8­0­ ­y­a­ş­ı­n­d­a­k­i­ ­M­e­l­a­h­a­t­ ­Ç­e­k­i­r­ ­t­a­r­i­h­i­ ­d­e­ğ­i­r­m­e­n­i­ ­t­e­k­ ­b­a­ş­ı­n­a­ ­i­ş­l­e­t­i­y­o­r­

8­0­ ­y­a­ş­ı­n­d­a­k­i­ ­M­e­l­a­h­a­t­ ­Ç­e­k­i­r­ ­t­a­r­i­h­i­ ­d­e­ğ­i­r­m­e­n­i­ ­t­e­k­ ­b­a­ş­ı­n­a­ ­i­ş­l­e­t­i­y­o­r­

Suyun ve değirmen taşının dilinden, çocukluğundan beri bu işi yapan Melahat Çekir anlıyor.

Akyazı'daki değirmen, 300 yıldır durmaksızın çalışıyor. Gürül gürül akan su, sofralara bereket taşıyor.

70 yıldır değirmencilik yaptığını söyleyen Melahat Çekir, "Benim geldiğimde değirmenin yatağı vardı. Odur budur burada çalışıyorum. Güzel un yapıyorum, herkes de seviyor, geliyor. Ekmeği de güzel oluyor" dedi.

Değirmenin unu büyük talep görüyor

Değirmenin asırlardır değişmeyen mühendisliği, teknolojiye meydan okuyor.

Arpa, buğday, mısır gibi öğütülecek taneler, değirmene teker teker düşüyor. Dönen taştan titreşim alan tahta çubuk, taneleri sıraya diziyor. 

Değirmenci nine, unu iyi olsun diye işinin başından bir an olsun ayrılmıyor.

Çevre köylerden gelen müşteriler, değirmenin taş suyla çevrildiği için ekmeğinin daha lezzetli olduğunu söylüyor.

Değirmenci nine, cüzi bir ücret talep ediyor. İsteyen para yerine yaptırdığı undan pay da bırakabiliyor.

Haber: Mehmet Karakaş

Popular Articles

Latest Articles