­Y­e­n­i­ ­a­n­a­y­a­s­a­ ­y­e­n­i­ ­b­i­r­ ­d­ö­n­e­m­i­n­ ­b­a­ş­l­a­n­g­ı­c­ı­ ­o­l­s­u­n­­

­Y­e­n­i­ ­a­n­a­y­a­s­a­ ­y­e­n­i­ ­b­i­r­ ­d­ö­n­e­m­i­n­ ­b­a­ş­l­a­n­g­ı­c­ı­ ­o­l­s­u­n­­

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esenyurt Belediyesince yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış törenindeki konuşmasında, 112 eserin ilçeye hayırlı olmasını dileyerek, ilçe değişirken, dönüşürken eğitim altyapısının, ibadethanelerin, sağlık, spor ve sosyal tesislerin aynı kalmasının düşünülemeyeceğini söyledi.

"Yeni anayasa yeni bir dönemin başlangıcı olsun"

Konuşmasında yeni anayasa hazırlıklarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün yanılmıyorsam hükümet, yeni anayasayla ilgili hazırlıkları Parlamento'ya sunacaklardı. Temennim odur ki Parlamento'dan bu, şöyle başarılı bir referandum oylamasıyla, 330'u aşacak şekilde geçer ve ondan sonra da Parlamento bunu milletimize taşıyacak, milletimize gelir. Bütün bunlara hazır mısınız? İnşallah Parlamentomuz da buna hazır olduğunu sizlere getirmek suretiyle ortaya koyar. Milletimiz için hayrolsun, ülkemiz için hayrolsun. İnşallah yeni bir dönemin başlangıcı olsun." dedi.

"Türkiye yarışta 'ben varım' diyor onun için çılgına dönüyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşüm, 15 Temmuz'da hem gerçek yerine oturmuş hem de yeni bir istikamet kazanmıştır. İşte çıldırıyor Batı, niye? 'Türkiye niçin böyle güçleniyor?' Elhamdülillah şu an milli gelir itibarıyla Türkiye bu yarışın içerisinde 'ben varım' diyor. Kişi başına milli geliriyle 'ben varım' diyor. Onun için çılgına dönüyorlar. Türkiye'nin büyümesini engellemek için silah dahil her türlü yola, kan dökmek dahil her türlü yönteme başvurulabileceğini 15 Temmuz'da hep birlikte yaşayarak gördük." ifadelerini kullandı.

"Bu defa aynı oyun tutmayacak"

Erdoğan, "Türkiye olarak son 3-4 yıldır öyle olaylar yaşıyor, öyle gelişmelere şahit oluyoruz ki inanın diğer ülkeler bizi hem büyük bir gıptayla hem de şaşkınlıkla izliyor. Ama evelallah son yarım asrını bizzat yaşamış, tarihini de gayet yakından bilen bizler için karşımızdaki fotoğraf çok açık. Ne zaman kendimizi toparlamaya, yeni hedefler belirleyip, o doğrultuda yürümeye kalkıştıysak aynı şey oldu. Kimi zaman dışarıdan kimi zaman içeriden yapılan saldırılar nedeniyle dikkatimizi, enerjimizi, imkanlarımızı sürekli savunmaya hasretmek zorunda kaldık. Bu defa da aynı oyun, tutmayacak, tutmayacak. Yürüyüşümüz kararlı olacak, tereddüt yok." diye konuştu.

"Beni enterese etmez"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pek çok kişinin 15 Temmuz'u tarihin akışı içinde hak ettiği konuma hala tam olarak oturtamadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gerçekten de bazı hadiselerin önemi zamanla ortaya çıkar. Çanakkale'de gözünü kırpmadan düşmanın üzerine yürüyen askerimiz bunu tarihe geçmek için değil, inancını ve vatanını korumak gayesiyle yapıyordu. Kurtuluş Savaşı'nda 'artık ayağa kalkamaz' diye bakılan bir milleti ve ülkeyi yeniden ayağa şahlandıran, yeniden ayağı kaldıran yine bu inançla mücadele ediyordu. Aynı şekilde Cumhuriyet döneminde verilen mücadelelere baktığımızda bu hadiselerin her birinin milletimizin tarihinde çok önemli kırılma noktaları olduğunu görüyoruz. 15 Temmuz da ülkemizin ve milletimizin tarihinde işte böyle bir dönüm noktası, böyle bir yol ayrımıdır. Türkiye'nin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşüm, 15 Temmuz'da hem gerçek yerine oturmuş hem de yeni bir istikamet kazanmıştır. İşte çıldırıyor Batı, niye? 'Türkiye niçin böyle güçleniyor?' Elhamdülillah şu an milli gelir itibarıyla Türkiye bu yarışın içerisinde 'Ben varım' diyor. Kişi başına milli geliriyle 'Ben varım' diyor. Onun için çılgına dönüyorlar. Türkiye'nin büyümesini engellemek için silah dahil her türlü yola, kan dökmek dahil her türlü yönteme başvurulabileceğini 15 Temmuz'da hep birlikte yaşayarak gördük."

