M­İ­T­ ­M­ü­s­t­e­ş­a­r­ı­ ­F­i­d­a­n­­d­a­n­ ­K­a­r­a­ ­H­a­v­a­c­ı­l­ı­k­ ­K­o­m­u­t­a­n­l­ı­ğ­ı­ ­d­a­r­b­e­ ­d­a­v­a­s­ı­n­a­ ­k­a­t­ı­l­m­a­ ­t­a­l­e­b­i­

M­İ­T­ ­M­ü­s­t­e­ş­a­r­ı­ ­F­i­d­a­n­­d­a­n­ ­K­a­r­a­ ­H­a­v­a­c­ı­l­ı­k­ ­K­o­m­u­t­a­n­l­ı­ğ­ı­ ­d­a­r­b­e­ ­d­a­v­a­s­ı­n­a­ ­k­a­t­ı­l­m­a­ ­t­a­l­e­b­i­

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Müştekilerin beyanlarının alınmasıyla devam edilen duruşmada konuşan Ahmet Arık, darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı bölgesinde yaralandığını, vatandaşların birinin de yanı başında şehit olduğunu anlattı. Arık, sanıklardan şikayetçi olarak davaya müdahillik talep etti.

Abdullah Bulut da, 15 Temmuz akşamı görev yaptığı Gölbaşı TÜRKSAT'ta bulunduğunu, yayınları kesmek için gelen darbeci helikopterlerden yapılan atışla yaralandığını belirterek, 3'ü sivil 155 sanığın yargılandığı davaya müdahil olmak istedi.

"Tanklar da halkı ezmeye çalışıyordu"

Müştekilerden Muhsin Türkmen, olay akşamı Yenimahalle'de MİT yerleşkesinin helikopterlerce tarandığını gördüğünü, bunun ardından evine gittiğini, televizyonlardan darbe girişimini öğrendikten sonra da sokağa çıktığını dile getirdi.

Kızılay bölgesine geldiğinde tankları gördüğünü beyan eden Türkmen, bunun ardından bölgedeki insanlarla darbeciler tarafından rehin alınan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı kurtarmak için Genelkurmay Başkanlığı'na gitmeye karar verdiklerini, burada helikopterlerin de uçuş yaptığını anlattı.

Müşteki Türkmen, "Gelen ilk helikopter kavşağa 3 atış yaparak halkı sindirmeye çalıştılar. Daha sonra gelen helikopter de asker indirmeye çalıştı ama bölge ateş altında olduğundan indiremedi. Bu sırada tanklar da halkı ezmeye çalışıyordu. İlk tanktan kurtulan, arkadan gelen ikinci tankın altında kalıyordu. Tanklar etkisiz hale getirilince vatandaşlar Genelkurmayın içine girmeye başladı. Bu sırada içeriden kalkan helikopterler halkı taramaya ve bomba atmaya başladı. Ben bu sırada helikopter atışıyla yaralandım. Helikopterler yaralıları almaya çalışan vatandaşlara da ateş ediyordu" diye konuştu.

Türkmen, sanıklardan şikayetçi olarak davaya müdahillik talep etti.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polislerden Alper Korkmaz, akşam saatlerinde emniyete gelen darbecilerin kendilerine teslim olmaları çağrısı yaptığını, bunu kabul etmemeleri üzerine darbecilerle aralarında çatışma yaşandığını beyan etti.

Bir süre sonra bölgeye gelen helikopterlerin de bölgeyi ateş altına aldığını vurgulayan Korkmaz, helikopter atışı sırasında vücudunun 3 ayrı yerinden yaralandığını belirterek davaya katılmak istediğini iletti.

Ahmet Gençşehit ile Adem Gül de, olay gecesi Genelkurmay önünde helikopter atışıyla yaralandıklarını söyleyerek davaya müdahillik talep etti.

"Bu vatana, bu millete nasıl kıydınız?"

Şehit Cuma Dağ'ın eşi Rukiye Dağ, 15 Temmuz akşamı darbe girişimi olduğunu basından öğrendiklerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı meydanlara çağırması üzerine eşiyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gittiklerini aktardı.

Bir süre sonra bölgeye gelen helikopterlerin vatandaşları taradığını, kendisinin yanına da helikopter mermisi düştüğünü söyleyen müşteki Dağ, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"İleride yerde boylu boyunca yatan birini gördüm ama helikopterler taramaya devam ediyordu. Bir özel harekat polisine, 'Bu benim eşim olabilir, gidip bakmak istiyorum' dedim. Çatışma devam ettiği için bölgeden ayrılmamı istedi. Ben ısrar edince kabul etti. Oraya gittiğimde yerde yatan kişinin elbisesi, çorapları benim eşime benziyordu. Eşimin şehit olduğunu anladım. O ana kadar ölebileceğim hiç aklıma gelmemişti. Kendi kendime dedim ki 'Rukiye, kelimeişehadet getir.' Ama şehitlik benim nasibimde yokmuş."

Sanıklardan şikayetçi olduğunu belirten müşteki Dağ, "Neyiniz eksikti, bu vatana bu millete nasıl kıydınız?" ifadelerini kullanarak davaya katılmak istedi.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan da şahsi avukatı aracılığıyla, davaya katılma talebinde bulundu.

2 teğmeni konuşup ikna ettiler

Tanık olarak dinlenen Jandarma Albay Özcan Mete Özcan, darbe girişimi gecesi Orgeneral Arif Çetin'in emriyle Kara Havacılık Komutanlığına giderek, darbecilere karşı mücadele ettiğini dile getirdi.

Özcan, sabaha karşı Kara Havacılık Komutanlığına geldiğinde nizamiyenin itfaiye aracı tarafından kapatıldığını gördüğünü, nizamiyede 2 silahlı teğmen olduğunu, onlarla konuşup ikna ettiklerini ve silahlarını alıp oradan da kuleye yöneldiğini anlattı.

Kule girişi bölgesinde de 4 teğmen olduğunu anlatan Özcan Mete Özcan, yanına gelenlerden darbe girişimi olduğunu söyleyerek silahlarını almak istediğinde, teğmenlerin kuledeki sanık eski albay Oğuz Yalçın'a sorduktan sonra silahlarını teslim edebileceklerini söylediklerini beyan etti.

Bundan sonra teğmenlerin kuleye çıktığını aktaran Özcan, pistten kalkan helikopterden üzerlerine ateş edildiğini, kendisi ile birlikte olan askerlerin de karşılık verdiklerini bildirdi.

Bir süre sonra kuleye girdiklerinde Oğuz Yalçın ve teğmenlerin oradan ayrılmış olduğunu gördüklerini belirten tanık Özcan, burada bulunan 3 kişiyi teslim aldıklarını ve kolluk kuvvetlerine teslim ettiklerini kaydetti.

El hareketleri yapan sanık salondan çıkartıldı

Tanık Özcan konuşmasına devam ederken, sanıklardan Mehmet Temizkan'ın mahkeme heyetine el kol hareketleri yapması üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanığın duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle mahkeme salonundan çıkartılmasını istedi.

Jandarma personelinin sanığı salondan çıkarmasından sonra Özcan Mete Özcan beyanlarını tamamladı.

Duruşmanın sonunda TÜRKSAT, avukatlar aracılığıyla davaya katılma talebinde bulundu.

Davanın görülmesine 19 Mart Pazartesi günü devam edilecek. 

Kaynak: AA

Popular Articles

Latest Articles