yıldırım ve İlhan Yüksel Ekşioğlu arasında 2 Mart'ta yapılan telefon görüşmelerinde, şüphelilerin ''Üç Tarlayı da Sürdük'' şeklinde şifreli konuşmalar yaptıklarının anlatıldığı iddianamede, bu şifrenin deşifresine yönelik çalışmalarda, kişilerin, ligin 24. haftasında 4 Mart'ta oynanan
Kayserispor-Manisaspor, 6 Mart'ta, oynanan Bursaspor-İBB Spor ile Beşiktaş-Trabzonspor müsabakalarında şike ve teşvik primi faaliyetlerinin yürütüldüğünün kastedildiği, yine aynı hafta 7 Mart'ta oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında da şüphelilerin şike faaliyeti
 yürüttüklerinin görüldüğü belirtiliyor.

        İddianamede, Menajer Serdar Berkin'in şüpheliler Ömer Ülkü ve Olgun Peker ile birlikte hareket ederek Giresunspor Kulübünden alacakları olan futbolculara alacaklarından vazgeçmeleri için baskı yapması sonucu 23 Şubat'ta iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlandığı, bu çalışmalarda Serdar Berkin'in Ömer Ülkü ile birlikte hareket ederek 1. lig maçlarında şike yaptıkları
 yönünde delillerin elde edildiği kaydediliyor.

         Şüpheli Alaeddin Yıldırım'ın da şike faaliyetlerinde şüpheli İlhan Yüksel Ekşioğlu ile birlikte hareket ettiğinin değerlendirilmesi üzerine Yıldırım hakkında iletişim tespitinin kayda alınmasına başlanıldığı belirtilen iddianamede, ''13 Mart günü oynanan Fenerbahçe-Konyaspor maçı ile ilgili olarak Cemil Turan'ın müsabaka sonucunu Fenerbahçe lehine etkileme amaçlı birtakım girişimlerde bulunması üzerine 15 Mart günü şahıs hakkında iletişimin tespiti ve kaydının alınması çalışmalarına başlanmıştır. Olgun Peker'in de bu süreç içerisinde Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ve Ahmet Çelebi ile yakın ilişki içerisinde bulunduğu, Sivasspor'un ligde kalma mücadelesinde, birtakım illegal girişimlerde bulunabilecekleri değerlendirildiğinden haklarında iletişim tespit çalışmalarına başlanmıştır'' ifadelerine yer verildi.

        İddianamede, şüpheli Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun, TFF içerisindeki bağlantılarını kullanarak suç örgütü adına menfaat elde etmeye çalıştığının değerlendirilmesi üzerine teknik takip çalışmalarının başladığı, Mosturoğlu'na yönelik teknik takip çalışmalarında Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması amacıyla şüpheli futbolcu Ümit Karan'a ulaşılmaya çalışılması üzerine Karan hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanıldığı belirtiliyor.

         Şüpheli Sami Dinç'in şüpheli Olgun Peker ile bağlantılı olarak TFF nezdinde bazı örgütsel faaliyetler içerisinde bulunduğunun değerlendirilmesi üzerine hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanıldığı, TFF tarafından gerçekleştirilen Futbolcu Temsilciliği sınav sorularının suç
 örgütü tarafından ele geçirilmiş olabileceği değerlendirilmiş ve soruşturma bu yönde genişletildiği anlatılan iddianamede, devam eden çalışmalarda soruların TFF Profesyonel İşler Müdürü Haldun Şenman tarafından şahıslara para karşılığında satılmış olabileceği akabinde sınav sorularının ele geçirilmesi ve adaylara satılması ile bağlantılı olarak şüpheli avukat Talat Emre Koçak ve menajerler
 Abdullah Cila, Erman Ertaş, Mahmut Güneş, Özden Aslan, Tarık Özaslan, Ümit Aydın ve Volkan Bahçekapılı hakkında da teknik takip çalışmaları başlatıldığı kaydediliyor.

         TFF tarafından sınav sorularının adaylarca sınav öncesi ele geçirilmiş olabileceğinden 14 Nisan günü Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve soruşturma başlatıldığı ifade edilen iddianamede, ''Tarafımızca yürütülen örgüt soruşturmasının deşifre olmaması adına iki soruşturma ayrı ayrı yürütülmüş ve dosyamız kapsamındaki delillerin açıklanması için operasyon zamanı
 beklenmiştir. Sınav sorularının Olgun Peker tarafından da ele geçirilmesi ve menajerlik yetkisi alabilme adına kendisinin de bu sınava girmiş olması sonrasında, sınav sorularının ele geçirildiğinin açığa çıkabileceği endişesi üzerine, herhangi bir soruşturmaya konu olmama adına Olgun Peker'in 2 Nisan'da
 yurt dışına çıktığı anlaşılıyor'' denildi.

          Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheli Olgun Peker'in yetkisiz bir şekilde futbolcu menajerliği yaparak usulsüz kazanç sağladığı ve bu kazancı örgütsel faaliyetlerde kullandığı, bazı spor kulüplerinin de bu duruma göz yumarak, onunla birlikte hareket ettikleri ve sözleşmeler yaptıklarının tespit edildiği kaydedildi.

         Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 401 sayfalık iddianamede, menajerlik yapma yetkisi bulunmayan Refleks Menajerlik isimli şirketin usulsüz yapılan işlemler karşılığında yüklü miktarlarda faturalar düzenlediği ve mevcut bu faturalardan anlaşılacağı üzere bu faaliyetleri yürüten şüpheli Olgun Peker'in, çeşitli kulüplere yetkisi olmamasına rağmen menajerlik faaliyeti yürüterek hizmet bedeli altında fatura kesip kazanç elde ettiği ifade edildi.

       İddianamede, futbolcu Fatih Tekke'nin önce Beşiktaş Spor Kulübüne, ardından bu kulüpten Ankaragücü Spor Kulübüne, Ali Turan'ın, önce Galatasaray Spor Kulübüne, bu kulüpten de Antalyaspora, Gökdeniz Karadeniz'in Fenerbahçe Spor Kulübüne, Hakan Arıkan'ın Beşiktaş Spor Kulübüne transferlerine ilişkin, şüpheli Olgun Peker'in işlemler yaptığı belirtilerek, bununla ilgili kulüp yöneticileri ve teknik direktörleriyle telefon görüşmelerine yer verildi.

       İddianamede, şüpheli Olgun Peker'in Menajerlik Hizmetleri şirketini kullanarak, yetkisiz bir şekilde futbolcu menajerliği yaparak usulsüz kazanç sağladığı ve bu kazancı örgütsel faaliyetlerde kullandığı, bazı spor kulüplerinin de bu duruma göz yumarak, onunla birlikte hareket ettikleri ve sözleşmeler yaptıklarının tespit edildiği belirtildi. 

