Ç­e­l­i­k­­t­e­n­ ­B­a­h­ç­e­l­i­ ­v­e­ ­K­ı­l­ı­ç­d­a­r­o­ğ­l­u­­n­a­ ­y­a­n­ı­t­!­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

Ç­e­l­i­k­­t­e­n­ ­B­a­h­ç­e­l­i­ ­v­e­ ­K­ı­l­ı­ç­d­a­r­o­ğ­l­u­­n­a­ ­y­a­n­ı­t­!­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın ağlamasını eleştiren muhalefete tepki gösterdi.

Çelik, "Halkımızın söylediği çok güzel bir söz var. Gönül kaynamayınca göz akıtmaz. Kimisi rol yaptı diyor kimi samimiyetsiz buluyor. Bizim samimiyetimizi elbette halkımız tespit edecektir. Diğer siyasi parti liderlerinin sayın başbakanı samimiyet testine tabi tutmaları kesinlikle hoş bişey değildir" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısı sona erdi. Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından AK Parti Genel Başkan Yardımcı Hüseyin Çelik Kurul'un gündemine ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Bugünkü toplantıda ağırlıklı olarak gündem maddesinin 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan referandum olduğunu kaydeden Çelik, Başbakan Erdoğan'ın bu süreçte 36 ilde miting yapacağını anımsattı. Kalan diğer illere ise bakanların, parti yöneticilerinin ve milletvekillerin gideceğini kaydeden Çelik, 'hayırcılar' cephesi olarak nitelendirdiği muhalefeti eleştirdi. Süreç devam ederken 'hayırcılar' cephesinde de faaliyetin devam ettiğini ifade eden Çelik, muhalefetin kendi ezberini tekrar ettiğini söyledi . Çelik, "Hayırcılar cephesinde kimse anayasa değişiklik paketi ile ilgili ne yazık ki konuşmuyor. Aslında halkoylamasına yönelik olarak vatandaşa hayır denmesini telkin ediyorlarsa bu hayırların anayasa değişiklik paketi ile ilgisi ifade edilmiyor" dedi.

Bu süreçte AK Parti'nin nezaketten taviz vermeden yüksek katılımla referanduma gidilmesini arzu ettiğini kaydeden Çelik, referandumun halkın iradesini ortaya koyan önemli bir fırsat olduğuna işaret etti.

Referandumun çok sık tekrarlanan bir durum olmadığın kaydeden Çelik, bunun milletvekilliği seçimi, yerel seçim ve güvenoylaması ve tek bir siyasi partinin tercihi gibi algılanmaması gerektiğinin altını çizdi. Çelik 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin yapılan referandumu anımsatarak AK Parti'nin yüzde 47 oy aldığını referandumda ise yüzde 70 evet oyu çıktığını bunun AK Parti'ni oyu olmadığını ifade etti. Herkesin istediği partiye oy verme hakkına sahip olduğunu belirten Çelik, "Ama referandumda ülkedeki demokratik standartların yükselmesi gerçek anlamda bir hukuk devleti olmamız için Türkiye'deki dezavantajlı bir çok kesimin avantajlı hale gelmesi için özellikle ekmeğimizin ve özgürlüğümüzün biraz daha büyümesi için gidip tercihini kullanacaktır.Halkımızın bu yönde tercih kullanacağına inanıyoruz. Süreçle ilgili olarak partimiz kendi üzerine düşeni yapacaktır" diye konuştu.

Daha sonra soruları yanıtlan Çelik, 'Sınır birlikleri kurulmasına ilişkin Meclis'in olağanüstü toplanması gündemde. bu konuda takvim netleşti mi?' yönündeki soruya Çelik, "TBMM'nin çalışma takvimi belidir. Ama Danışma Kurulu toplanarak farklı bir takvim belirleyebilir. Bir grup önerisi olarak mesele ortaya konur. TBMM Genel Kurulu'nda bu oylanır. Yine TBMM'nin çalışma takvimi ayrıca belirlenebilir. Olağanüstü toplantı yapılabilir. Yaz aylarında TBMM tatile girmişken eğer ihtiyaç varsa, ülke için gereklilik söz konusuysa elbette Meclis toplanır. Ama bugünkü toplantımızda bunu konuşmadık. Bu konu TBMM zemininde görüşülerek gruplar arasında konuşularak karar verilecek bir şeydir. Eğer böyle birşey gerekiyorsa AK Parti grubu da kendi üzerine düşeni yapacaktır" karşılığını verdi.

