“­T­ü­r­k­i­y­e­ ­h­e­r­ ­t­ü­r­l­ü­ ­d­e­s­t­e­ğ­i­ ­v­e­r­m­e­y­e­ ­d­e­v­a­m­ ­e­d­e­c­e­k­­

“­T­ü­r­k­i­y­e­ ­h­e­r­ ­t­ü­r­l­ü­ ­d­e­s­t­e­ğ­i­ ­v­e­r­m­e­y­e­ ­d­e­v­a­m­ ­e­d­e­c­e­k­­

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, "Kıbrıs meselesine adil, kalıcı, Türk halkının siyasi eşitliğini, meşru haklarını teminat altına alacak bir çözümün en kısa zamanda bulunması bizim de KKTC'nin de temel hedefidir" dedi.

Dışişleri Bakanı olduktan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Sinirlioğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yla başbaşa ve heyetler arası görüşmeler sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında, Dağlıca'da meydana gelen PKK saldırısıyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Dün gece vuku bulan hain terör saldırısında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu menfur terör saldırılarında, PKK ile mücadelemizin artarak devam edeceğini vurgulamak isterim."

Akıncı'yla, Kıbrıs müzakerelerinde gelinen aşama ve ilerleyen döneme ilişkin görüş alışverişinde bulunduklarını söyleyen Sinirlioğlu, "Kıbrıs meselesine adil, kalıcı, Türk halkının siyasi eşitliğini, meşru haklarını teminat altına alacak bir çözümün en kısa zamanda bulunması bizim de KKTC'nin de temel hedefidir" şeklinde konuştu.

Kıbrıs meselesinin yarım asrı aşkın süredir Birleşmiş Milletler'in (BM) gündeminde olduğuna dikkati çeken Sinirlioğlu, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının, daima "iyi niyet, sabır ve samimiyetle" uygulanabilir bir çözüm arayışında olduğunu belirtti.

"Türkiye garantör ülke olarak her türlü desteği vermeye devam edecek"

Türkiye'nin mevcut müzakere sürecindeki "olumlu atmosferin" değerlendirilmesinde garantör ülke olarak her türlü desteği vermeye devam edeceğini kaydeden Bakan Sinirlioğlu, başta Kıbrıs sorununun çözümü olmak üzere Türkiye ve KKTC arasında her alanda işbirliğinin sürdürüleceğine vurgu yaptı.

"Beklentimiz, bu sürecin adada her iki tarafın siyasi eşitliğinin teminat altına alındığı ve Kıbrıs Türk halkının kendini güvende hissettiği bir çözüme bir an önce ulaşmaktır" diyen Sinirlioğlu, şöyle devam etti:

"Kıbrıs Rum tarafının, çözüm yönündeki iradesini defalarca ortaya koymuş olan Kıbrıs Türk halkına bu kez samimi bir şekilde karşılık vermesini umuyoruz. Bu yöndeki olumlu gelişmeler bize umut vermektedir. Kıbrıs Türk ve Rum halklarının birlikte inşa edeceği ortak geleceğin hayata geçirilmesi için her iki tarafta da siyasi iradenin olduğunu gözlemliyoruz. Bu tarihi çözümün, en kısa sürede hayata geçirilmesini umuyoruz."

Kıbrıs konusunda çözüme ulaşmanın başta Doğu Akdeniz olmak üzere geniş bir bölgede olumlu yansımaları olacağını ifade eden Sinirlioğlu, "Arzumuz, bu güzel adada atılacak barış tohumlarının bölgemiz ve ötesinde etkin olmasıdır" mesajını verdi.

"Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliği bizim için her şeyin üstündedir"

Türkiye'nin adada ve bölgede huzur, istikrar ve refahın yerleşmesine yönelik katkılarının süreceğine vurgu yapan Sinirlioğlu, "Türkiye, KKTC'ye tarihi ve akdi yükümlülüklerini her zaman ve her şartta yerine getirmeye devam edecektir" dedi.

Bir basın mensubunun, "Garantörlük, Kıbrıs'ta olası bir anlaşma sonrası devam edecek mi?" sorusunu Sinirlioğlu, şöyle cevapladı:

"Kıbrıs Türk halkının güvenlik ihtiyacı ortadadır. Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliği bizim için her şeyin üstündedir. Ortaya çıkacak çözümün ve burada kurulacak yeni düzenin sürdürülebilir olması garantör ülkelerin konuya dahil olmasıyla sağlanabilir. Bu konu müzakerelerde ele alınmaktadır."

