D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­3­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­3­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ HAKKARİ'nin Şemdinli ilçesi Arguş-2 bölgesine sınırın diğer tarafından Avaşin Basyan bölgesinden PKK'lı teröristlerin roketatarlı saldırısı sonucu şehit olan güvenlik korucusu, evli ve 5 çocuk babası Sait Demirbaş için Hakkari Dağ ve Komanto Tugay Komutanlığı'nda tören düzenlendi.

1 - Şehit güvenlik korucusu için Hakkari'de tören

Mehmet ÖZKAN - HAKKARİ, (DHA)- HAKKARİ'nin Şemdinli ilçesi Arguş-2 bölgesine sınırın diğer tarafından Avaşin Basyan bölgesinden PKK'lı teröristlerin roketatarlı saldırısı sonucu şehit olan güvenlik korucusu, evli ve 5 çocuk babası Sait Demirbaş için Hakkari Dağ ve Komanto Tugay Komutanlığı'nda tören düzenlendi.

Şemdinli ilçesi Derecik Beldesinin Balkaya Dağları Arguş-2 bölgesine sınırın diğer tarafındaki Avaşin Basyan bölgesinden dün öğle saatlerinde PKK'lı teröristler tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi. Saldırıda güvenlik korucusu Sait Demirbaş (46) şehit oldu, 2 sözleşmeli er ile bir güvenlik korucusu da yaralandı. Şehit güvenlik korucusu Demirbaş için bugün Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'nda tören düzenlendi.
Törene, Hakkari Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Belediye Başkan Vekili Cüneyt Epcim, Vali Yardımcıları Mehmet Nurullah Karaman, Bekir Abacı, Dağ ve Komanto Tugay Komutanı Tuğgeneral Emre Tayanç, Emniyet Müdürü Süleyman Suvat Dilberoğlu, polis, asker, güvenlik korucuları ve şehidin yakınları katıldı.
Şehit güvenlik korucusu Demirbaş'ın cenazesinin tören alanına getirilmesinin ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ardından şehit güvenlik korucusunun özgeçmişi okundu. Duaların okunmasının ardından şehit Demirbaş'ın cenazesi, bir süre omuzlarda taşındıktan sonra helikoptere konularak memleketi Şemdinli ilçesinin Ortaklar köyüne uğurlandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Cenazenin tören alanına getirilişi
-Cenaze töreninden detaylar
-Saygı duruşu
-Özgeçmişinin okunması ve dua edilmesi
-Törene katılanlar
-Şehit korucunun tabutunun omuzlarda taşınıp helikoptere bırakılması ve detaylar

==================

2 - ÖZEL - Eşine böbreğini vermek için 2 yıl bekledi

ANTALYA'da evlendikten 6 ay sonra eşi Merve Küçükdemir'in (26) kronik böbrek yetmezliği hastası olduğunu öğrenen Serdar Küçükdemir (40), eşine böbreğini vermek için yasa gereği 2 yıl bekledi. Eşini geç bulduğunu ve çabuk kaybetmek istemediğini belirten Serdar Küçükdemir, onun acılarının sona erdiğini görmekten çok mutlu olduğunu söyledi.
Antalya'da 2015 yılında evlenen Merve ve Serdar Küçükdemir çifti, 6 ay sonra bebek sahibi olmak için doktora başvurduklarında şoke oldu. Yapılan kan tahlillerinde böbrekle ilgili sorunu olduğu ortaya çıkan ve acil nakil olması gerektiği söylenen Merve Küçükdemir'e, eşi böbreğini vermek istedi. Ancak nakil için yasa gereği en az 2 yıllık evli olmaları gereken çiftin bu isteği yerine getirilmedi. Nörojenik mesaneye bağlı böbrek yetmezliği gelişen Merve Küçükdemir, organ bekleme listesine yazıldı. Bekleme sürecinde hastalığı ilerleyen Küçükdemir'e uygun böbrek bulunamadı.
Merve Küçükdemir, evliliklerinde 2 yılı doldurduklarında, kadavradan organ çıkabileceği umuduyla eşinden bir süre daha beklemelerini istedi. Bu süreçte kadavradan organ bulunamayınca Serdar Küçükdemir eşine böbreklerinden birini bağışladı. Çift, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezi'nde yapılan başarılı ameliyat ile zor günleri geride bıraktı.