-''Futbol Temsilciliği'' sınavı

      Kamuoyunda menajerlik olarak adlandırılan ''Futbolcu Temsilciliği'' sınavının nasıl yapıldığına ilişkin detaylı bilgilerin yer aldığı iddianamede, şüpheli Olgun Peker'in söz konusu sınavı kazanmasından şüphelenen TFF'nin sınavda soruların sızdırıldığı ve kopya çekildiğini anladıkları belirtiliyor.

       Sınav sorularını şüpheli Peker'e, TFF görevlisi Haldun Şenman'ın para karşılığı verdiğinin belirlendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Olgun Peker'in sınava girmek için sahte lise diploması da aldığı ifade ediliyor.

      Şüpheliler Olgun Peker ve Haldun Şenman'ın haklarındaki suçlamaları kabul etmedikleri kaydedilen iddianamede, söz konusu sınava giren ve şüphelilerle hareket eden Özden Aslan'ın ifadesinde ise sınav sorularını TFF görevlisi şüpheli Haldun Şenman'dan sınavdan birkaç gün önce aldığını, ancak karşılığında para vermediğini söylediği ifade edildi.

      İddianamede, şüpheliler Olgun Peker, Haldun Şenman, Sami Dinç, Talat Emre Koçak, Özden Aslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Volkan Bahçekapılı, Tarık Özaslan, Erman Ertaş ve Serdar Berkin'in sınav sonrası menajerlik yapabilme yetkisini elde etme, bu suretle genellikle dernek statüsünde olan ve bir kısmı kamu yararına faaliyet yürüten futbol kulüpleriyle, futbolcular arasında yapılan transfer sözleşmeleri sırasında taraf sıfatını kazanabilme ve bu suretle haksız menfaat temin etme amacı taşıdığından nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

       Yetkisiz menajerlik faaliyetlerini önlemede etkisiz kalan TFF'nin, 2010 yılı Mart ayında Futbolcu Temsilciliği Talimatında değişikliğe gittiği, kulüplere ve futbolculara yetkisiz futbolcu temsilcileri ile çalışmalarının yasak olduğunun belirtildiği ve öngörülen cezaların ağırlaştırıldığı ifade edilen iddianamede, kamuoyunda yetkisiz menajerlik soruşturması olarak bilinen bir soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda yetkisiz futbolcu menajerleri ile çalıştıkları tespit edilen birçok futbolcu ve spor kulübüne cezalar verildiği, şüpheli Olgun Peker'in sahibi olduğu Refleks Menajerlik isimli şirkete de bu soruşturma kapsamında işlem yapıldığı anlatılıyor.

 -Sedat Peker'i finanse ettiği iddiası

         Şüpheli Olgun Peker'in, Sedat Peker ile yakınlığını ve şahsın futbol camiası içerisindeki temsilcisi görünümünün getirdiği avantajı da kullanarak yetkisiz menajerlik faaliyetlerini sürdürdüğü ve bu suretle haksız şekilde yüksek meblağlarda kazanç elde ettiği hatırlatılan iddianamede, şüpheli Olgun Peker'in bu kazançla cezaevinde bulunan Sedat Peker'i finanse ettiği, düzenli aralıklarla para gönderdiği, dışarıdaki işlerini yürüttüğü, şahsın ismini de kullanarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği kaydedildi.

       İddianamede, şüpheli Olgun Peker'le eylem ve fikir birliği içerisinde hareket eden şüpheliler Sami Dinç, Talat Emre Koçak ve Haldun Şenman'ın, şüpheli Olgun Peker'in kimliğini, kişiliğini, geçmişini, örgütsel faaliyetlerini bilerek kendisine yardım etmeleri, her üç şüphelinin de Olgun Peker'in ismi, gücü, çevresi ve kurduğu ilişkilerden sağladığı nüfuzdan yararlanmak amacıyla hareket etmeleri nedeniyle eylemlerinin, aynı zamanda, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulan suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu oluşturduğu kaydedildi.

       Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne, şüpheli Olgun Peker tarafından bazı futbolcuların tehdit edildikleri ve zorla senet imzalatıldığı yönünde gelen ihbara istinaden, Peker'in sahibi olduğu Refleks Menajerlik şirketinde arama yapıldığı anlatıldı.

      Aramada, Gökdeniz Karadeniz'in 2004-2005 sezonu için Fenerbahçe Spor Kulübüne transferiyle ilgili olarak şüpheli Olgun Peker ve şüpheli Aziz Yıldırım arasında imzalanan bir transfer sözleşmesi, birçok spor kulübünden Refleks Menajerlik şirketine yapılan ödemeleri gösteren belgeler ile bazı futbolcuların imzaladığı senetlerin ele geçirildiği, bu arama sonucunda Peker'in yetkisiz olarak menajerlik faaliyeti yürütüp yüksek miktarlarda kazanç temin ettiği, futbolcu transferlerinde etkin olduğu, ayrıca Aziz Yıldırım ile ilişki içerisinde bulunduğunun anlaşıldığı belirtildi.

     İddianamede, Gökdeniz Karadeniz'in Fenerbahçe takımında hiç oynamadığı, buna rağmen Fenerbahçe Kulübü tarafından Olgun Peker'e, bu sözleşmeyle bağlantılı olarak Gökdeniz Karadeniz transferi karşılığında 100 bin dolar ödeme yapıldığının tespit edildiği, Aziz Yıldırım tarafından Peker'e sanki transfer çalışmalarında harcanmış gibi gösterilerek para aktarıldığının değerlendirildiği ifade edildi.

     Kabul edilen iddianamede, ''9 Nisan 2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasıyla ilgili olarak şahısların kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde, Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun'a Fenerbahçe yöneticileri haricinde de bazı kişilerin ulaştığına, maçı kazanması halinde kendisine yüksek meblağda para ödeneceğine, ancak bu girişimlerin engellendiğine dair mevzuların geçtiği görülmüştür'' ifadelerine yer verildi.

     Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasının, Trabzonspor Kulübünün şampiyon olabilmesi için de son derece önemli olduğu göz önüne alınarak, bazı Trabzonsporlu yöneticilerin de şike faaliyetleri içerisinde bulunabilecekleri değerlendirildiğinden, 22 Nisan 2011 günü Trabzonsporlu yöneticiler Sadri Şener, Nevzat Şakar, Hasan Yener, Temel Tarık Kazancıoğlu ve Süleyman Atal hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlandığı anlatılan iddianamede, Trabzonsporlu yöneticilerin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde şike faaliyeti yürüttükleri şüphesi üzerine soruşturmanın genişletildiği, 24 Nisan 2011 tarihinde Bucaspor-Fenerbahçe maçının oynandığı, maçta Bülent İbrahim İşçen ve Abdullah Başak tarafından Fenerbahçe lehine olacak şekilde şike amaçlı bazı faaliyetlerin yürütüldüğü, Bucasporlu futbolcular Onur Tuncer ve Musa Aydın'a ulaşılmaya çalışıldığı kaydedildi.

       Şüpheli İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun, Ali Kıratlı ve Yusuf Turanlı gibi aracılarla İstanbul Büyükşehir Belediyespor kulübünde oynayan bazı futbolcuların gıyabında görüşmeler yaptığı, 1 Mayıs 2011 günü oynanacak Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşılaşması için bu futbolculara ulaşarak şike yapabileceklerinin değerlendirilmesi üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediyespor kulübü futbolcuları İbrahim Akın, Can Arat, Metin Depe ve Zeki Korkmaz ile yetkisiz menajerlik yapan Yusuf Turanlı hakkında yapılan teknik takip çalışmalarında, 11 Mayıs 2011 günü oynanan İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Beşiktaş kupa finali maçı için Beşiktaş Spor Kulübü yöneticisi Serdal Adalı, teknik direktör Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş'in, Turanlı aracılığıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın'a ulaşarak şike yapabileceklerinin değerlendirildiği ve şüpheliler hakkında iletişimin tespiti çalışmalarına başlandığı anlatıldı.

 -Operasyon bir gün önceye alındı-

         İddianamede, 22 Mayıs 2011 tarihinde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçıyla ligin sona erdiği, şüphelilere yönelik operasyon kararı alınmasında yurt dışında bulunan şüpheli Olgun Peker'in dönüşünün beklendiği, ayrıca suç örgütünün tüm yönleriyle deşifre edilebilmesi, lig bitiminden sonra şike faaliyetlerinin başarıya ulaşması nedeniyle başta şüpheliler Yusuf Turanlı, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı olmak üzere futbolcularla birebir irtibat kuran ve şike faaliyetlerinde etkin olan örgüt elemanlarına yapılacağı anlaşılan ödemelerin ve şahıslar arasındaki örgütsel ilişkinin deşifresi için de şüphelilere yönelik operasyonun bekletildiği, sürecin yakından takip edildiği, şüpheli Abdullah Başak'a şike faaliyetleri karşılığında İlhan Yüksel Ekşioğlu tarafından 4 Haziran 2011 günü bir araç satın alındığı, aracın, örgüt bağlantısının deşifre olmaması için üçüncü bir şahıs adına tescil ettirildiği belirtildi.

Şüpheli Olgun Peker'in yurt dışından dönüşü sonrasında operasyon için çalışmalara başlandığı, gerekli hazırlıkların yapıldığı ve operasyon kararı alındığı anlatılan iddianamede, yapılan teknik takip çalışmalarında, şüpheliler Aziz Yıldırım ve Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun haklarında soruşturma yürütüldüğünden haberdar olabileceklerinin değerlendirildiği ve soruşturmanın bu yönde genişletildiği, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Erdem Gökşen'in soruşturma hakkında yakın arkadaşı Şevki Mustafa Çetinkaya ile üstü örtülü konuşmalar yaptığı, bu durumun da Mosturoğlu'na iletilmesi sonrasında Yıldırım ile toplantı yaptıkları ve durumdan şüphelendiklerinin anlaşıldığı kaydedildi.

Şüpheli Şekip Mosturoğlu'nun bilgiyi teyit etmek amacıyla polis memuru Erdem Gökşen'e ulaştığı ve bu yaşanan gelişmeler sonrasında operasyonun bir gün öne alınarak gerçekleştirildiği belirtildi.

 -Şüpheli Olgun Peker'in faaliyetleri-

      İddianamede, şüpheli Olgun Peker ve Ömer Ülkü'nün Giresunspor'u kontrollerinde tutmak amacıyla aşırı çaba sarf ettikleri, alacakları olduğu için kulübü federasyona şikayet eden futbolcular üzerinde baskı oluşturarak alacaklarından vazgeçirmeye çalıştıkları, bu alacaklar nedeniyle federasyon tarafından transfer tahtası kapatılan Giresunspor kulübünün transfer tahtasını açarak bazı transferler yapabilme ve bu amaçla küme düşmesini önleme adına federasyon nezdinde yoğun çaba harcadıkları ifade edildi.

      Bu şüphelilerin, bu süreçte kulüpten alacaklı olan futbolculara, alacaklarından vazgeçmeleri yahut alacaklı olmadıklarına dair belge vermeleri için aşırı baskı uyguladıkları, bazılarını tehdit ettikleri, bu şekilde bazı futbolcuları ikna ettikleri, yine Giresunspor'u birinci ligde tutabilme adına Ömer Ülkü'nün, Olgun Peker'in bilgi ve gözetiminde, oynanacak müsabakalar öncesinde şike faaliyetlerinde bulunduğu, örgüt üyesi şüphelilerden Coşkun Çalık ile Serdar Berkin'in bu süreçte Ülkü'ye yardım ettikleri, aktif şekilde şike faaliyetlerinde bulundukları kaydedildi.

       İddianamede, şüpheli Olgun Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün, ülke genelinde bilinen ve faaliyet yürüten büyük çaplı diğer suç örgütlerinde olduğu gibi, üst düzey kamu yöneticileriyle ilişki ve irtibat kurmaya özen gösterdiği, bazı kamu görevlileriyle menfaat ilişkisi içerisinde olduğu, bu şekilde hem eylem kapasitesini artırdığı, hem örgüte ya da mensuplarına yönelik adli ve kolluk birimleri tarafından yapılabilecek olası adli işlemleri önceden haber almayı veya örgütün kamudan daha rahat rant elde edebilmesini amaçladığı, örgütün varlığını devam ettirebilmek, eylem sürekliliğini sağlayabilmek ve örgüt üyelerinin süreklilik gösteren bireysel ekonomik ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla örgüt içerisinde, kolluk kuvvetlerinin kendilerine karşı yapabileceği teknik takip, fiziki takip, iletişim tespit ve kayıt altına alma çalışmalarına karşı duyarlı ve tedbirli davrandıkları, kendi aralarında yaptıkları görüşme ve konuşmalarda gizliliğe riayet ettikleri anlatıldı.

Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan ve özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Olgun Peker'in 150 yıla, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da 147 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülürken, diğer sanıkların da 1 ile 126 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkum edilmeleri talep edildi.