Bakan Sinirlioğlu, "Dağlıca'da bir zafiyet söz konusu olabilir mi?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Dünkü olay gerçekleştiğinde KKTC'ye gelmiştim. Konunun ayrıntıları hakkında bilgi sahibi değilim. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehlike ve tehdidin boyutlarını hepiniz biliyorsunuz. Biz bu tehditlerle baş etmek için tüm gücümüzle gayretlerimizi sürdürüyoruz. Mücadele kararlı bir şekilde sürdürülecek. Terör örgütünün bir tek çıkış yolu var o da silahlarıyla birlikte Türkiye'yi terk etmektir. Bu olayın haince bir saldırının sonucu olduğu ortadadır."

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da "Bir an önce her iki tarafın da kabul edebileceği, iki kesimli, iki toplumlu, federal bir yapıyı, 11 Şubat 2014 mutabakatında ifade edildiği biçimde bir sonuca ulaştırmak ve bu sonucu her iki toplumun da onayına sunmak arzusundayız" dedi.

Akıncı, dün Dağlıca'da PKK tarafından gerçekleştirilen saldırıyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Türkiye'de yaşanan terör olayları ne yazık ki hepimizi acıya boğmaya devam ediyor. Yaşamını yitiren genç insanları, bir an önce artık bu üzücü durumun son bularak arkasının kesilmesini temenni ediyorum. Şehitlerimizi rahmetle anıyor, ailelerine, yakınlarına ve tüm Türk ulusuna başsağlığı diliyorum."

Kıbrıs konusunda müzakere sürecinin, Türkiye'yle mutabakat içinde yürütüldüğünü belirten Akıncı, şöyle konuştu: "Bu süreçte önemli eşikler geçilmekte ve elbette önümüzde daha önemli eşikler var. Sürecin bizi kalıcı bir barışa götürülmesini temenni ediyoruz. Gerek biz gerek Türkiye Cumhuriyeti samimiyetle bunu istiyor. Bir an önce her iki tarafın da kabul edebileceği, iki kesimli, iki toplumlu, federal bir yapıyı, 11 Şubat 2014 mutabakatında ifade edildiği biçimde bir sonuca ulaştırmak ve bu sonucu her iki toplumun da onayına sunmak arzusundayız."

-"Türkiye'nin sürece yaptığı katkıyı garantör ülke olan Yunanistan'ın da yapmasını bekliyorum"

Yunanistan'da 20 Eylül'de, Türkiye'de 1 Kasım'da gerçekleştirilecek seçimlerden sonra her iki ülkenin de huzurlu ve istikrarlı bir döneme kavuşmasını temenni ettiklerini kaydeden Akıncı, "Türkiye'nin sürece yaptığı katkıyı garantör ülke olan Yunanistan'ın da yapmasını bekliyorum. 20 Eylül seçimlerinden sonra umarım ki Yunanistan da kendini o noktada bulabilir" ifadelerini kullandı.

Rum medyasında yer alan "Referandumda KKTC'den hayır cevabı çıkabilir" haberleriyle ilgili olarak Akıncı, şu cevabı verdi:

"Aslında evet veya hayır konusu çok erken tartışılmaya başlandı. Daha neye evet ve ya hayır deneceği ortada yok. Önce metnin ortaya çıkması lazım. Diğer dönemlerden farlı bir durum olduğunu belirtmeliyiz. Annan Planı'ndan farklı olarak 11 Şubat 2014 anlaşmasında öncelikle iki liderin anlaşacağından bahseder. İki lider uzlaştıktan sonra referanduma gidilebilir diye bir hüküm vardır. Dolayısıyla, önce biz o yapıyı kuralım neye evet neye hayır diyeceğimizi bilelim. Her iki tarafın da içine sindirebileceği bir mutabakat elde edip halkımıza sunarsak halkımızın da evet diyeceğinden zerre kadar şüphemiz yok. Gazetelere yansıyanlar uydurma haberlere kulak asmayalım. Biz işimize bakalım."

(AA)

Popular Articles

Latest Articles