'DAHA ÖNCE HASTANEYE HİÇ GİTMEMİŞTİM'
Eşinin böbreğiyle yaşama merhaba diyen Merve Küçükdemir, “Evlendiğimde böyle bir hastalığım olduğunu bilmiyordum. Bebek düşünüyorduk. Ama bebeğimiz olmayınca evliliğimizin 6'ncı ayında doktora gittik. Kan tahlillerim yapılınca böbrek yetmezliğim olduğu ortaya çıktı. Şoke oldum" dedi. Daha önce hiç hastaneye gitmediğini, sağlıkla ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadığını anlatan Küçükdemir, “Hastalığımı öğrenince bir anda kendimi başka bir şeyin içinde buldum. Aklımdan bir sürü soru geçti. En önemlisi evliliğimi nasıl etkileyeceğini düşündüm. Bu duruma alışma aşaması zordu ama sevdiklerim yanımda olunca daha kolay aşabildim. Moral depoladım sevdiklerimle. Hastalığı öğrendiğimizde eşim böbreğini vermek istedi ama prosedür gereği 2 yıl evli olmak zorundaydık. Çok şükür o süreçten bu sürece kadar kötü bir durum olmadı" diye konuştu. Organ nakli için sıra beklerken bazen umudunu kaybettiğini söyleyen Merve Küçükdemir, “Sadece bizim hastanede 285 kişi kadavradan böbrek bekliyordu ve bana uygun böbrek çıkmamıştı. Organ bağışı bizim ülkemizde yetersiz" dedi.

'SEVDİĞİMİN BÖBREĞİNİ TAŞIMAK BEBEK TAŞIMAK GİBİ BİR DUYGU'
"Sevdiğim insanın böbreğini taşımak çok güzel bir duygu" diyen Merve Küçükdemir, “Ondan bir can taşıyorum, aynı bebek taşımak gibi bir şey bu. Bebekten önce eşimin böbreğini taşıdığım için çok mutluyum. Şimdi birbirimize daha çok bağlıyız. O bana canından bir parça verdi" dedi.

'ALLAH DAMADIMDAN BİN KERE RAZI OLSUN'
Merve Küçükdemir'in annesi Filiz Işık (48) ise kızının hasta olduğunu öğrendiklerinde anne ve baba olarak böbreklerini vermek istediklerini belirterek, “Kalp, tansiyon ve şeker hastası olduğum için almadılar. Eşim de kalp krizi geçirmişti ve ondan da almadılar. Allah bin kere razı olsun damadımdan, o verdi böbreğini. Allah kızıma da damadıma da uzun ömür versin. Çok mutluyuz" dedi. Hüznü ve sevinci bir arada yaşadıklarını sözlerine ekleyen Işık, “Canlıdan alıp canlıya vermek yerine kadavra bağışının artması daha iyi olur. Herkes organlarını bağışlamalı" dedi.

'EŞİMİ GEÇ BULDUM ÇABUK KAYBETMEK İSTEMEDİM'
Eşinin kronik böbrek yetmezliği hastası olduğunu öğrendiğinde onun acısını birebir hissettiğini söyleyen Serdar Küçükdemir ise “O anda ilk düşündüğüm bir gün evde yığılıp kalacağıydı" dedi. Bekleme sürecinde korktuğu şeyin başlarına geldiğini anlatan Küçükdemir, “Gerçekten de bir gün evde yığılıp kaldı. Kucağımda hastaneye yetiştirdim. Acı çekmesine dayanamıyordum. Yasalara göre böbreğimi verebilmem için 2 yıllık evli olmamız gerektiği için bekledik. Sürenin bitiminden bir süre sonra eşime böbreğimi verdim. Eşimi genç yaşta kaybetmek istemiyordum. Çünkü onu zaten geç bulmuştum" diye konuştu.