İddianamede, eski Giresunspor Kulübü Başkanı olduğu belirtilen Olgun Peker'in, ''haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla silahlı suç örgütü kurup yönetmek'', ''dolandırıcılık'', ''yağma'', ''rüşvet'', ''şike'', ''konut dokunulmazlığını ihlal etmek'', ''mala zarar vermek'', ''tehdit'', ''resmi belgede sahtecilik'' ve 'özel belgede sahtecilik'' suçlarından 73 ile 150 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi.

        Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın, ''haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurup yönetmek'' suçundan 2 ile 6 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Yıldırım'ın, 21 Şubat 2011'deki Manisaspor-Trabzonspor, 26 Şubat 2011'deki Fenerbahçe-Kasımpaşa, 7 Mart 2011'deki Gençlerbirliği-Fenerbahçe, 9 Nisan 2011'deki Eskişehirspor-Fenerbahçe maçlarında şike yapılması ile 6 Mart 2011'deki Bursaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve 20 Mart 2011'deki Gençlerbirliği-Trabzonspor maçlarında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, lehine olan 2 ile 7 yıl arasında hapis cezası öngören TCK'nın 158. maddesi uyarınca her eylem için ayrı ayrı cezalandırılması talep edildi.

         Aziz Yıldırım'ın 1 Mayıs 2011'de oynanan İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Fenerbahçe maçı, 8 Mayıs 2011'deki Kardemir Karabükspor-Fenerbahçe maçı, 15 Mayıs 2011'deki Fenerbahçe-Ankaragücü maçı ve 22 Mayıs 2011'deki  Sivasspor-Fenerbahçe maçlarında şike yapılması eylemi nedeniyle 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un 7,5 ile 18 yıl arasında hapis cezası öngören 11. maddesinin 1. ve 4. fıkrası ile C bendi uyarınca 4 kez cezalandırılması istenen iddianamede, Yıldırım'ın 17 Nisan 2011'de oynanan Trabzonspor-Bursaspor, 22 Nisan 2011'de oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor ve 15 Mayıs 2011'de oynanan Trabzonspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçlarında teşvik primi verilmesi eylemine uygun olan 6222 sayılı Kanunun 3,5 ile 9 yıl arasında hapis cezası öngören 11. maddesinin 1. ve 4. fıkrası ile C bendi ve 5 maddesi uyarınca 3 kez cezalandırılması istendi.

         İddianamede, Yıldırım'ın, ''haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurup yönetmek'', ''dolandırıcılık'', ''şike'' ve ''teşvik primi vermek'' suçlarından toplam 54 ile 147 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

        Aziz Yıldırım tarafından kurulan örgüte üye olduğu iddia edilen Fenerbahçe Spor Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nun da ''suç örgütüne üye olmak'', ''dolandırıcılık'', ''şike'' ve ''teşvik primi vermek'' suçlarından 21 ile 55 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, benzer suçlamalara ilişkin olarak Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticileri İlhan Ekşioğlu'nun 45 ile 126 yıl, Alaeddin Yıldırım'ın 15 ile 37 yıl, Fenerbahçe Spor Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan'ın 36 ile 101 yıl, Fenerbahçe Spor Kulübü Amatör Şubeler Koordinatörü Cemil Turan'ın 20 ile 50 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.

 -Göksel Gümüşdağ-

         Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ'ın İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı olduğu dönemde, Aziz Yıldırım liderliğinde şike ve teşvik primi faaliyetlerinde bulunan suç örgütüne, federasyon başkanlığı adaylığı sürecinde Yıldırım'ın desteğini alabilme adına, bilerek ve isteyerek yardım ettiği öne sürülen iddianamede, Gümüşdağ'ın bu kapsamda başkanı olduğu takımın maçı kaybetmesi yönünde girişimlerde bulunmaktan çekinmediği ve Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında yapılan şike eylemine iştirak ettiği kaydedildi.

         İddianamede, Gümüşdağ'ın bu nedenlerle ''haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulan suç örgütüne üye olmak'' ve ''şike'' suçlarından 8 ile 21 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi.

       Beşiktaş Jimnastik Kulübü yöneticisi Serdal Adalı'nın ''şike'' suçundan 7,5 ile 18 yıl arasında, teknik direktörü Tayfur Havutçu'nun aynı suçlamaya ilişkin 5 ile 12 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener'in ''teşvik primi verme girişiminde bulunmak'' suçundan 6 ile 16 yıl, Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar'ın ''teşvik primi verme girişiminde bulunmak'' ve ''tehdit'' suçlarından 5 ile 13 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

       Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz'ın da ''örgüt üyesi olmak'' ve ''şike'' suçlarından 6 ile 15 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, sözleşmeleri fesh edilen Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun'un 15 ile 37 yıl arasında, sportif direktörü Ümit Karan'ın da 5 ile 16 yıl arasında hapse çarptırılmaları istendi.

       Futbolcu İbrahim Akın'ın ''şike'' ve ''teşvik primi'' suçlarından 12,5 ile 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, futbolcu İskender Akın'ın da benzer suçlamalara ilişkin 7,5 ile 18 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.

        Futbolcu Serdar Kulbilge'nin ''dolandırıcılık'' suçundan 4 ile 14 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, futbolcular Mahmut Boz ve Murat Şahin'in de aynı suçlamaya ilişkin 2 ile 7 yıl hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

      Emmanuel Emenike, İlhan Çelikay, Korcan Çelikay, Mehmet Yıldız ve Mustafa Ulaş Ortakaya hakkında ''şike'' suçundan 5 ile 12'şer yıl arasında hapis cezası istenen iddianamede, Gökçek Vederson, Sercan Yıldırım ve Sezer Öztürk'ün de ''teşvik primi'' suçlamasına ilişkin 2,5 ile 6'şar yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.

      İddianamede, diğer sanıkların da benzer suçlamalara ilişkin 1 ile 51 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.

 -Alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi istemi-

      22 Mayıs 2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçı neticesinde Fenerbahçe futbol takımının Süper Ligde şampiyonluğu elde ettiği ve 11 Mayıs 2011'de oynanan Beşiktaş-İstanbul Büyükşehir Belediyespor final maçından sonra Beşiktaş Spor Kulübünün Türkiye Kupası'nı kazandığı belirtilen iddianamede, yapılan şike eylemleri sonucunda bu kulüplerin Avrupa kupalarına direkt katılmaya hak kazanmaları, maçlar sonunda yüklü miktarda gelir elde etmeleri ve diğer kulüpler aleyhine oluşan zarar da dikkate alınarak, anılan maçlardaki eyleme iştirak ettikleri belirlenen şüphelilere yönelik ceza tertibi sırasında alt sınırdan uzaklaşılarak karar verilmesi talep edildi. 

