Bilinçaltı, erişilmesi zor, yasak bir bölge gibidir.
Hayatımızın her anını barındıran, kontrolümüzün onun çevresinde geliştiğini, bir nevi esir konumda olduğumuz gerçeğini zorla benimseten şeydir.
Derinliklerinde çok şey yatar da, pek çoğumuz bilmez neler döndüğünü o dipsiz kuyuda.
Sana soracağımız sorulara verdiğin yanıtlara göre, gel biz anlatalım derinlerden sızan şeyleri!
1. Bu görselde ilk gözünüze çarpanı sorarak başlayalım!
2. Şimdi de zihinsel derinliğini ölçelim! Delilik ile dahilik arasındaki ince çizgiyi tanımlamanı istesek hangisini seçerdin?
3. Geleceğin Habercileri
Bir cumartesi günü evde tembellik ederken zil sesiyle yerinizden sıçradınız. Kapıyı açtığınızda çok şaşırıyorsunuz. Eşikte 2 hayvan duruyor. Size 2 mektup getirmişler. İçlerinde de geleceğe ait öngörüler var. Zarfları açınca 2 mektubun içeriğinin çok farklı olduğunu görüyorsunuz. Bir mektupta sizi mutlu bir geleceğin beklediği yazıyor. Diğeri ise felaketleri ve mutsuzluğu haber veriyor.
Aşağıda hayvanlardan hangisi size kötü kehaneti iletti?
4. Bilinçdışı Psikolojisi
Davranış analizleri sırasında sorgulanan bazı yargılar şöyle:
Karar verirken kalbimi değil, beynimin sesini dinlerim.
Zihnim güçlü bir kapı gibidir, farklı fikirlerden kolay kolay etkilenmem.
Pişmanlıklarım hayatımda ciddi bir yer edinmiştir.
İnsanlara kolay kolay güvenemem, çabuk ısınamam.
Karşımdaki insanın sözlerine değil, davranışlarına dikkat ederim.
İşin detaylarıyla değil, ana hatlarıyla ilgilenirim.
Bu yargılardan kaç tanesi senin için de geçerli?
5. Peki, hayata bakış açının neye dayandığını sorsak? Bilimsel kanıtlar mı yoksa spiritüel inançlar mı?
6. Aşağıdaki fobilerden hangilerine sahip olduğunuzu ya da yakın duyguları beslediğinizi sorsak?
7. Aşağıdaki felsefi sözlerden senin bakış açını en doğru tanımlayanı sorsak bir de?
8. Bu görselin sende çağrıştırdığı rengi sorarak testimizi tamamlayalım!
Bilinçaltının dizginleri senin elinde!
Sen bilinçaltını kontrol altına almayı ve onunla konuşmayı başarmış bir insansın. Şöyle özetlemek gerekirse; insan beyninin bilgiyi algılayan iki monitörü vardır: Bilinç ve bilinçaltı. Bilinç sadece gözle görülebilen olayların farkındayken, bilinçaltı çevresel görüntüleri de algılar. Yani beyni yöneten asıl bölüm, bilinçaltıdır. İşte sen, bilinçaltını kontrol altına alarak, aslında yaşamının gidişatını ele alma yetisine sahip olmuşsun. Bu sayede bilinç denilen kavramın ulaşamadığı bilgi ve yeteneklere ulaşabiliyor ve bunları zihin haritanda olması gereken yerlere itinayla yerleştiriyorsun! Bilinçaltı gibi karmaşık bir yapıyı bile ele alabilen biri olarak hayattaki karmaşa ve karışıklıktan etkilenmiyor başkalarının kendini kaybettikleri olaylarda bile sakin kafa ile düşünebiliyorsun!
Doğruya aşık bir sosyopatsın!
Sen, insan ilişkilerinde doğru denilen kavramın peşinden ölesiye giden bir bireysin. Doğru denilen olgu, değişkendir ve en az iki kişinin bir araya gelerek oluşturduğu bir gerçekliktir. Bu nedenle sen ikili ilişkilerinin temeline dürüstlük denilen olguyu yerleştirmiş, her bireye özgü olan bu kavramı olabildiğince kovalamışsın. Karşındaki insanın da bu bağlamda seninle aynı düşüncelere sahip olmasını istediğinden mi bilinmez, birçok zaman yanlış anlaşılıyorsun. Fakat asla pes etmeyecek kadar da kararlısın. Onu arıyorken karşılaşılan zorluklar olmasaydı, ne anlam ifade ederdi doğru? Şunu unutma ki: Gerçek anlamda alt üst olmuş bu dünyada doğru, bir yanlışlık anıdır.
Psikoloji fakirisin!
Hayatında hiç açığını bir türlü kapatamadığın bir boşluk ya da insanlara anlam veremediğin, ilişkilerinde tanımlayamadığın, ne olduğunu anlayamadığın şeyler var mı? Ki bu sonuçlara göre olduğunu tahmin ediyoruz. Bizce psikolojiye biraz ilgi göstermende fayda var. ''Ne işime yarayacak aman ne yapayım'' diyebilirsin ama unutma psikoloji fenerini nereye tutarsan tut orada ya unutulmuş ya da fark edilmemiş bambaşka şeyler görebilirsin. Azıcık bir çaba ile hayatındaki gölgelerin yavaş yavaş aydınlanmaya başladığını göreceksin. Hatta hadi hemen, şimdi başla!