KADAVRADAN NAKİL ARTMALI
Ekibiyle birlikte ameliyatı gerçekleştiren Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezi Cerrahi Sorumlusu Doç.Dr. Tuğrul Çakır, hastanın 2 yıldır nefroloji kliniğinde takipte olduğunu belirterek, “Diyalizi uzatma tedavileriyle bugüne kadar geldik. Nakilden sonra Merve gayet iyi" dedi. Türkiye'de kadavradan nakillerin artması gerektiğini de vurgulayan Doç. Dr. Çakır, herkesi organ bağışında bulunmaya davet etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
- Eğitin araştırma hastanesi dış plan görüntü
- Organ nakil merkezi dış plan görüntü
- Su içerken görüntüsü
- Hemşirenin tansiyon alırken görüntüsü
- RÖP 1: Merve Küçükdemir
- RÖP 2: Filiz Işık (Anne)
- RÖP 3: Serdar Küçükdemir (Eşi)
- RÖP 4: Doç. Dr. Tuğrul Çakır
- Çiftin hastane koridorunda yürürken görüntüsü
- Servis hemşirelerinden görüntü
- Detaylar

442 MB -- 04.02 /// HD
Haber: Selma KUNAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

==================

3 - Burdur'da 4.6'lık deprem (2)

BURDUR'un Yeşilova ilçesinde baat 05.40'ta 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD İl Müdürü Yasin Tokgöz, herhangi can veya mal kaybı olmadığını, ancak tedbir amaçlı bir ekibi Kavakköyü'ne gönderdiklerini söyledi.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre Burdur'un Yeşilova ilçesine bağlı Kavakköyü yakınlarında Richter Ölçeği'ne göre 4.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Saat 05.40'ta, 7 kilometre derinlikte kaydedilen deprem, Kavakköyü'nün yaklaşık 3.49 kilometre uzağında meydana geldi. Deprem Burdur merkez ve bütün ilçelerinde de hissedildi. Depremin merkez üssü olan Kavakköyü'nün Muhtarı Mehmet Acar, "Depremi hissettik ama köyümüzde herhangi can veya mal kaybı olmadı" dedi.

AFAD EKİBİ KÖYE YÖNLENDİRİLDİ

AFAD İl Müdürü Yasin Tokgöz, depremden dolayı herhangi can veya mal kaybı olmadığını, ancak tedbir amaçlı bir ekibi Kavakköyü'ne gönderdiklerini, ekibin incelemeler yaptığını söyledi.

Kentin birinci derece deprem bölgesi olduğunu aktaran Burdur'da oturan vatandaşlar ise 1971 depremini yaşadıklarını, 1995 Dinar depreminden büyük ölçüde etkilendiklerini, can ve mal kaybı olmamasının sevindirici olduğunu kaydetti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------
Kent sokaklarından görüntü
Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ

================

4 - Konya Ovası, ayçiçek üretiminde Trakya ile yarışıyor

TÜRKİYE'nin tahıl ambarı olarak bilenen Konya Ovası, artık ayçiçek üretiminde de Trakya bölgesiyle yarışır hale geldi. Konya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, "Konya Ovası, ayçiçeği ekim alanının yüzde 10'unu, üretimde de yüzde 15'ini karşılıyor. Konya, 260 bin tonluk yağlık ayçiçeği üretimi ile Edirne ve Tekirdağ'dan sonra üçüncü büyük üretim merkezi haline geldi. "dedi.
38 bin 873 kilometrekare yüzölçümüne sahip Konya Ovası'nın yüzde 47'si tarım arazisinden oluşmaktadır. Yılda yaklaşık 5 milyon ton tahıl üretimiyle de Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinmektedir. Konya Ziraat Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, Konya Ovası'nın tarım sektöründe artık sadece tahılla değil, ayçiçek üretiminde de ön planda olduğunu belirtti.
Soylu, şunları söyledi:
"Konya son yıllarda özellikle yağlık ayçiçeğinde önemli bir üretim merkezi haline geldi. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi karlılık oranının özellikle birim alan fiyatlarının giderek çiftçiyi tatmin eder boyuta gelmesidir. 2017 istatistiklerine göre ülkemizde 681 bin hektar ayçiçeği ekim alanı var. Bu ekim alanının yaklaşık yüzde 10’u Konya'dadır. Ekim alanının yüzde 10'unun Konya'da olmasına rağmen birim alandan alınan verimin yüksek olması nedeniyle üretimin yüzde 15’i Konya Ovası oluşturuyor. Türkiye genelinde 1 milyon 800 bin ton üretim varken bunun yaklaşık 260 bin tonu Konya Ovası'nda gerçekleşiyor. Bunun en önemli sebebi ayçiçeği üretiminde üst düzey yetiştirme teknikleri kullanılmasıdır. Bu da Türkiye'deki en yüksek verimlerin bu bölgede alınmasına neden oluyor. Birim alanda, Türkiye ortalamasının yaklaşık 100-150 kilogram daha fazlası kadar bir verim alıyoruz. "
BÜYÜK BİR POTANSİYEL VAR
Soylu, bölgedeki ayçiçek üretiminin Konya havzası olarak Aksaray ve Karaman da dahil edildiğinde bu rakamın yıllık yaklaşık 350 bin tona çıktığını kaydetti. Soylu, "Konya, Karaman ve Aksaray'ı içine alan Konya havzası, 1 milyon ton üretime sahip Trakya'dan sonra en önemli ayçiçeği üretim bölgesidir. Konya havzası yaklaşık 350 bin ton ile Türkiye ayçiçeği üretiminin yüzde 20’sini oluşturuyor. Konya’da artık, Edirne ve Tekirdağ’dan sonra ilk üçte olan bir ilimiz. "dedi.