      İddianamenin ekinde, aralarında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, eski TFF Başkanı Mahmut Özgener, futbolcular Emre Belözoğlu, Alexandro De Souza, Semih Şentürk, Önder Turacı, teknik direktörler Yılmaz Vural, Rıza Çalımbay ve futbol yorumcusu Sinan Engin'in de aralarında bulunduğu 83 kişi hakkında verilen takipsizlik kararı da yer alıyor. 

       Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheli Aziz Yıldırım'ın Olgun Peker ile irtibat halinde olmasına rağmen suç örgütü bünyesinde yer almadığı, etrafına topladığı şahıslarla birlikte kendi liderliğinde farklı bir yapılanma içerisine girdiği belirtildi.

       İddianamede, Aziz Yıldırım'ın, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu'na, hedef müsabakanın istenildiği şekilde sonuçlanması için faaliyetlere başlamaları talimatını verdiği, Ekşioğlu ve Mosturoğlu'nun, önce kulüpte yönetici ve sorumlu düzeyde görevleri olan Serkan Acar, Alaeddin Yıldırım ve Cemil Turan'la görüşerek yapılacak faaliyetleri belirledikleri anlatıldı.

        Ardından, örgüt üyeleri Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak, Yavuz Ağırgöl, Mehmet Yenice, Doğan Ercan, Mehmet Şen, Hasan Çetinkaya ve Sami Dinç'le irtibata geçildiği kaydedilen iddianamede, bu kişilerin de futbol dünyasındaki geçmişlerinden gelen tecrübe ve elde edilen çevreye dayanarak hedef müsabakanın yapılacağı takıma göre menajer, futbolcu, kulüp yetkilisi veya teknik sorumlularla irtibata geçip şike ve teşvik konusunda görüşmeler yaptıkları ifade edildi.

      İddianamede, şike faaliyetlerinin yürütülmesinde para dağıtımının Aziz Yıldırım'ın talimatıyla Fenerbahçe Kulübü Mali İşler Müdürü Tamer Yelkovan aracılığıyla sağlandığı, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu'na şike parasının Yelkovan tarafından aktarıldığı, ancak para ödemesi konusunda şahısların Yıldırım'ın talimatı olmadan kesinlikle hareket etmedikleri aktarıldı.

 -Aziz Yıldırım'ı ''bir numara'' şeklinde şifreliyorlar-

 Tamer Yelkovan'ın, diğer şüphelilere attığı mesajda şifreli kelimeler kullandığı belirtilen iddianamede, Yelkovan'ın İlhan Ekşioğlu'na gönderdiği mesajda, ''100 ayarlayabildim inşaatlar için'' yazdığı, ''inşaat'' kelimesinin örgüt üyeleri arasında şike yapılan maç anlamında şifre olarak kullanıldığı kaydedildi. 

Örgüt üyelerinin, polis çalışmasına karşı son derece duyarlı hareket ettikleri ve kendi aralarında şifreli konuştukları anlatılan iddianamede, Aziz Yıldırım'ı ''bir numara'' ve ''şirket ceosu'', futbolcuyu ''inşaat işçisi'', ''mağdur'', ''müvekkil'', Ali Kıratlı'yı ''rüzgar'', ''şekerli'', hakemi ''hakim'', parayı ''gram'', şike parası almayı ''kahve içme'', futbol maçını ''tarla'', ''taş ocağı'', ''inşaat'', ''mahkeme'', ''proje'', ''dava'' gibi kelimelerle şifreledikleri, cep telefonları yerine sabit hat üzerinden görüştükleri, teknik takip imkanı bulunmadığı düşüncesiyle daha çok Blackberry telefonlarla mesajlaştıkları ifade edildi.

Aziz Yıldırım'ın görüşmelerini daha çok yüz yüze yaptığı, şike teklifi yapılırken futbolcuya ulaşmadan önce silsile halinde aracı kullanıldığı, bu şekilde şike zincirinin çözülmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiği anlatıldı.

 -Kulüp kasasından 2 milyon 216 bin lira ödeme-

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığınca hazırlanan araştırma raporuna da yer verilen iddianamede, raporda 28 Şubat-11 Mayıs 2011 tarihleri arasında şüpheli İlhan Yüksel Ekşioğlu'na kulüp kasasından 2 milyon 216 bin 810 lira ödeme yapıldığı belirtildi. 

Ödemelerin gerekçesinde, Ekşioğlu ile kulüp arasında borç-alacak ilişkisi kurulduğu, kendi parasını kulübe verip tekrar geri alma şeklinde para giriş çıkışı yapıldığı, kulüp kasasından Ekşioğlu'na yapılan ödemelerin detay bilgisinin kulüp muhasebesinde yer almadığı kaydedildi. 

İddianamede, örgütün şike ve teşvik faaliyetlerinde genellikle para ödemesi yaptığı, nadiren ise Fenerbahçe takımına transfer edilme vaadinde bulunulduğu ifade edildi. 

Bu vaatten sonra anlaşma sağlanamasa dahi futbolculara, büyük takımda oynama, elde ettiği gelirin çok daha fazlasını kazanma, tanınma, şöhret ve çevre edinme imkanı sunularak kafalarının karıştırıldığı öne sürülen iddianamede, bu yolla şike yapılan müsabakada futbolcunun kötü oynamasının, teşvik primi verilen maçta ise iyi oynamasının hedeflendiği kaydedildi. 

 -Kaleci veya forvet pozisyonundaki oyuncular seçiliyor-

Şike ve teşvik konusunda genellikle kaleci ve forvet pozisyonunda oynayan futbolcuların seçildiği, kimi zaman ise teknik direktör ve kulüp yöneticileriyle bağlantı sağlandığı ifade edilen iddianamede, rakip takım futbolcularından Sercan Yıldırım, Gökçek Vederson, İbrahim Akın, Ümit Karan, Sezer Öztürk, Korcan Çelikay, Mehmet Yıldız, Serdar Kulbilge, İskender Alın, Mahmut Boz, Murat Şahin ve Emmanuel Emenike gibi futbolcuların örgütle anlaşarak şike-teşvik primi faaliyetlerine girdikleri öne sürüldü.