"İdam" sloganları üzerine Erdoğan, şunları söyledi: 

"Ben bu konuda düşüncemi açıkladım. Milletin idam talebine, parlamento kararını verir. Parlamento kararını verdikten sonra bana gelirse 'Ben de bunu onaylarım' dedim. Batı şöyle diyor, böyle diyor beni enterese etmez. Ben burada milletime bakarım, hakka bakarım. Bizi yıkmak için vurulan darbeler, hamdolsun birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirdi, hala da güçlendiriyor. 1990'ların, gönüllerin ve ideallerin paramparça olduğu Türkiyesinden bugünün yüreklerin toplu vurduğu 2023 hedefleri için sımsıkı bir araya geldiğimiz bir Türkiye... Ne diyor üstad? 'Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir/Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.' Birileri bizim oluklarımızdan kir akıtmaya çalıştıkça, milletimiz inancıyla ve dirayetiyle her seferinde nur akan olukların önünü açmıştır. Elhamdülillah. İnşallah önümüzdeki dönemde bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak çok daha büyük başarılara sahip olacağız."

"Türkiye'yi ancak millet kurtarabilir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz'da milletin darbecilere karşı darbe indirdiğini ifade ederek, "Onlar bize darbe indirmeye kalktılar, ama milletin karşı darbesiyle tokadı yediler. Son 200 yılda çeşitli defalar tekrarlanan bir hesaplaşmanın bu, son perdesidir. Türkiye'yi kim kurtarır, Türkiye nasıl kurtulur sorularına 200 yıldır aradığımız cevabı, 15 Temmuz'da kati olarak bulduğumuzu düşünüyorum. Türkiye'yi ancak millet kurtarabilir. Türkiye'yi ancak milletle birlikte hareket ederek kurtarabiliriz. Halbuki biz asırlardır çareyi, çözümü, ilacı hep dışarıdan ithal ürünlerle halletmeye çalıştık, o formüllerle çözmeye çalıştık. Çarenin millet olduğunu ancak 5 milyon kilometrekarelik bir devleti, 780 bin kilometrekareye düşürdükten sonra bulabildik. Bizi nasıl erittiler? Nasıl bizi yediler bitirdiler?" dedi.

"Devletin gerçek sahibinin millet olduğu 15 Temmuz'da tescillendi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gerçek sahibinin millet olduğunun 15 Temmuz'da tescillendiğini ifade ederek, "Türkçede milletin, ümmetten kavme ve herhangi bir topluluğa kadar geniş bir anlamı vardır. FETÖ'nün uzun yıllar boyunca milletimizin eğitim hassasiyetini, hayır hasenat, dini, manevi değerlere saygı hasletlerini istismar ederek bir ur gibi topluma yayıldığını görüyoruz." dedi.

Kalabalığa FETÖ için "Nasıl tanımlıyorduk?" diye soran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tabanı ihanet, ortası ticaret, tavanı ihanet. Bunlar bu. Milletimizin İslam'a ve insanlara yaptıklarını düşündükleri hizmete hürmeten şahıslarına yönelttiği itibarı yanlış yorumlayan Fetocular zamanla kerameti kendilerinde görmeye başladılar. Tıpkı kamu kurumlarındaki mensuplarının 'devlet biziz' demeye başlamaları gibi. Bu sapkın yapı, bir bütün olarak da 'millet biziz' deme noktasına geldi. Halbuki (millet), 17-25 Aralık'tan beri bunlara, kendileriyle arasındaki mesafeyi her vesileyle göstermiştir. Çünkü bizim milletimiz hayırlı gördüğü her işi destekleyen, bu işleri yapanları el üstünde tutan, ihaneti fark ettiğinde de en sağlamından Osmanlı tokadını esirgemeyen bir millettir. 15 Temmuz, milletimizin FETÖ'ye ve arkasındaki güçlere en büyük şamarı vurduğu gündür.