Görüntü dökümü:
-------------------
- Ayçiçeği detay
- Süleyman Soylu röportaj
- Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Tolga YANIK-Hasan DÖNMEZ KONYA (DHA)

=============================

5 - Kas hastası Handenur, satrançla hayata tutundu

İSTANBUL'da oturan, doğuştan SMA (Spinal Müsküler Atrofi)hastası Handenur Şahin (21), satrançla hayata tutundu. Şahin, "Satranç beni hayata bağlıyor, bana güç veriyor. Burası farklı bir dünya" dedi.
Doğuştan kas hastası olan Handenur Şahin, 10 yaşında kendi isteğiyle satranca başladı. Başarıları sayesinde şu an Türkiye Satranç Birinci Ligi'nde mücadele eden Kahramanmaraş Satranç Spor Kulübü'nde oynayan Şahin, 15- 22 Temmuz tarihlerinde Konya'da gerçekleşen müsabakalara katılıp, takımı için ter döktü. Aynı zaman da Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi 3'üncü sınıf öğrencisi olan Handenur Şahin, satranca nasıl başladığını anlattı. Şahin, şöyle konuştu:
"Niye satranç derseniz? Bunu tanımlayabilecek rasyonel bir şey yok. Çünkü tamamen benim içimden gelen bir şeydi. Ben ailemle, kuzenlerimle, evde satranç oynardım. İlla satranç oynayacağım, satranççı olacağım diye bir şey yoktu. Okulumuzda kurs vardı. 10 yaşında bir çocuk olarak o kursa gitmeyi çok istedim. Nedenini bende bilmiyorum. Ondan sonra o kursa başladım. Okulumun takımına girdim. Sonra başarılar geldi. Şimdi genç milli takımdayım, A milli takımına doğru gidiyorum."
HASTALIĞIM NEDENİYLE TOPLUMDAN SOYUTLANMADIM
Hastalığı nedeniyle toplumdan soyutlanmadığını belirten Şahin, "Hastalığımla ilgili çocukluk yaşlarımda belli bir tedavi sürecim oldu. Sonra ailem beni öyle bir yetiştirdi ki hiçbir zaman toplumdan soyutlanma gibi bir vaktim olmadı. Aileme minnettarım. Ben kendimi insanlardan farklı hissetmedim. Hiçbir çocuktan farklı olmadım" dedi.
2012-2013 ve 2017'de Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonası'nda üçüncü, 2015 yılı Türkiye Yaş Grupları Şampiyonası'nda da birinciliği elde eden Şahin, hedefinin Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonu olduğunu kaydetti. Handenur, iş dünyasında ise üniversiteden mezun olup, Türkiye'yi uluslararası düzeyde temsil edecek birimlerde görev almayı planladığını söyledi.
SATRANÇ AYRI BİR DÜNYA
Satrancın hayatında önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Şahin, şunları söyledi:
"Satranç sayesinde çok enteresan insanlarla karşılaşıyorsunuz. Burada herkes ailem gibi, çevremdeki insanlar gibi değil. Her çeşit insanla karşılaşıyorum. İnsanları tanıyorum. Bir keresinde metroya binmiştim. Önümdeki bir abi 'arkada özürlü var' demişti. Ben buna gülerek tepki verdim. Çünkü kelimeler benim için bir şey ifade etmiyor. Benim için kelimelerin hiç önemi yok."
Her çocuğun kendine has yeteneğinin olduğunu ifade eden Şahin, bu yeteneğin ise aile ve öğretmenler sayesinde ortaya çıkarıldığını belirtti. Özellikle engelli çocuklar için bunun önemli olduğunu vurgulayan Şahin, "Eğer aile çocuğa destek sağlarsa, o çocuk muhakkak kendinin neye yeteneği olduğunu bulacak ve onu ortaya çıkaracaktır. Bunu teşvik edecek ailedir. Ailelerin çocuklarını okutması çok önemli. Çocuk, ancak okula gittiği zaman hayatı ve insanları tanımış oluyor" dedi.
Kas ve omurilik hastalarına satranç oynamayı tavsiye eden Şahin, "Satranç çok güzel bir spor. Özellikle benim gibi kas hastalılarına, omurilik felçlilerine tavsiye ediyorum. Ben kas hastasayım. Benim yapabileceğim tek spor satranç. Eminim satrançta benim gibi başarılı olabilecek birçok çocuk vardır. Okulda da çok faydası var. Farklı bir çevre, farklı bir hayat burası. Onun için her çocuğa, her engelli çocuğa tavsiye ediyorum" diye konuştu.
KENDİMİZİ ŞANSLI HİSSEDİYORUZ
Handenur gibi bir çocuğa sahip oldukları için kendisini çok şanslı hissettiğini söyleyen anne Aynur Şahin, "Ben böyle bir çocuğum olduğu için kendimizi çok şanslı hissediyorum. Çok problem çıkarmayan, durumundan dolayı sıkıntı çıkarmayan ve hayata hep pozitif bakmaya çalışan bir çocuk oldu. Bu bizim için yaşam biçimi haline geldi. Hastalık teşhisi konduğunda bir bocalama yaşıyorsunuz. Bu durumu ne kadar kısa sürede kabullenirseniz, hayatınız da o kadar kısa sürede daha güzelleşiyor" dedi.