Muhalefetin Başbakan'ın dünkü grup toplantısında 12 Eylül dönemini anlatırken ağlamasına yönelik yapılan eleştirilerin hatırlatılması üzerine Çelik, şunları söyledi: "Sayın Başbakanımızın en bariz vasfı en görünen en bilinen özelliklerinden birisi hasbiliği ve samimi olmasıdır. Elbette bunu da halk takdir ediyor ve edecektir bundan sonra da. Halkımızın söylediği çok güzel bir söz var. Gönül kaynamayınca göz akıtmaz. Gözden yaş akmaz. Kimisi rol yaptı diyor kimi samimiyetsiz buluyor. Daha ileri ifadeler kullananlar var. Bizim samimiyetimizi elbette halkımız tespit edecektir. Diğer siyasi parti liderlerinin sayın başbakanı samimiyet testine tabi tutmaları kesinlikle hoş bişey değildir. Siyasetin dili nezih olmalı nazik olmalı kesinlikle nezaket en büyük servettir. Yatırımcısına her zaman kazandırır. Sayın Bahçeli son bir yıldır her konuşmasında Sayın Başbakan başta olmak üzere zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanını da dahil ederek bir çok parti mensubumuza ve partimize kurumsal olarak maalesef hakaret etmektedir. Hatta bunu küfür boyutuna taşımaktadır. Fikretmeyenler küfrederler. Biz Sayın Bahçeli başta olmak üzere bize küfredenlerin bize hakaret edenlerin hakaretlerine ve küfürlerine aynı şekilde karşılık vermeyeceğiz. Çünkü biz o seviyeye düşmek istemiyoruz siyasetin temiz kalmasını istiyoruz. Siyasetçiler başkalarına örnek olurlar. Eleştirilerimiz birbirimizin hoşuna gitmeyebilir. Benim söylediğim bir söz bir başka parti mensuplarının hoşuna gitmeyebilir onların söyledikleri bizim hoşumuza gitmeyebilir ama bu ağzımızı bozmayı gerektirmez. en kolay yapılabilen şey küfretmektir. Hakaret etmektir. Bunu da kimlerin daha rahat yapabildiğini de hepimiz biliyoruz. Siyasetçilere hakaret ve küfür yakışmaz. Siyasetçiler sürekli toplumun önünde olan insanlardır bu yönleriyle de örnek olmak durumundadırlar. Sayın Kılıçdaroğlu'nun ve Bahçeli'nin de değerlendirmelerini de sadece kendi şahıslarına değil bir siyasetçiye bir muhalefet liderine bir parti liderine yakışmıyor ve yakıştırmıyorum."

Bir gazetecinin AK Parti Kırıkkale milletvekili Vahit Erdem'in 'Kürtler her şeyi ellerine geçirdi yakında Türkler azınlıkta kalacak' şeklindeki sözlerini anımsatması üzerine Çelik, "Biraz önce MKYK toplantısında iken bu haberle ilgili olarak bir doküman getirdiler. Ama henüz kendisi ile konuşabiliş değilim. Gerçekten böyleiyümesi için gidip tercihini kullanacaktır.Halkım söyledi mi söylemedi mi bunu bilmediğim için müsaade ederseniz bu konu üzerinde bir yorum yapmıyorum. Ama söylediğini bile varsayarsanız bu tabi şahsın kendisini bağlar. Bizim partimiz içerisinde geçmişte de bazı arkadaşlarımız maksadını aşan veya birilerini rahatsız eden bazı ifadeler kullandılar. Bu belediye başkanı olabilir milletvekili olabilir. Bununla ilgili sıkıntılı bir ifade olduğu kanısına varılırsa böyle bir tespitte bulunulursa sayın milletvekili ile ayrıca konuşulur gerekirse kendisi ile ilgili partide gerekli süreç başlatılır. Son konu ile ilgili henüz böyle bir şey söz konusu değil, kendisi ile henüz konuşulmuş değil. Söyleyip söylemediğini bile şu anda bilmiyoruz. Ama bir mahalli gazetede böyle bir ifade kullandığına dair ağzından alınmış bir ifade yok ama bir aktarma var. bu ne kadar doğrudur emin değiliz" diye konuştu.


Popular Articles

Latest Articles