Erdoğan, bugün de gelecekte de 15 Temmuz'u en iyi gençlerin anladığına ve anlatacağına inandığını belirtti. Geçen 14 yılda ülkeyi her alanda ileriye taşımanın, bugüne kadar yapılanların tamamından daha fazla hizmet gerçekleştirmenin çabası içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gençlerimize iyi bir miras bıraktığımızı, 2053 ve 2071 vizyonlarımız için iyi bir temel attığımızı, sağlam bir altyapı kurduğumuzu düşünüyorum. Hepimiz faniyiz. Kardeşlerim, kimse gururlanmasın, kimse kibirlenmesin. Vakit geliyor. Ne zaman, nerede, ne olacak belli olmaz. Ne bir an ileri, ne bir an geri... Emaneti sahibine teslim edecek miyiz? 'Kullu nefsin zâikatul mevti summe ileynâ turceûn.' Her nefis ölümü tadıcıdır. Sonunda ne yapacağız? Allah'a döneceğiz. Bir gün biz de hayata veda edeceğiz. Geride böylesine inançlı, heyecanlı, donanımlı, kararlı gençler bırakmış olmak şahsen en büyük iftihar kaynağım olacaktır. Türkiye'nin bir daha 15 Temmuz gibi felaketlere uğramaması için en büyük görev, siz gençlerimize düşüyor. Gençler, 2 şeye aynı anda sahip çıkmak mecburiyetindesiniz. Birincisi inancınıza, tarihinize, medeniyetinize, kültürünüze sahip çıkacaksınız. Bunu yapmazsanız küresel kargaşa içinde kaybolur gidersiniz. İkincisi, ülkenize, milletinize, davanıza, mağdurlara, mazlumlara sahip çıkacaksınız. Bunu yapmadığınızda da varlığınızın bir anlamı kalmaz."

"Milletimiz için hayrolsun, ülkemiz için hayrolsun"

Konuşmasında, "tek millet" dediklerini anımsatan Erdoğan, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla 80 milyonun tek millet olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Biz yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Ayrım yok. İki, tek bayrak. Bizim bayrağımız şehidimizin kan rengidir. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Her yıldız bir şehittir. Üç, tek vatan, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Dört, tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka devletimiz var mı? Bitti. Öyle 'yok şurada şu olacakmış, burada bu olacakmış.' Kim ayağa böyle kalkar da bir şey yapmaya yönelirse, işte bak. Güneydoğuda, Doğuda Tendürek'te neler oluyor. Bestler Deresinde görüyorsunuz. Şehitlerimiz var. Doğru ama bileceğiz ki bu tarla değil, vatan, vatan. Tarlanın vatan olması, uğrunda şehitler olmasıyla bakidir."

İstiklal Marşı'nın "Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/ Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizelerini seslendiren Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yoksa vatan olmaz. İşte bak El Bab'a girdiler, Özgür Suriye Ordusu. Arkasında komandolarımız. Evelallah durmak yok, yola devam. Biz işgalci değiliz ama işgalcilerin karşısındayız. Türkiye olarak son üç, dört yıldır öyle olaylar yaşıyor, öyle gelişmelere şahit oluyoruz ki inanın diğer ülkeler bizi hem büyük bir gıptayla hem de şaşkınlıkla izliyor ama evelallah son yarım asrını bizzat yaşamış, tarihini de gayet yakından bilen bizler için karşımızdaki fotoğraf çok açık. Ne zaman kendimizi toparlamaya, yeni hedefler belirleyip o doğrultuda yürümeye kalkıştıysak, aynı şey oldu. Kimi zaman dışarıdan, kimi zaman içeriden yapılan saldırılar sebebiyle dikkatimizi, enerjimizi, imkanlarımızı sürekli savunmaya hasretmek zorunda kaldık. Bu defa da aynı oyun. Tutmayacak. Yürüyüşümüz kararlı olacak, tereddüt yok." AA

Popular Articles

Latest Articles