TCK'nın 220. maddesine uygun şekilde teşkil edilen örgütün esas itibariyle şike-teşvik eylemlerinde bulunmak amacıyla kurulduğu, bu yolla haksız ekonomik çıkar sağlamayı amaçlayan suç örgütünün cebir-tehdit uygulayan silahlı bir örgüt olmadığı anlatılan iddianamede, ancak suç örgütü içerisinde yer alan bazı şüphelilerin suç geçmişleri, Peker grubuyla uzun geçmişe dayanan ve süregelen irtibatları bulunduğu, örgüt lideri Aziz Yıldırım'ın, bu bağlantılar sayesinde Sedat Peker isminin futbol camiası içerisindeki korkutucu gücünü, şike faaliyeti yürütülen şahıslar üzerinde bir baskı aracı olarak kullandığı belirtildi.

1991-1992 sezonunda Fenerbahçe Spor Kulübünde futbol şube sorumlusu olarak görev yapan ve 1998'den itibaren kulübün başkanlığını yürüten Aziz Yıldırım'ın, şüpheli Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüyle ilişkili olduğu, kendisiyle birlikte hareket eden şüpheliler Mecnun Odyakmaz, Bülent Uygun, Bülent İbrahim İşcen, Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Abdullah Başak ve İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun da Peker grubu ile irtibatlı oldukları anlatıldı.

İddianamede, şüpheli Yıldırım'ın Olgun Peker ile irtibat halinde olmasına rağmen suç örgütü bünyesinde yer almadığı, etrafına topladığı şahıslarla birlikte, kendi liderliğinde farklı bir yapılanma içerisine girdiği kaydedildi.

İddianamede, ''Yapılanmada, Fenerbahçeli yöneticiler İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu ile  Alaeddin Yıldırım'ın etkin konumda oldukları, birlikte, Fenerbahçe takımının oynayacağı veya Fenerbahçe takımının ligdeki sıralamasını etkileyebilecek müsabakalarla ilgili şike ve teşvik faaliyetleri yürüttükleri anlaşılıyor. Şahıslar arasındaki ilişkinin kulüp başkanı-yönetici ilişkisinden çok, şüpheli Aziz Yıldırım'ın legal-illegal her türlü talimatını yerine getirmeleri nedeniyle suç örgütü lideri ve elemanı arasındaki ilişki şeklinde olduğu, şüphelilerin, futbol kulüplerinin yönetici profiliyle tezat oluşturacak biçimde Aziz Yıldırım'dan aşırı şekilde çekindikleri ve korktukları, talimatlarını harfiyen yerine getirdikleri, saygı ilişkisinden öte ast-üst hiyerarşisi içerisinde oldukları anlaşılmıştır'' değerlendirmesine yer verildi.

Örgütte cezalandırma ve mükafatlandırma stratejisinin titizlikle uygulandığı ifade edilen iddianamede, örgüt içerisinde bir yaptırım mekanizması bulunduğu, şüpheli Yıldırım'ın örgüt üyelerini azarladığı, şike faaliyetlerinde başarısız olan örgüt üyelerinin örgütten dışlandığı anlatıldı.

İddianamede, Aziz Yıldırım'ın, İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu aracılığıyla şike faaliyetlerinde bulunmanın yanı sıra, kimi zaman direkt Sedat Peker grubu ile bağlantılı olan ve devamlı yanında bulunan örgüt üyesi Bülent İbrahim İşcen aracılığıyla de şike ve teşvik faaliyetleri yürüttüğü, ayrıca bu şahsı yanında korkutucu bir güç olarak bulundurduğu kaydedildi. 

 -2010-2011 sezonu-

Aziz Yıldırım'da 2010-2011 sezonu başında mutlak şampiyonluk beklentisi oluştuğu, Trabzonspor'la olan puan farkının ise şampiyonluk ihtimalini azalttığı, bunun da camia içerisinde sezon sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açtığı aktarılan iddianamede, şüpheli Yıldırım ve ekibinin ise yönetimi bırakmak istemedikleri, kulüp içerisindeki gücünün devam etmesi gerektiğine inanan Yıldırım'ın, bu nedenle sezonun ikinci yarısı başladığında puan kaybına tahammülü olmadığı belirtildi. 

Sezon sonuna kadar futbol takımının puan kaybetmemesinin tek başına yeterli olmadığı, rakibi durumundaki Trabzonspor'un da puan kaybetmesinin gerektiği, şampiyonluğun sadece sportif faaliyetlerle elde edilemeyeceğini düşünen Yıldırım'ın, bu nedenle yönetimde yer alan bazı şahıslar ve geçmişte Sedat Peker grubu ile irtibatlı olan bazı kişilerle birlikte ayrı bir oluşuma gittiği öne sürülen iddianamede, yönetimde görev yapan diğer üyelerin bilgi ve rızaları dışında oluşan bu yapılanmanın kendi içerisinde ayrı toplantılar tertiplediği dile getirildi.

Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, Fenerbahçeli yönetici Ali Kıratlı tarafından futbolcu Sercan Yıldırım'a 17 Nisan 2011'deki Trabzonspor-Bursaspor maçında iyi oynaması karşılığında Fenerbahçe'ye transfer olması yönünde teklif yapıldığı ve futbolcunun da bu teklifi kabul ettiği belirtildi.

İddianamede, 20 Mart 2011 günü Ankara'da yapılan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçı için, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından, Gençlerbirliği futbolcuları Serdar Kulbilge ve Mahmut Boz ile ''Trabzonspor'a karşı iyi bir mücadele sergilemeleri, karşılığında para almaları ve Fenerbahçe'ye transfer edilmeleri'' hususunda anlaşıldığı belirtilerek, şahıslara teşvik primi verildiği, şüpheliler İlhan Ekşioğlu, Mehmet Şen, Cengiz Demirel, Halil Köntek, Zafer Önder İpek, Faruk Yaşar, Tamer Yelkovan ve Hasan Çetinkaya'nın da bu eyleme iştirak ettiklerinin belirlendiği dile getirildi.

-''Ümit Karan'a teslim edilen şike parası''-

Fenerbahçe'nin Trabzonspor ile şampiyonluk yarışında olması ve maçların çok büyük önem arz etmesi nedeniyle, 28. haftada 9 Nisan 2011 günü oynanacak Eskişehirspor-Fenerbahçe maçından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatıyla, Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun ve Eskişehirspor futbolcularından Ümit Karan ile şike amaçlı olarak irtibata geçildiği kaydedilen iddianamede, Uygun'un maçtan bir hafta önce Şükrü Saracoğlu Stadına gelerek Fenerbahçe maçını izlediği, verilecek şike parası için finans arayışına giren Aziz Yıldırım'ın Türkiye Futbol Federasyonundan (TFF) para almak amacıyla girişimde bulunduğu ve 5 Nisan 2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl ile görüştüğü anlatıldı.