Görüntü dökümü:
---------------------------
- Handenur Şahin röportaj
- Handenur'un satranç maçından detaylar
Haber-Kamera: Tolga YANIK - KONYA (DHA)

========================

6 - Ayakları kesilen köpeğe 'hayat tamircisi'nden yürüteç

GAZİANTEP’te yanlış tedavi sonrası ön ayakları kesilen köpeğe, 'hayat tamircisi' olarak tanınan Hasan Kızıl tarafından yürüteç takıldı.
Gaziantep'te, yanlış tedavi sonucu ön iki ayağı kesildikten sonra sokağa bırakılan 'Yağmur' isimli köpek Canlı Hayatları İyileştirme Derneği tarafından koruma altına alındı. Dernek tarafından sosyal medya üzerinden köpekle ilgili duyurular yapılarak yardım istendi. Mardin'in Derik ilçesinde yaşayan ve çevresinde 'hayat tamircisi' olarak tanınan Hasan Kızıl, sosyal medyada karşılaştığı engelli köpek için kendi olanaklarıyla yürüteç yaptı. Kızıl, ön iki ayağı kesilmiş olan 'Yağmur' isimli köpek için yaptığı yürüteci Gaziantep'e getirerek giydirme işlemini yaptı. İlk etapta yürüteçle yürümede zorlandığı görülen köpeğin, bir süre sonra daha rahat hareket edebileceği belirtildi.
Yürüteç takılan köpeğe ilerleyen süreçte protez takacaklarını da dile getiren Hasan Kızıl, "3 yıldır hayvanların engellerini yok etmek için çalışıyorum. Burada Yağmur isimli köpeğimizi görmeye geldik ve ona bir yürüteç sürprizi yaptık. İlk etapta bir yürüteç deneyip sonra ayağı biraz daha incelirse ona 3D yazıcıdan iki protez desteği vereceğiz. O zaman köpeğin koştuğu ve mutlu olduğu ana hepimiz şahit olacağız. Ampute edilmiş ön iki ayağı inceldiği zaman iki tane protez yapacağız" dedi.
Hayvanların da duygularının olduğunu belirten, Canlı Hayatları İyileştirme Derneği Başkanı Ufuk Tekbaş ise köpeğe önce yürüteç ardından ise protez yapma kararı aldıklarını ifade ederek, herkesi yaşam hakkına sahip olan hayvanlara karşı duyarlı olmaya davet etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Ayakları olmayan köpek
- Yürütecin takılması
- Köpeğin yürütülmeye çalışılması
- Hasan Kızıl ile Röp.
- Ufuk Tekbaş ile Röp
- Genel ve detay görüntüler

Haber:Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-(DHA)
231 MB

============================


Popular Articles

Latest Articles