F­r­a­n­s­a­­d­a­k­i­ ­s­e­r­g­i­,­ ­C­e­z­a­y­i­r­ ­S­a­v­a­ş­ı­­y­l­a­ ­­y­ü­z­l­e­ş­i­y­o­r­­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­

F­r­a­n­s­a­­d­a­k­i­ ­s­e­r­g­i­,­ ­C­e­z­a­y­i­r­ ­S­a­v­a­ş­ı­­y­l­a­ ­­y­ü­z­l­e­ş­i­y­o­r­­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­ Paris’teki Kara Kuvvetleri Müzesi'nde Fransız idaresindeki Cezayir'de olanlar gözler önüne seriliyor.

Hugh Schofield

BBC, Paris

Fransa, Cezayir’in bağımsızlığına kavuşmasının 50. yıldönümünde, ülkenin 130 yıl boyunca bir Fransız sömürgesi olarak başından geçenleri özel bir sergide mercek altına aldı.

Paris’teki Kara Kuvvetleri Müzesi'nde halka açılan ‘Cezayir 1830-1962’ adlı sergi, Fransız ordusunun ülkedeki uzun süreli varlığını konu alıyor.

Sergi, 1830 yılının Haziran ayında istila kuvvetlerinin Sidi-Farruch’a çıkmasıyla başlayıp bağımsızlık sonrası yüz kızartıcı çekilişiyle sona eriyor.

Sergiyi ziyaret edenlere başkent Cezayir’in anahtarı ve isyancıların başı Abdel Kader’in ayakkabılarının topuk kısmı gibi tarihi hatıralar hediye ediliyor.

Serginin en çok ilgi çeken kısmı ise sekiz yıl süren bağımsızlık savaşını konu alan ikinci bölüm.

Serginin bu kısmıyla ilgili olarak müze yetkilileri, milyonlarca kişiyi farklı şekillerde etkileyen travmatik bir olayla dürüstçe yüzleşmeye çalıştıklarını söylüyorlar.

Sergi küratörü Albay Christophe Bertrand, "Elbette vurgu Fransa’nın Cezayir’de bulunduğu son 8 yıl üzerinde. Ama savaşta olanların çoğu savaştan önce gerçekleşenler yoluyla anlatılabilir. Yapmaya çalıştığımız şey 'eşkıyalarla savaşan cesur askerlerin' hikâyelerini anlatmak değil. Bazı hassas soruların sorulmasını gerek. Şiddetle dolu bir dönemi inceliyoruz.'' dedi.

Cezayir savaşı, Milli Kurtuluş Cephesi (FLN) tarafından 1954 yılının Kasım ayında gerçekleştirilen bir dizi bombalamayla başladı.

1954 ile 1959 yılları arasındaki savaşı askeri bakımdan Fransa kazanmış olsa da, artan ölü sayısından dolayı 1950’lerin sonlarına yaklaşıldığında bunun önemi kalmamıştı.

1958’de Fransız ordusunun başına geçen General Charles de Gaulle, Cezayirlilerin çoğunun bağımsızlık; Fransızların çoğunun da vahşetin bitmesini istediğinin farkındaydı.

1960’da FLN ile görüşmelere başlanması ülkedeki Avrupalılar tarafından öfkeyle karşılanırken, ülkedeki Fransız ordusunun bir kısmı darbe girişiminde bulundu.

Barış anlaşmasının 1962 Mart’ında imzalanmasıyla aynı yılın 5 Temmuz’unda Cezayir bağımsız bir ülke oldu.

Ülkedeki bir milyon Avrupalı Fransa’ya hemen geri gönderildi.

Kendi halkına karşı Fransa’nın tarafında savaşan, ve kendilerine ‘harki’ denen Cezayirlileri çok daha korkunç bir son bekliyordu: Yaklaşık 30 bin asker (bazıları bu rakamın daha yüksek olduğunu iddia ediyor) yeni Cezayirli yönetim tarafından öldürüldü.

Bazı Fransız yanlısı Cezayirliler Fransa’ya kaçmayı becerdiyse de, de Gaulle hükümetinin onlara gösterdiği ilgisizlik son derece aşağılayıcıydı.

Tüm bunları içeren savaş hikâyesi, ordunun film, fotoğraf, üniforma, silah ve ele geçirilen FLN belgeleri arşiviyle destekleniyor.

Cezayirlileri Fransızlara karşı soğutmak için FLN’nin bir şiddet kampanyasına başvurduğu biliniyor.

Ama sergide, Fransa’nın da işkence yöntemlerine sıklıkla başvurmuş olduğu gözler önüne seriliyor.

Daha önce yayınlanmamış fotoğraflardan birinde falakaya çekilmiş bir Cezayirli görünüyor. Başka bir fotoğrafta Fransız askerleri bir mahkûmun boynunu sıkıyor.

Sergi küratörü Albay Bertrand, “İşkence saklayamayacağımız bir şeydi. Saklamaya çalışsaydık saygınlığımızı kaybederdik” diyor.

Sergiyi 7’den 70'e farklı nesillerden çok sayıda kişi ziyaret ederken, kimileri eleştirilerini saklamıyor.

80 yaşındaki bir Fransız “Neden deşiyoruz bunu? Bu bir felaketti. Şimdi Cezayir hükümetinin ülkelerini ne hale getirdiğine bakın.” diyerek tepki verdi.

Bazı genç Cezayirliler ise savaş hakkında yeni bir bakış açısı kazanmak için sergiye geliyor.

Müze müdürü Albay Christian Baptistle, Cezayir savaşı hakkında belli bir gerçeğin olmadığını; çeşitli gerçekleri yansıtmaya çalıştıklarını söyledi.

Baptistle "50 yıldan sonra yaralar hâlâ taze. Yaşanan acılar çoğunlukla bir nesilden diğerine aktarılmış” diyor.

Geçmişte yaşananlar gerçekten de Fransa’nın Cezayir’le bugünkü ilişkisine yansıyor. Her ne kadar bu iki ülke birbirlerine insani ve ekonomik nedenlerden dolayı bağlı olsa da kuşkulardan hiçbir şey eksilmedi.

Geçtiğimiz yıllarda iki ülke bir ‘Dostluk Antlaşması’ kaleme almaya çalıştı, fakat Cezayir’in Fransa’dan beklediği özür gelmeyince bu girişim yarıda kaldı.

Gözlemciler, Fransa'dan resmi bir özrün gelmesini olası görmüyor.

Tarihçi Maurice Vaisse “Belli olaylar için özür dilenmesi elbette önemli, ama belli bir dönem için genel olarak özür dilenmesi oldukça anlamsız” diyor.

Maurice Vaisse, Fransa’nın Cezayir’den büyük çıkar sağladığını ama haksızlıklara rağmen çekildiklerinde ülkenin modern ekonomiye sahip gelişmiş bir ülke olduğunu savunuyor.

Başka bir tarihçi Benjamin Stora ise Fransa ve Cezayir’in ‘beraber yaşamaya mahkûm’ olduğunu belirtiyor: "Anıların bir problem olduğu kesin. Anıların insanları ayırdığı söylenir. Sadece tarih acıları dindirebilir. Bu yüzden tarihçiler ve politikacılar olanları çeşitli açılardan eksiksiz aktarmak zorunda.”


Popular Articles

Latest Articles