İddianamede, İlhan Ekşioğlu'nun, Aziz Yıldırım'dan aldığı talimat doğrultusunda Ali Kıratlı'ya talimat verdiği, Ekşioğlu'nun, çalışanı Halil Köntek aracılığıyla 200 bin dolar şike parasını Ali Kıratlı'ya ulaştırdığı ve Kıratlı'nın da Mustafa Anlı ile birlikte 7 Nisan 2011 günü Eskişehir'e gittiği dile getirildi.

''Ali Kıratlı'nın, İlhan Ekşioğlu'ndan aldığı parayı Ümit Karan'ın evine götürerek teslim ettiği anlaşılmıştır'' denilen iddianamede, görüşmelerin ardından 9 Nisan 2011 günü oynanan maçın Fenerbahçe'nin 3-1 galibiyetiyle sonuçlandığı ve Karan'ın da maçın ikinci yarısında oyuna girdiği aktarıldı.

 -''Kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası''-

 Bülent Uygun ve Ali Kıratlı'nın birlikte İlhan Ekşioğlu'nun evine gittikleri sırada, bazı spor programlarında Uygun'un söz konusu maçta şike yaptığına ve bilerek yenildiğine dair konuşmaların yapıldığı ve Uygun'un bunu haber alması üzerine canlı yayına bağlandığı aktarılan iddianamede, Uygun'un spor yorumcusu Erman Toroğlu ile tartıştığı, bu sırada Ekşioğlu'nun Kıratlı'yı arayarak Uygun'un yanında olup olmadığını sorduğu ve fazla konuşmaması konusunda uyardığı, Uygun'un canlı bağlantı sırasında Kıratlı'nın yanında bu görüşmeleri yaptığı, bu durumun da şike konusunda şahısların kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası içerisinde bulunduğunu gösterdiği kaydedildi.

Fenerbahçeli yönetici Şekip Mosturoğlu ve avukat Sami Dinç aracılığıyla futbolcu Sezer Öztürk'e şike amaçlı transfer teklifi yapıldığı da belirtilen iddianamede, 2 Nisan 2011 günü yapılan ve 2-2 sonuçlanan Ankaragücü-Eskişehirspor maçı öncesinde Şekip Mosturoğlu'nun Zafer Demiray aracılığıyla Eskişehirsporlu futbolcu Sezer Öztürk ile transfer görüşmeleri yaptığı ve 9 Nisan 2011 günü oynanan ve 1-3 sona eren Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı sonrasında da Sezer Öztürk'ün, oyunun 45. dakikasında oyundan alınmasına çok üzüldüğünü Demiray'a ilettiği ifade edildi.

İddianamede, 9 Nisan 2011'deki Eskişehirspor-Fenerbahçe futbol müsabakasında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından Eskişehirspor futbolcusu Ümit Karan ile, maçta kötü oynaması, karşılığında para alması ve belirlenemeyen bazı takım arkadaşlarını bu amaçla organize etmesi için şike amaçlı anlaşma yapıldığı ve ayrıca Bülent Uygun ile de şike anlaşmasına varıldığı kaydedildi.

 -Sercan Yıldırım ve Vederson'a teşvik primi teklifi-

İddianamede, 17 Nisan 2011'deki Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik primi verildiği de belirtilerek, Fenerbahçe'nin lig birinciliğini ele geçirerek ligi şampiyonlukla bitirebilmesi amacıyla rakibi durumundaki Trabzonspor'un ligin 29. haftasında Bursaspor'la yapacağı müsabakada puan kaybetmesi için  Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün maçın sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu anlatıldı.

Aziz Yıldırım'ın talimatıyla örgüt üyeleri İlhan Ekşioğlu ve Alaeddin Yıldırım'ın birbirleriyle irtibatlı olarak iki farklı koldan 17 Nisan 2011'de Trabzon'daki maç öncesi bazı Bursasporlu futbolculara teşvik primi vererek, Trabzonspor karşısında iyi bir oyun sergilemeleri için faaliyetlerde bulundukları anlatılan iddianamede, Ekşioğlu'nun, Ali Kıratlı aracılığıyla menajerlik yapan Metin Korkmaz üzerinden futbolcu Sercan Yıldırım'a ulaştığı, ''arasının iyi olduğu bir Bursaspor futbolcusuna teşvik primi karşılığında müsabakada Fenerbahçe lehine bir sonuç çıkması için çaba göstermeleri'' konusunda teklifte bulunduğu anlatıldı.

Kıratlı tarafından Sercan Yıldırım'a maçta iyi oynaması karşılığında Fenerbahçe'ye transfer olması yönünde yapılan ve futbolcunun kabul ettiği teklifi, şüpheli Metin Korkmaz'ın ilettiği belirtilen iddianamede, Alaeddin Yıldırım'ın ise tercüman Samet Güzel aracılığıyla futbolcu Gökçek Vederson ile irtibat kurduğu, Yıldırım ve Güzel'in 11 Nisan 2011'de İstanbul'da Vederson'la buluşarak Trabzonspor'u yenmeleri karşılığında para teklifinde bulundukları ve Vederson'un da teklifi kabul ettiği aktarıldı.

İddianamede, 22 Nisan 2011'deki Eskişehirspor-Trabzonspor maçı öncesinde de İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla Ali Kıratlı'nın, Eskişehirspor futbolcusu Ümit Karan'la irtibata geçtiği, diğer takım oyuncularına dönük, ''Trabzonspor karşılaşmasının Fenerbahçe lehine sonuçlanması halinde teşvik primi verileceği konusunda girişimde bulunmasını'' istediği ve Karan'ın da bu isteğe olumlu karşılık verdiği kaydedildi. 

 -''İbrahim Akın'a 100 bin Avro''-

İddianamede, 1 Mayıs 2011'deki İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Fenerbahçe karşılaşmasının Fenerbahçe lehine sonuçlanması amacıyla Aziz Yıldırım'ın, İlhan Ekşioğlu, Bülent İbrahim İşcen ve Cemil Turan'a talimat verdiği ve İşcen'in Ahmet Çelebi'ye gerekli talimatları aktardığı belirtilerek, Çelebi'nin Yusuf Turanlı aracılığıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da oynayan İbrahim Akın'a ulaştığı ve Akın'ın da 100 bin Avro karşılığında şike yapmayı kabul ettiği ifade edildi.

