E­m­i­n­a­ğ­a­o­ğ­l­u­’­n­u­n­ ­y­a­r­g­ı­l­a­n­m­a­s­ı­n­a­ ­b­a­ş­l­a­n­d­ı­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

E­m­i­n­a­ğ­a­o­ğ­l­u­’­n­u­n­ ­y­a­r­g­ı­l­a­n­m­a­s­ı­n­a­ ­b­a­ş­l­a­n­d­ı­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun televizyon konuşmaları, konferans ve demeçlerinden dolayı yargılanmasına, Yargıtay'da başlandı

YARSAV eski Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun “yargı görevi yapanı etkileme” suçundan yargılanmasına Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde başlandı. Eminağaoğlu savunmasında "Burada Cumhuriyet hukuku yargılanıyor" derken, davanın yönetimin faşist yönetim olduğunu belgeleyen bir dava olduğunu öne sürdü.

Duruşmaya, Eminağaoğlu, avukatları Ahmet Akgül ve Pınar Akgül katıldı. Duruşmayı, Eminağaoğlu’nun eşi ve oğlu ile Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, YARSAV, Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri ve bazı vatandaşlar da izledi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi duruşma salonunun küçük olması nedeniyle salona az kişi alınırken, izleyicilerin büyük bölümü salon dışında kaldı.

-DAVA, MEVCUT YÖNETİMİN FAŞİST YÖNETİM OLDUĞUNU BELGELEYEN BİR DAVA-

Duruşmada savunmasını yapan Eminağaoğlu, yargılanmasının gerekçesini oluşturan sözlerin YARSAV başkanı sıfatıyla ve yaptığı açıklamalar olduğunu kaydetti. Eminağaoğlu savunmasında, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak “görev sırasında işlendiğinden bahisle” atılı suçlardan dolayı, soruşturma açma izni yetkisinin Adalet Bakanlığına değil, HSYK’ya ait olduğunu da vurguladı.

Hükümetin YARSAV’ı kapatmak için 2 kez yasa hazırlattığını söyleyen Eminağaoğlu, “Bunu başaramayınca, beni YARSAV Başkanı olarak yargı önüne çıkarma yoluna gitmiştir. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nde mevcut yönetimin faşist yönetim olduğunun belgelendiği bir davadır. Burada Cumhuriyet hukuku yargılanmaktadır. Herkese hukuk istiyoruz” dedi.

-YARGITAY’I KUŞATMA OPERASYONU-

“Her nerede hükümet üyesini yargılayan bir yargıç varsa, hakkında soruşturma açılmıştır” diyen Eminağaoğlu, “Ben Türk yargısına ve hukuka sonuna kadar güveniyorum. Türkiye’de hukukun üstünlüğü bu gibi davalarla su yüzüne çıkacaktır” diye konuştu.

Dava konusu olan 9 eylemin bulunduğunu, bunlardan dördünün telefon konuşması, üçünün televizyon ve ikisinin ise gazetelere verdiği beyanlar olduğunu dile getiren Eminağaoğlu, savunmasında, Ergenekon soruşturması kapsamında kendisi hakkında dinleme kararı verildiğini anımsattı. Yargıtay’daki odasında bulunduğu telefonun dinleme kararını ise “Yargıtay’a yönelik başlatılmak istenen bir kuşatma operasyonu” olarak değerlendirdi.

Verilen takipsizlik kararına rağmen dinleme tapelerinin de imha edilmediğini ileri süren Eminağaoğlu, “Dosyadaki kayıt suretlerinin imhasına karar vermişlerdir. Suretlerin imhası demek hiç imha etmemek demektir” dedi.

Eminağaoğlu, bu nedenlerle görevlerini hukuka aykırı yaptıklarını öne sürdüğü İstanbul Cumhuriyet Savcıları hakkında suç duyurusunda bulunulmasını da talep etti.

-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇAĞDAŞ DÜNYADAN KOPARTIR-

Savunmasında, Anayasa değişikliğine de değinen Eminağaoğlu, “Yapılan değişiklikle vatandaşlarla Anayasa Mahkemesi'nin karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını savundu. Eminağaoğlu, “Halk ve hukuk arasında bir tercih ortaya atılmakta, evrensel hukuk açılımı yalanı, halka oylattırılmak istenmektedir! Oylattırılacak olan açıkça kendine göre bir hukuk yaratmak anlayışıdır, bu da çağdaş dünya ile bütünleştiren değil, kopartan adım olacaktır! Bu durum halktan kaçmak değil, halkın tamamını evrensel hukuk uzmanı olarak görme boyutunda takiyye yapmak, halkı kandırmak, halkı aldatmaktır” dedi.

Eminağaoğlu, “birinci sınıf savcı” statüsünde olduğunu ifade ettiği savunmasında, Yargıtay Yasası’nın 64’üncü maddesine göre her türlü özlük işlerinin HSYK tarafından yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Eminağaoğlu, Adalet Bakanlığı’nın ise hakkında işlem yapma yetkisinin bulunmadığını savundu.

-BAKANLIK MAHKEME SEÇİYOR-

Hakkındaki suçlamalar ve Sincan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz hakkındaki suçlamalarda, ortak bir yan bulunmadığını ifade eden Eminağaoğlu,

“Hakkındaki son soruşturmanın açılması yolunda karar verilmek üzere, dosya Sincan 1 veya 2 numaralı Ağır Ceza Mahkemesine gönderileceği için, Adalet Bakanlığı, mahkeme seçer gibi dosyanın 2 numaralı Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi için, hiçbir ortak suçlama içermeyen dosyada soruşturma raporunu birleştirerek, dosyayı Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir” dedi.

Sincan Cumhuriyet Başsavcılığının da, soruşturma raporunda Osman Kaçmaz’ın da yer aldığından bahisle dosyada, doğrudan Sincan 2 numaralı Ağır Ceza Mahkemesine iddianame düzenlendiğini ve anılan mahkemece, yapılan işlemin “sırıtan hukuk dışılığı” nedeniyle iddianamenin iade edildiğini anımsattı. Eminağaoğlu, “Yargı üzerinde ve de yargıyı baskılayarak bu denli oyunlar oynanması, hukuk tarihinde yaşanmamıştır” diye konuştu.

Eminağaoğlu, yargı alanındaki sivil toplum örgütü başkanı olarak, kamuoyunda “hukuk bilincinin oluşması, kamuoyunun doğru bilgilenmesi, benzeri insan hakları ihlallerinin yaşanmaması için” açıklamalarda bulunduğunu belirterek, bu konuşmalardan dolayı yargılandığını tekrarladı. Eminağaoğlu, “Yaptığım, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün doğal bir sonucu ve gereğidir” dedi.

Eminağaoğlu’nun avukatı Ahmet Akgül de Eminağaoğlu’nun yargılanmasına neden olan sözlerin, “anlatım özgürlüğü çerçevesinde, yargının daha iyiye gitmesi için söylendiğini” ve eleştiri sınırları içinde kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek, Eminağaoğlu’nun beraatini istedi.

Duruşmada, ara kararı veren Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Türk Ceza Kanunu’nun, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu düzenleyen 288. maddesinin uygulanması ihtimaline karşı Eminağaoğlu’na savunma için ek süre verilmesini kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, Yargıtay Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için süre verilmesine de karar vererek, duruşmayı erteledi. (ANKA)


Popular Articles

Latest Articles