Söz konusu maçın örgüt üyesi şüphelilerin beklentilerine uygun şekilde neticelendiği, şike için Aziz Yıldırım'dan alınan 100 bin Avro'nun maçtan sonra İbrahim Akın'a verildiği, diğer yandan Cemil Turan'ın Can Arat ve İskender Alın ile şikeye yönelik irtibat kurduğu ve şike faaliyeti yürüttüğü anlatılan iddianamede, sonuç olarak Aziz Yıldırım liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün, söz konusu maçta şike faaliyeti yürüterek karşılaşmanın Fenerbahçe lehine sonuçlanmasını sağladığı dile getirildi.

 -''Göksel Gümüşdağ'ın göz yumması''-

Şüphelilerden Abdullah Başak, Tamer Yelkovan, Ali Kıratlı ve Serkan Acar'ın da aktif şekilde şike eyleminin içinde bulundukları, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın da futbolcularına yapılan şike teklifini bilerek eyleme göz yumduğu, ayrıca maçtan önce futbolculara, daha sonra oynanacak kupa finalini bahane ederek maça fazla asılmamaları, kart görmemeleri, sakatlık yaşamamaları yönünde talimat vererek eyleme katıldığının belirlendiği anlatılan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolculardan İskender Alın ve Can Arat'a da maçtan önce şike amaçlı ulaşıldığı, maçta kötü oynamaları ve diğer futbolcuların kötü oynamalarını, maça asılmamalarını sağlamaya yönelik faaliyet yürütmelerinin istendiği ifade edildi.

Söz konusu bu futbolculara ''kazanç veya sair menfaatin verildiği, teklif edildiğinin'' belirlenemediği ve 6222 sayılı yasanın 11. maddesinin unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle şahıslara yönelik anılan maçtan ötürü işlem yapılmadığı da anlatıldı.

 -''Emenike'nin sakatlık bahanesi''-

İddianamede, 8 Mayıs 2011'deki Kardemir Karabükspor-Fenerbahçe maçında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından, eski Karabüksporlu futbolcu Emmanuel Emenike ile şüpheliler Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç aracılığıyla, menajeri Erdem Konyar üzerinden, sezon sonunda Fenerbahçe'ye transferi vaat edilerek şike amaçlı anlaşıldığı belirtildi.

Futbolcu Emenike'nin de maçta sakatlığını bahane ederek oynamadığı, sezon sonunda Fenerbahçe'ye transfer edildiği, ayrıca Karabükspor camiasında etkin olan TFF çalışanı Seyit İbrahim Kalender üzerinden de şike faaliyetlerinin yürütüldüğü ve bu kişinin Karabükspor'da bazı futbolculara ulaşarak kendileriyle şike amaçlı görüştüğü aktarılan iddianamede, Aziz Yıldırım'ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler Alaeddin Yıldırım ve Tamer Yelkovan'ın da bu eyleme iştirak ettiklerinin belirlendiği ifade edildi.

İddianamede ayrıca, 15 Mayıs 2011'de İstanbul'da oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında da şike yapıldığı öne sürüldü.

Futbolda şike iddialarına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüpheli Aziz Yıldırım'ın talimatıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın ile Trabzonspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor müsabakası öncesinde teşvik primi konusunda anlaşma yapıldığı, ancak maçın Trabzonspor'un galibiyetiyle neticelenmesi nedeniyle futbolculara primin ödenmediği belirtildi.  

İddianamede, Süper Ligde 2010-2011 sezonunun son maçı olan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakası sonrası, Ahmet Çelebi'nin daha önce şike amaçlı anlaştığı Mehmet Yıldız'ın yaptığı bir telefon görüşmesindeki, ''Ne yapayım, Fenerbahçe'yi şampiyon yaptık gidiyorum'' ve bir pozisyonda kafayla vurup golü atabileceğine dair yapılan bir yoruma karşılık, ''Ne golü atacağım ya, ben oraya gol atmaya gitmedim ki, ben oraya bulunmaya gittim'' şeklindeki sözlerinin, müsabakada Mecnun Odyakmaz'ın bilgisi dahilinde Ahmet Çelebi aracılığıyla kendisine yapılan şike anlaşmasına uygun şekilde oynadığını gösterdiği ifade edildi.

İddianamede, İlhan Ekşioğlu'nun Ahmet Çelebi üzerinden Mehmet Yıldız'a, Abdullah Başak üzerinden Korcan Çelikay'a, Ali Kıratlı-Fatih Akbaba aracılığıyla da bazı Sivassporlu futbolculara ulaşarak şike yaptığını ifade ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

Bülent İbrahim İşcen'in ilk olarak Aziz Yıldırım'la, akabinde Mecnun Odyakmaz'la, ardından da yine yüz yüze Ahmet Çelebi ile görüştüğü, görüşme silsilesinden, İşcen'in tüm bu görüşmeleri Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasında şike yapmak için gerçekleştirdiği, Yıldırım'ın da bu durumu ortaya koyacak şekilde Çelebi ile görüşecek İşcen'e ''Belli etmeden yardım etsinler'' şeklinde talimat verdiğinin tespit edildiği aktarıldı.

-Şike amaçlı 300 bin dolar-

 Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasında teşvik girişimlerinde bulunurken fotoğrafının çekilerek basına verilmesi nedeniyle Ali Kıratlı'nın bu müsabakaya gitmekten çekindiğinin saptandığı belirtilen iddianamede, Kıratlı'nın şike amaçlı faaliyetler yürütmek üzere Sivas'a gidecek bazı şahıslarla buluşmayı planladığı, bu durumu bilen İlhan Ekşioğlu'nun şahsa şike amaçlı 300 bin dolar verdiği, Kıratlı'nın bu parayı Fatih Akbaba'ya vereceğinin anlaşıldığı kaydedildi.

İddianamede, soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, Sivasspor-Fenerbahçe maçında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından Sivassporlu futbolcular Mehmet Yıldız ve Korcan Çelikay ile para karşılığında maçta kötü oynamaları için şike amaçlı anlaşıldığı, ayrıca Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz ile de şike anlaşmasına varıldığı, Yıldırım'ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşcen, Abdullah Başak, Yusuf Turanlı, Fatih Akbaba ve Bülent Uygun'un, bu şike faaliyetlerinin içerisinde aktif olarak bulundukları ve tüm süreci birlikte koordine ettikleri, şüphelilerden Faruk Taşseten'in Ahmet Çelebi'nin şike faaliyetleri yürüttüğü süreç içerisinde, şüpheli İlhan Çelikay'ın da Korcan Çelikay ile şike amaçlı görüşülüp anlaşılması sürecinde kendileriyle birlikte hareket ettikleri ve eyleme yardımcı fail olarak katıldıklarının belirlendiği anlatıldı. 

 -Ziraat Türkiye Kupası final maçı-

Popular Articles

Latest Articles